Konfederasyon'un, Binbaşı Marquis'in başı için otuz bin dolar ödül koyduğunu biliyor muyum? | Open Subtitles | هل أعلم بأمر جائزة الثلاثين ألفاً التي وضعها المجلس على رأس الرائد ماركويز |
CA: Son otuz senede Amerika'da suçta çok büyük bir düşüş var. | TED | ك.أ. : كان هناك انخفاض شديد في معدل الجريمة في أمريكا في الثلاثين سنةً الأخيرة. |
Ne kadar alıyoruz, yılda otuz altı bin dolar mı? | Open Subtitles | نحصل على ستّة وثلاثون ألف دولار في السّنة؟ |
Tanrıya şükür, otuz dört yıl boyunca hiç etmedim. | Open Subtitles | لم أُصب بأى رصاصه طوال سنوات عملى الأربعه وثلاثون |
Amy, sevgilim, otuz altı standarttır, sana standart boyutu verdiler. | Open Subtitles | ايمي، حبيبي، ستة وثلاثين هو القياسي أنهم يمنحوكي ارتفاع قياسي. |
Avrupa seçimlerinde, son Avrupa seçimlerinde, en geniş ve otuz yaşın altındaki genç nüfusuyla en çok gıpta edilen parti olduk. | TED | وفي الانتخابات الأوروبية، الانتخابات الأوروبية الأخيرة، أصبحنا أكبر حزب و الأكثر شعبية بين فئة الشباب تحت سن الثلاثين. |
Geçen otuz yılda, bu çalışma az sayıda proteini ve görece az örneği genellikle tek bir yerde test etti. | TED | في الثلاثين سنة الماضية، اختبرت هذه الدراسات مجموعة صغيرة من البروتينات في عينات قليلة نسبياً وعادةً في موقع واحد |
Bana söylenen, bu otuz yıl boyunca ağzından çıt çıkmadığı. | Open Subtitles | لقد قيل لى أن طوال هذه السنوات الثلاثين إنه لم يلفظ ببنت شفة |
otuz yaşıma kadar odamda ışık açık, uyudum! | Open Subtitles | أنا غير مناسب لحياة الجيش، لقد كنت أنام والأنوار مُضاءة حينما كنت في الثلاثين من عمري. |
Yani şimdi otuz beş yıldır görmediğin birini arayacaksın İstanbul'u bilmiyorsun, o herifin nerede olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | وتقول أنك ستجد وجهاً لم تره منذ خمسة وثلاثون عاماً في مدينة كإسطنبول؟ |
Birleşik Devletler askeri olarak otuz 32 yıllık kahramanlık. | Open Subtitles | اثنان وثلاثون سنة من البطولة كجندى بحرى أمريكى بغض النظر عما تقرره هنا |
otuz. $7.38. | Open Subtitles | ثلاثون , سبعة دولارات وثمانية وثلاثون سنتا |
İki yıl, yedi ay, üç gün ve sanırım bir saat, otuz dakikadır. | Open Subtitles | عامين وسبعة شهور وثلاثة ايام وساعة وثلاثون دقيقة |
otuz, otuz beş yıl olmuştur. | Open Subtitles | قبل نحو ثلاثين أو خمسة وثلاثين عاماً مضت |
Peki ne yaptın bu otuz beş sene? | Open Subtitles | إذا، ماذا فعلت طوال الخمسة وثلاثين عاماً الماضية؟ |
Yani kıçını odana çekip, son otuz yıldır tanıdığım adam gibi davranmaya başlayana kadar orada kalabilirsin. | Open Subtitles | لذايُمكنكأن تعودإلى حُجرتكولاتعود.. حتى تكون مُستعد للتصرف مثل الرجل الذى عرفته لثلاثين عاماً |
- Öyleyse otuz üç yaşındayım - 34 yaşına gireceğim yakında | Open Subtitles | اذا فانا عمرى 33 عام وسابلغ الرابعه و الثلاثون |
Arabanın otuz metre arkasında kalacaksın, tamam mı? | Open Subtitles | أريدك أن تكون خلف السيارة بثلاثين مترا ً, حسنا ً ؟ |
Karım Diane. otuz bir yaşında. | Open Subtitles | ديانا زوجتي وهي فى الواحد والثلاثين من عمرها |
Duvarlarında iPad olan bir ev tasarlamışsın ama hala cahilin teki gibi otuz bir çekiyorsun! | Open Subtitles | لقد صممت منزلاً به آيباد في الحوائط و مازلت تستمني مثل الحاج |
Soğuk taş altında otuz bir gün yatmış, uykuda terlemiş bol zehir yapmış kurbağayı da afsunlu kazana katalım hepsini karıştırıp, güzelce kaynatalım. | Open Subtitles | ضفدع طين قضى ثلاثين يوماً نائماً تحت صخرة باردة ثم خرج من جلده السم كالعرق .. سيكون أول من ينزل في هذا القدر |
Gerçek can sıkıntısı hem otuz bir çekmek istemek, hem de aynı zamanda istememektir. | Open Subtitles | الملل الحقيقي هوَ عندما تُريدُ الاستمناء و لا تُريدُ ذلكَ بنفس الوقت |
Evlendiğim zaman küçük odalarda otuz bir biter zannetmiştim ama- | Open Subtitles | ظننت أنني إنتهيت من الإستمناء في الخزانه عندما أتزوج .. ولكن |
Bu vagon, sıra otuz iki. o koltuğu ağlamaktan sırılsıklam etti. | Open Subtitles | هذه العربة، الصف الثاني والثلاثون لقد أغرقت المقعد كله بالبكاء |
Huzurevlerine yatak çarşafı satman mı yoksa para için heriflere otuz bir çekmen mi? | Open Subtitles | أنك تبيعُ أغطية الأسرَّة للمُسنِّين أو أنكَ تُداعب قُضبان الرجال مِن أجل المال |
Bu bir erkek, otuz yaşlarında, öleli bir hafta olmuş. | Open Subtitles | إنه ذكر، في أوائل الثلاثينات متوفى منذ أسبوع على الأقل |
O iğrenç yerde otuz yıl. Düşüncesi bile beni öldürüyor. | Open Subtitles | ثلاثون سنة في هذا المكان المريع، أشمئز من مجرد التفكير |