Senin ne harika bir kadın olduğundan ve dünyanın sensiz aynı olmayacağından, Sal. | Open Subtitles | عن كم أنك امرأة رائعة يا سال العالم لم يكن ليصبح هكذا بدونك |
Sen bir hiç değilsin Sal, belki biraz sarhoşsun, o kadar. | Open Subtitles | أنت لَست خاسر، سال أنت قَد تكون سكران إلى حدٍّ ما |
Olmaz. Vaktimiz yok. Sal'in yerini senin yaktığını biliyoruz, Gino. | Open Subtitles | لا ,ليس لدينا الوقت نعرف انك احرقت سال , جينو |
İleride Sal'in Dean'e çakmak istediğini ben de biraz sezinledim, evet. | Open Subtitles | أرى الطريق أعمق قليلا كأنّ سال يريد التمسك به لأجل العالِم |
Sal, Tom, patron başka arabayla gidiyor. Siz ikiniz yola koyulun. | Open Subtitles | سال , توم , الرئيس يقول انة سيحضر بسيارة أخرى و أن تسبقاة أنتما |
Sandy, Sal ve Manny için hüngür hüngür ağlıyorsundur. | Open Subtitles | أنت تسخر بداخلك من مقتل ساندى و سال و مانى .. أليس كذلك ؟ |
Sal adındaki oğlan, evde misin diye uğradı. | Open Subtitles | ولكن سأل عنك سال ليعرف إذا كنت موجودة بالمنزل |
Okulun yarısı sen ve Sal arasında geçenleri biliyor neden büyütüyorsun? | Open Subtitles | المدرسة كلها تعرف عنكِ وعن سال ما المشكلة الآن؟ |
Sal'le çıktım diye onunla yattım demek. | Open Subtitles | هل تعتقد أنى كنت أنام مع سال لأنه خرج معى مرة واحدة فقط؟ |
Sal, kimsede sendeki espri anlayışı yok. | Open Subtitles | أوه ، سال ، لا يمكن لأحد أن يتخذ المزح مثلك |
Lütfen, Sal, bana bir gün daha ver. Yemin ederim parayı bulacağım. | Open Subtitles | أرجوك سال,امهلني يوما أخر أقسم لك بأني ساحضر المال |
Sen şimdi Sal'ın da işin içinde olduğunu söylersin. | Open Subtitles | هل يعرف الجميع؟ الشيىء التالي ان تخبرني ان سال مشترك بهذا |
Vincenzo önce Sal'a anlattı zaten. Bizden önce o şişko biliyordu. | Open Subtitles | فينسينزو اخبر سال اولا هذا السمين عرف قبلنا |
Sal liderdi, ama bu çok önemli değildi. | Open Subtitles | سال كانت الزعيمة لكن لم يكن هذا أمراً مهماً |
Sal'ın erkek arkadaşı Bugs'dı, adadaki marangozumuz. | Open Subtitles | كان باجز حبيب سال كان النجار الخاص بجزيرتنا |
Sal'den daha fazla, ama benden ne yapmamı bekliyor ki? | Open Subtitles | بعد الآن أكثر مما أرادت سال لكن ما الذى توقعت منى أن أفعله ؟ |
Deli olma Sal. Silahı indir. | Open Subtitles | لا تكونى مجنونه يا سال ضعى المسدس للأسفل |
Sal, sanırım o, geçen hafta gelen çocuk. | Open Subtitles | سول, واعتقد انه هو الشاب الذي جاء فى الاسبوع الماضي. |
Bütün kötülüğünü gökyüzünden dünya gerçekliğinin üstüne Sal. | Open Subtitles | أطلق عنان شرّك من فوق السماء إلى عالم الأرض |
İnsanlardan kusursuz olmalarını istemiyorum Sal. | Open Subtitles | انا لا اطلب من الناس ان يصبحوا مثاليين سالي |
Bir Sal bulup işime yarayacak eşyaları almam gerekiyordu. | Open Subtitles | أيَجِبُ أَنْ اصنع طوافة ويُحاولُ تَوفير تجهيزاتها الثمينة. |
Ama çok aceleci davranmışlardı ve Sal yüzebilir durumdaydı. | Open Subtitles | ولكن لانهم كانوا فى عجلة من أمرهم فأن الطوافة كانت لا تزال راسية على النهر |
- Şişme botlu paraşüt ipi. Paraşütü attığımızda Sal şişiyor. | Open Subtitles | طوف يُنفخ بواسطة مشبك المظلة، عندما تُفتح المظلة، يُنفخ الطوف. |
Brian'ı Sal! Brian'ı Sal! | Open Subtitles | أطلقوا سراح براين, أطلقوا سراح براين |
Caroline: ha, bir Sal yüzen | Open Subtitles | أين؟ عائمتان في طوّافة بمكان ما من المحيط الهادئ؟ |
Beyler, buradan hemen gitmeliyiz, ama önce kendimize bir Sal yapmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نخرج من هذه الجزيرة يا رفاق. يجب أن نبني طوفاً الآن |
Sal yapabiliriz. Yeterince odunumuz var. | Open Subtitles | . نستطيع أن نبنيّ قارباً لدينا ما يكفي من الأخشاب |
"Sal iyi durumda. Yola devam ediyoruz ve moralimiz yüksek" | Open Subtitles | الطوف في وضع جيّد ، نحن في طريقنا والمعنويات مرتفعة |
Kırılan su boruları kovanlarını basmış olmalı onlar da kolonilerini korumak için canlı bir Sal şeklini almışlar. | Open Subtitles | أنابيب المياه المتصدعة غمرت أعشاشها، لهذا شيدوا طوفا حيا ًلحماية المستعمرة. |
Viking cenazesi istemişti. Biz de bir Sal yapıp bedenini içine koyduk. | Open Subtitles | لقد أراد جنازة فايكنج لذا, فقد بنينا طوافه ووضعنا جسده عليها |