ويكيبيديا

    "sebep" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • السبب
        
    • تسبب
        
    • سبباً
        
    • تسببت
        
    • سببا
        
    • الدافع
        
    • دافع
        
    • تتسبب
        
    • جعلك
        
    • لسبب
        
    • سببت
        
    • تسبّب
        
    • جعلني
        
    • سببًا
        
    • يجعلك
        
    diyor. sebep şu ki işitme merkezinden duygu merkezine giden farklı bir yol var ve bu yol kazada kopmamış. TED حسنا؟ السبب أن هناك مسار مختلف يذهب من مراكز السمع في المخ إلى مراكز العواطف، وهذا لم يقطع خلال الحادث.
    sebep olarak sundukları Amerikan bombardımanı çok da uzak değildi. TED السبب الذي قدموه عن القصف الأمريكي لم يكن بعيداً كلياً.
    Gerçek sebep, tabii ki size aşık olmam. İşte gerçek bu. Open Subtitles ، إنّ السبب الحقيقي، بالطبع أنّني وقعت في حبكِ إنهـا الحقيقة
    Bu yüzden, Diana, Dodi ve onların hayal edilen melez çocuklarının resmini yarattım. Ve büyük bir halk pretestosuna sebep olan bu resim ortaya çıktı. TED و لذلك صنعت صورة لديانا و دودي و ابنهم المزعوم و تم نشر هذه الصورة مما تسبب في غضب عارم من الجمهور في ذلك الوقت.
    Kutsal Engizisyon'un yerinde hükmüne itiraz etmek için hiç bir sebep bulamıyorum. Open Subtitles لكني لا أجد سبباً يجعلني أفند الحكم العادل الذي أصدرته محكمة التفتيش
    Ve kazaya... patlayan bir puro kutusunun sebep olduğunu düşünüyor. Open Subtitles ولديه انطباع أن الحادثة تسببت من سجائر متفجرة ماذا ؟
    Myrtle'da bir şeyler öğrendiler, Bu bilgi onların hayatına sebep oldu. Open Subtitles لقد اكتشفوا شيئا عندما كانوا في مدينة مارتل وقتلوا لذلك السبب..
    Annemin hastalanıp ölmesine sebep olan şeyin o olduğuna karar vermiştim. Open Subtitles كنت مقتنعة أنه كان السبب الوحيد الذي أدى إلى مرضها، وموتها
    Bu cinayetlerin arkasındaki asıl sebep kirli para, öyle değil mi? Open Subtitles السبب وراء عمليات القتل هذه وإبتزاز المال , أليس كذلك ؟
    Sana oy vermememin iyi bir sebebi vardı, ama asıl sebep değildi. Open Subtitles السبب الذى لم اصوت لك كان سبب جيد ولكنه ليس السبب الحقيقى
    Bu konuda kendini kötü hissetmemen için sana bir sebep daha vereceğim. Open Subtitles أنا سَأَعطيك السبب الآخر أَنْ لا يَبْدوَ سيئ جداً حول كُلّ هذا.
    Doğru. Benim amigoluk yapmamla aynı sebep. Hepsi büyük bir oyun. Open Subtitles صحيح , نفس السبب الذي من أجله أشجع كلها لعبه كبيره
    Bunun yarısının, 600.000 kişide, kalbinde kalıcı hasar meydana gelir ki bu durum sonradan çok kötü problemler yaşamalarına sebep olur. TED نصفهم تقريبا ،أي ٦٠٠ ألف لديهم ضرر دائم بالقلب التي من شأنها أن تسبب لهم مشاكل سيئة للغاية في وقت لاحق
    Rüyalar yorgunluğa sebep olmaz veya tekrar bayılmazsan, dönmemen için bir sebep göremiyorum. Open Subtitles طالما أن أحلامه لن تنهكه أو تسبب له إغماءً فلا أرى أي مانع
    Bana bir tek düzgün sebep ver, seni bırakmamam için. Open Subtitles أعطني سبباً واحداً يجعلني لا ينبغي علي أن أرسبك الآن
    Fakat huzur bulmak ve sebep olduğum acının cezasını çekmek istiyordum. Open Subtitles ولكنني أردت العثور على السكينة والتكفير عن الآلام التي تسببت بها،
    Şu anda bir kutlama için daha iyi bir sebep daha olamaz. Open Subtitles في هذا الموضوع اي اخبار جديدة تكون سببا للاحتفال اية اخبار جديدة؟
    Bence son zamanlarda ifşa edilen bir hedefin cinayet için daha düşük standartlardaki gibi çok mantıklı bir sebep olmayabilir. Open Subtitles أعتقد أن هدفاً مفضوحاً مؤخراً قد لا يكون لديه الكثير من الدافع الوجيه للقتل مثل معيار سفلي لإرتكاب جريمة قتل
    Önemli kayıtların yetersiz, olayı gören şahit yok, itiraf yok, sebep yok. Open Subtitles لا تسجيلات, لا شهود عيان لا إعتراف بالجريمة ولا دافع لها أيضاً
    Açığa çıkardığım bilgi ölümüme sebep olabilir ama bu almak istediğim bir riskti. Open Subtitles المعلومات التى سأبوح بها قد تتسبب فى قتلى ولكنها مخاطرة انوى القيام بها
    Ondan daha çok seninle konuşmak isteyeceğimi düşünmene sebep olan nedir? Open Subtitles ما الذي جعلك تعتقدين أني أريد التحدث معكِ أكثر منها ؟
    Bu şeylerin olması için hep bir sebep vardır, değil mi? Open Subtitles .. التي كنت أقولها ربما حدث ذلك لسبب ما أليس كذلك؟
    İki koca adamın kavga etmesine sebep olan acemi işi tabloları görmeye gelmişler. Open Subtitles الناس هنا لأنهم يريدون أن يشاهدو اللوحات التي سببت مشاجرة بين رجلان بالغان
    Aynı zamanda teknolojide beklenmeyen ikinci büyük devrime sebep oldu. TED ولكن تسبّب أيضا بثاني ثورة غير متوقعة في مجال التكنولوجيا.
    Bazı görünmez, kamufle olmuş rakunlar, ağaca vurmama sebep oldu. Open Subtitles راكوناً ما كان خفي و يلبس قناع جعلني اصطدم بشجرة
    Çünkü sonra bir başka sebep daha olduğunu fark ettim. Open Subtitles لأنّي وجدت سببًا آخر لن أخبرك بأي شيء آخر ثانية
    Ciddi soruyorum, hakkında konuşmak bile kendinden nefret etmene sebep olmuyor mu? Open Subtitles بجديّة, أليس فقط الحديث حول هذا الأمر يجعلك تكرهين نفسكِ ولو قليلاً؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد