İşte haritayı yapan Mark Graham Oksford İnternet Enstitüsünün alt sokağındadır. | TED | إليكم خريطة أعدها مارك قراهام والذي يعمل في معهد أكسفورد للإنترنت. |
20 Mark, 40 Mark, 80 Mark. Bir hafta içinde 500'ü bulacağım. | Open Subtitles | 20مارك، 40 مارك، 80 مارك في غضون أسبوع سأحصل على 500 مارك |
Evet, ama sorun değil Ross gittikten sonra Mark geldi. | Open Subtitles | نعم و لكنه جيد لانه عندما تركت روس جاء مارك |
Ortalamasını alacak olursak günde 4 Mark eder... ve 300,000 hastamız var, eğer biz bunları... ortadan kaldırırsak devlet ne kadar kazanır? | Open Subtitles | إعتبر أن المعدل أربع علامات في اليوم وهناك 300,000 مريض كم علامة يجب ان تنقذ لو ان هؤلاء الأفراد مازالوا قائمين؟ |
Günde ortalama 4 Mark olduğuna ve 300.000 hasta olduğuna göre, bu hastalar ortadan kaldırıldığında sizce devlet ne kadar kâr eder? | Open Subtitles | إعتبر أن المعدل أربع علامات في اليوم وهناك 300,000 مريض كم علامة يجب ان تنقذ لو ان هؤلاء الأفراد مازالوا قائمين؟ |
Ve Mark'ta balayı süitini ayarladım. | Open Subtitles | ولقد حجزت جناح شهر العسل في كافة الأقسام. |
Bu teklifi başka kimse vermez Mark... bunu biliyorsun. | Open Subtitles | لا أحد يقوم بالعمل كاملا مثلنا يا مايك انت تعرف هذا فكر في الامر |
Dediklerine göre 1 dolar, artık 5 milyar Mark yapıyormuş. | Open Subtitles | يقولون بأن معدل تبادل دولار واحد هو خمس مليارات ماركس |
Mark dört kişi dedi. Sen de birini düşünmeye başlamalısın. | Open Subtitles | حسناً مارك قال أربع تذاكر لذا يجب أن تصطحبي أحد |
Yani yarından itibaren, Mark Johnson veya John Markson olacağım. | Open Subtitles | لذا غداً، أنا سَأَكُونُ أمّا مارك جونسن أَو جون ماركسون |
Ve Mark adında bir çocuğu öpmek zorunda kaldım. Hem de dudaklarından. | Open Subtitles | وكان لا بدّ أن أقبّل هذا الرجل الذي يُدعي مارك علي شفتيه. |
Ve Mark adında bir çocuğu öpmek zorunda kaldım. Hem de dudaklarından. | Open Subtitles | وكان لا بدّ أن أقبّل هذا الرجل الذي يُدعي مارك علي شفتيه. |
- Korkuluğu sen yapıyorsun, Mark. - Onu boş verelim, akşamdan kalmayım. | Open Subtitles | ـ عليك بغسل الصحون يا مارك ـ دهك من ذلك الآن .. |
Hastane kayıtları Mark Gregory'nin 10 yaşında omurgasını çatlattığını gösteriyor. | Open Subtitles | ان مارك غريغوري كسر فقرة عندما كان بعمر 10 سنوات |
Mark 58 rüzgarı tayin etme, akıntıyı saptama için kullanılabilir. | Open Subtitles | علامة ال 85 يستعمل كمرجع للرياح. لتحديد التيار. |
Ama nerede? Şu ana kadar komşulardan öğrendiğim kadarıyla Mark Jeffries, örnek bir vatandaşmış. | Open Subtitles | بقدر ما يعرف الجيران، كان جيفريز علامة مواطن نموذجي. |
Mark Jeffries'den çıkarılan mermiyi. | Open Subtitles | الرصاصة التي تم استردادها من جيفريز علامة. |
- Orada bana ihtiyacın var mı Mark? | Open Subtitles | كافة. الآن كافة الأقسام لا تحتاج لي هناك؟ |
Ha siktir! Tablonun yenilenmesi gerekiyordu. AsıI Mark Rothko'nun kim olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. | Open Subtitles | اللوحة كانت قد استرجعت لم يكن لديه اية فكرة عن من يكون مايك راثكو لكنه أحب الاسم |
Biliyor musunuz, bu San Mark's'taki kızlar için daima iyi bir şeydir. | Open Subtitles | أتعلم لقد كانت دائماً جيدة للغاية للفتيات هنا في مدرسة القديس ماركس |
Mark'ı bekliyorum. Prova yapacağız. | Open Subtitles | أنا في إنتظار العلامة لنجرب بعض الشاشات |
Bana buralarda Marky Mark derler çünkü Simon Emlak'ta hepimiz manyak bir çeteyiz! | Open Subtitles | ينادوني ماركي مارك هنا لأنه هنا في عقارات سايمون نحن مجموعة غير تقليدية |
Yarı yol istasyonunda bir Mark 9 patlatmak bu işi halleder herhalde. | Open Subtitles | أفترض أن تفجير قنبلة من طراز مارك تسعة في منتصف المحطة ، قد يفعل ذلك الى حد كبير |
Yahudi kalifiye işçiler için standart SS ücreti... günde yedi Mark, vasıfsız işçiler ve kadınlar için beş Marktır. | Open Subtitles | الاجر المثالي للعامل اليهودي الماهر طبقا للنازية هو 7 ماركات في اليوم و 5 ماركات للغير ماهر و النساء |
Şu andan itibaren yasaklanan... 2.45 Zloti'ye 1 Mark veren müşterim var. | Open Subtitles | لقد وجدت من يبيع المارك بالزلوتي مقابل 2.45 الى 1 |
10 bilet aldım böylece 1 Mark cebimde kaldı. | Open Subtitles | إشتريت 10 تذاكر ووفرت ماركا |
Ve dizgicilik hakkında herşeyi bilen Mark Twain bu makineye gerçekten aşık olmuştu. | TED | ومارك توين .. والذي كان يعلم كل شي عن الطباعة كان مهووساً بهذه الآلة |
Ne Mark Zuckerberg'in ne de Steve Jobs'un adını duymuşlardı. | TED | لم يسمعوا قط بمارك زوكربيرج او ستيف جوبز. |