söylediğin hiçbirşeye inanmıyorum. - Belki de böyle daha iyidir. | Open Subtitles | لم أصدق أي شيئ قلته من الأفضل إتباع تلك الطريقة |
Bak, söylediğin şeyi uzun uzun düşündüm, ve sanırım haklısın. | Open Subtitles | لقد فكرت كثيرا حول ما قلته واعتقد انك على حق |
Vermek zorundayım. söylediğin gibi, Peter. "Ve bunu Papa söylüyor!" | Open Subtitles | يتحتم علي ذلك ، كما قلت بيتر انا البابا المختل |
Artık o saf kız değilim. söylediğin her şey boşuna. | Open Subtitles | أنا مغسله بمجرى تصريف مفتوح أي شيء تقوله يخرج مباشره |
Her zaman her şey için söylediğin şu: "Onu tartışmayacağım" | Open Subtitles | هذا ما تقولينه دائماً لكل شيء لن أناقش ذلك |
Orada söylediğin şey çok tatlıydı. Çok dokunaklıydı. Neredeyse söylediğine inandım. | Open Subtitles | كان كلاماً لطيفاً ما قلتيه هناك، مؤثر للغاية كدت أن أصدقه |
Sabıka fotoğrafları, sabıka kaydı, bilinen suç ortakları falan ama dosyada yaptığını söylediğin hırsızlıklarla ilgili hiç bir şey yoktu. | Open Subtitles | صورته وسجلاته الإجراميه وقائمة بمساعديه ولكن لم يوجد فيه أى شئ عن سطو على المنازل لقد قلتِ أنه مازال يسرق |
söylediğin şey hakkında düşünüp duruyordum... Ve sanırım benden vazgeçtin çünkü... | Open Subtitles | كنت افكر مليّاً بشأن ما قلته لي وأعتقدأنكتخليتعني فقط لأن .. |
söylediğin hiçbirşey doğru değildi. Ne yemek, ne koruyucu, ne konuşma. | Open Subtitles | لا شيء مما قلته صحيح، لا عشاء، لا إشراف، لا محادثة. |
Yeminliyken söylediğin şey bu, ama bölge savcılığı bunun doğru olmadığını biliyordu. | Open Subtitles | إنها غيرت السؤال. هذا ما قلته تحت القسم، لكن المُدعي العامكانيعلمإنهاليست الحقيقة.. |
Senin her zaman söylediğin şeyi söyledim... vicdanlarıyla oy vermelerini. | Open Subtitles | كل ما قلته هو ما قلتهُ لي أن يصوتا لضميرهما |
Rosie, gerçek şu, randevumuzda bana söylediğin bir şey aklıma takıldı. | Open Subtitles | روزي، الحقيقة انه عندما ذهبنا لموعدنا قلت شيئا بقي في ذاكرتي |
Senin de söylediğin gibi, hiçbir zaman Birlik Ordusu'na girmedin. | Open Subtitles | أنت بنفسك قلت إنك لم تكن قط في جيش الاتحاد |
Penceresi olmayan bir yere gitmeliydim. Bu sayede söylediğin gibi çipi çıkarabilirdim. | Open Subtitles | كان علي الذهاب حيث لا توجد نوافذ كي اْنزع الشريحة كما قلت |
Orda yangında ölürse şimdi, bu ona söylediğin son sözler mi olacak? | Open Subtitles | ماذا لو مات في الحريق و كان هذا آخر ما تقوله له؟ |
Bu çok güzel, Mark. Bu, söylediğin her şeyi doğruluyor. | Open Subtitles | هذا رائع يا مارك هذا يؤكد كل ما كنت تقوله |
Sana, söylediğin her şeyin aramızda kalacağına dair söz veririm. | Open Subtitles | أعدك بهذا كل ما تقولينه سيبقى سرًا بيننا |
Hayır, yoruldum. söylediğin gibi, sen haklısın. | Open Subtitles | لا, لقد تعبت, اليس هذا ما قلتيه, انك على حق |
Bana vereceğini söylediğin diğer altmış bin. | Open Subtitles | الـ60 ألف الأخرى التي قلتِ بأنِك ستعطيني إياها |
Bişeyleri anlamadığımı söylediğin zaman kendimi bir pislik gibi hissediyorum. | Open Subtitles | ينتابني شعور سئ عندما تقولين لي أني لا أفهم الأشياء |
Bu kelimeyi bilmiyorum ama yine de söylediğin zaman gülümsemek istedim. | Open Subtitles | حسناً .. انا لا أعلم هذه الكلمه ولكن حينما قلتها .. |
Şey sen bana silahın yerini bildiğini sandığını söylediğin zaman | Open Subtitles | حسن ، عندما أخبرتني أنك تعتقدين أنك تعرفين مكان المسدس |
Kız arkadaşının evine gideceğini söylediğin zaman aslında bundan kastın kız arkadaşının evine gidip yatak odanda ki çocukla buluşmak demek oluyor. | Open Subtitles | إذا عندما قلتي أنك ذاهبة الى منزل صديقة أنت حقيقاً كنت ذاهبة الى منزل صديقة لتلتقي بذلك الولد الذي كان بغرفة نومك |
Gösterilerinde söylediğin harika sözlerle bizlere ilham verdin. Seni çok seviyoruz. | Open Subtitles | كل الأشياء التي تقولها في البرنامج ملهمة لنا و نحن نحبها |
söylediğin o kötü şeyler yüzünden kendini kötü hissettiğin için mi pasta yiyorsun? | Open Subtitles | هل تأكلين الكعك لأنك تشعرين بالأسى ـ بخصوص ما قلتِه لي سابقاً ؟ |
Henri hakkında söylediğin tüm kötü şeyler... hatta benim kendime söylediklerim de beni onda vazgeçirmeyecek. | Open Subtitles | ، كل الكلام السيء الذي تقوليه عن هنري ، وما أقوله أنا لنفسي لن يجعلني أتركه |
Beni dava edeceğini söylediğin için geldim ki bu arada bir şey yapmadım. | Open Subtitles | أنا قدمتُ فقط لأنك قلتَ أنك ستقاضيني بما فعلت والذي كان لا شيء |
Geçmişte dayak yediğinde söylediğin bir şeyle olayı kışkırttığını söyledin. | Open Subtitles | ،تقول أنّكَ عندما ضُربتَ في الماضي فهذا بسبب شيء قلتَه أثار ذلك |