sağlığın yerindeyken, kocaman bir sopa kullanırdın. | Open Subtitles | عندما كنت بكامل صحتك استعملت هراوة كبيرة |
Sonra zimmetindekileri tam güvence altına aldığını sanırken, sağlığın bozulmaya başlar. | Open Subtitles | وبعد ذلك، فقط عندما كنت تعتقد أن لديك يدك بالتأكيد، تبدأ صحتك للذهاب. |
Dinlen biraz, sağlığın yoksa, birşeyin yoktur. | Open Subtitles | أخلد لبعض الراحه إذا لم تسترد صحتك أنت لم تحصل على شئ |
sağlığın için iyi olmayan bir şey olduğu belli. Bilmem gereken de buydu. | Open Subtitles | من الواضع أنه شئ يتعارض مع الصحة العامة وهذا كل ما أريد معرفته |
Çok açık olması yüzünden değil, zira bununla ilgili sorunum yok. Hayır, ben senin sağlığın açısından kaygılıyım. | Open Subtitles | ليس لأنه فاضح، إذ لا مشكلة لديّ لا، ولكنني قلق بشأن صحتك |
sağlığın için biraz rahatlaman gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | تقول أنك يجب أن ترفه عن نفسك من أجل صحتك. |
Bebeğim, sağlığın açık farkla hayatımızdaki en önemli şey, şu an... Tamam mı? | Open Subtitles | حبيبتي، صحتك مهما كان هي أهم شئ في حياتنا في الوقت الحالي |
Belki kriket, sağlığın için daha az tehlikeli olurdu. | Open Subtitles | ربما مباراة من الكروكيت ستكون أقل خطراً علي صحتك |
Benim tek endişem, önümüzdeki günde senin gücün ve sağlığın. | Open Subtitles | لا أسئلك أن ترد شيئاً , كل ما يهمني هو أن تسترد صحتك في قابل الأيام |
Baba, çok fazla yiyorsun. sağlığın için endişeleniyorum. | Open Subtitles | أبي، أنت تأكل كثيرًا إنّي قلقة بشأن صحتك |
Eğer bu bastırılmış hislerinle yüzleşmezsen bunu sağlığın üzerinde ağır sonuçları olacaktır elbette işin üzerinde de. | Open Subtitles | , إذا لا تتعاملين مع مشاعرك ِ المكبوتة فإن هناك ستكون عواقب وخيمة على صحتك وعملك |
sağlığın da dahil olmak üzere yaptıkları tüm faaliyetler çok etkili oldu. | Open Subtitles | بما فيها صحتك ما صنع الفرق هو التفحم لجميع الناس |
Neyse, sponsorun seni kontrol etmemi istedi çünkü ikimiz de sağlığın konusunda endişeleniyoruz. | Open Subtitles | أي شخص نريده على الأنترنت؟ على كل حال، مُموَلِك طلب مني أن أطمئن عليك لأنه، حسنا، نحن قلقون على صحتك. |
sağlığın yerinde, şükret. | Open Subtitles | أنت تملكين صحتك فكونى ممتنة لذلك |
sağlığın için iyi olmayan bir şey olduğu belli. Bilmem gereken de buydu. | Open Subtitles | من الواضع أنه شئ يتعارض مع الصحة العامة وهذا كل ما أريد معرفته |
Ayrıca olabiliğim kadarıyla en güvenli insan olmaya çalıştım, çünkü o da sağlığın bir parçası. | TED | وقد حاولت ان اكون الشخص الاكثر حرصاً على الامان بقدر الامكان لان ذلك جزء من الصحة و السلامة |
İşte bu bilmezden gelmek. Bu saf cahillik. Bu cahillik, depresyonun ve zihinsel sağlığın anlaşılmadığı bir dünya yarattı. | TED | وهذا هو لب الجهل، وقد أوجد هذا الجهل عالما لا يفهم الاكتئاب، لا يفهم عن الصحة العقلية. |
Ölmek üzere olmadığına göre silahlı olmanın sebebi suçu sağlığın yerine, başkasına atıyor olduğundur. | Open Subtitles | وبما أنّك لستَ على حافّة الموت، فأنت تحمل السلاح لأنّك ترى صحّتك سبباً في شيءٍ آخر سوى صحّتك |
Sigarayı bırak, hırsız. sağlığın için zararlı. | Open Subtitles | امتنع عن التدخين ايها اللص فهو ضار بصحتك |
Seçmenler sağlığın toplumsal belirleyicilerinin keyif veren bir kelime olduğunu düşünmüyor. | TED | الناخبون لا يرون المحددات الاجتماعية للصحة عبارة جيدة. |
Eğer sağlığın iyi olursa aile işlerini sonsuza dek idare edebilirsin amca. | Open Subtitles | سوف تبقيك قوياً وتمتّعك بصحة جيدة ستكون قادراً على رعاية شؤون العائلة إلى الأبد |
Kendi akıl sağlığın ve değer verdiğin herkes için beni bırakman lazım. | Open Subtitles | لأجل خاطر سلامتك العقلية.. ولأجل كل شيء تكترث لأمره.. عليك أن تتركني أذهب. |
Bu tabloya göre, sağlığın gayet önemli bir düzelme göstermiş. | Open Subtitles | ...وفقاً لهذه البيانات فقد تحسنت صحتكِ بشكل ملحوظ |
Daha akıcı, gerçek zamanlı, gerçek sağlığın olduğu proaktif dünyaya geçme potansiyelimiz var. | TED | لدينا القدرة على الانتقال إلى عالم مستمر، واقعي عالم استباقي يعنى بالعناية الصحية. |