ويكيبيديا

    "sorunu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • المشاكل
        
    • مشكلته
        
    • خطب
        
    • المشكلة
        
    • مشكله
        
    • سؤالك
        
    • مشكلتها
        
    • المشكله
        
    • مسألة
        
    • مشكلة
        
    • مُشكلة
        
    • اضطراب
        
    • المسألة
        
    • الخطأ
        
    • خاطئ
        
    Kalp durması. Geçmişinde hiç kalp sorunu olmayan bir adamda. Open Subtitles سكته قلبية لدى رجل لم يعاني المشاكل في القلب أبداً
    - Bir saat bile dayanamaz. - Onun sorunu, bizim değil. Open Subtitles ـ لن يصمد ساعة هناك بالخارج ـ إنها مشكلته وليس مشكلتنا
    Yani size göre bir kız benden hoşlandıysa kesin bir sorunu mu vardır? Open Subtitles إذاً تعتقدون بأنه إذا اعجبت بي فتاة فلابد أن يكون هناك خطب بها؟
    İşe yaramaz bir makine yapma sürecimdeki ilk adım sorunu tanımlamak. TED وإيجاد المشكلة هو أول خطوة في طريقي لاختراع جهاز عديم الفائدة
    Zaten bir sorunu yokken nasıl oluyor da çok önemli gelişmeler gösterebiliyor? Open Subtitles شلون حالته جالسه تتطور لما يكون ما عندها اي مشكله من الاساس
    Sen espresso içmeme katılmazken ben neden sorunu cevaplayayım? Pekala. Open Subtitles لماذا علي الإجابة على سؤالك وانتِ لم تلتزمي بعرضي لشرب القهوة ؟
    Paracıklarını kendine saklayıp hayatını yaşamak istiyorsa bu onun sorunu. Open Subtitles ترغب بعيش حياتها وهي تخبّئ كلّ قرش، هذه هي مشكلتها
    Siz zencilere sorunu halledin diye bir sürü para verdim, değil mi? Open Subtitles لقد دفعت الكثير من النقود لكم لتهتموا بهذا المشكله, اليس كذلك؟ ؟
    En kötüsü ise birçok sorunu olan özel bir kanun meclisten geçti. Open Subtitles الأسوء من ذلك كُله، تم إصدارُ قانونٍ خاص مع الكثير من المشاكل.
    Sanırım bu sorunu belirlemek için geri adım atmamız ve düşünmemiz gerekiyor. Karşılaştığımız sosyal zorlukların sorunları ve çözümleri üzerine nasıl düşündük ve nasıl anladık? TED أعتقد انه ولوضع عنوان لهذا السؤال يجب علينا أن نعود خطوة للوراء ونفكر في كيف فهمنا وتأملنا المشاكل والحلول معاً لهذه التحديات الاجتماعية التي نواجهها
    Onun sorunu şu, beni dinle bu sabah mecbur olduğu için eve gitti. Open Subtitles مشكلته الاساسية هي .. لا أعلم لقد ذهب للمنزل هذا الصباح لأنه كان من المفترض أن يفعل ذلك
    Beni dinle onlardan kurtulmanın en iyi yolu sorunu çözmek. Open Subtitles إستمعي، أفضل طريق للتخلّص منه أن يحلّ مشكلته
    - Bilmiyorum. Hayati değerleri normal. Fiziksel olarak da bir sorunu görünmüyor. Open Subtitles أعضائها تعمل بصورة جيدة، ولا يبدو أن هناك أي خطب في جسدها.
    Yanlış alarmmış. - Yanlış alarm. Hiçbir sorunu yok. Open Subtitles إنه إنذار كاذب، ليس هناك خطب به لديه فقط غازات
    Yer çekimsel dalgaların sorunu çok zayıf olmaları; saçma bir biçimde zayıflar. TED لذلك المشكلة بموجات الجاذبية أنها ضعيفة جداً، إنها ضعيفة بطريقة غير معقولة
    İşi büyütmeye karar verdiğimizde A.B.D. 'de karşılaşa bileceğimiz en büyük sorunu araştırdık. TED كما بدأنا بالتوسع فيه نظرنا إلى ما هي المشكلة للمجيء للولايات المتحدة ؟
    Bununla sorunu olan varsa, şu an istifa için iyi bir zaman. Open Subtitles اذا كان لدي احدكم مشكله مع هذا فهذا وقت جيد لتقديم الاستقاله
    sorunu cevaplamak için hayır, beni merak etmiyordur. Open Subtitles للإجابة على سؤالك لا لن يبحث عني فهو لا يعلم أني قادمة.
    Onun asıl sorunu mayasında zerrece merhamet olmaması. Open Subtitles مشكلتها الأكبر هي أنّها قاسية للغاية بطبيعتها
    Senin gibi alkol sorunu olan biri muhtemelen daha fazla takılmalı. Open Subtitles غاي مَع الشراب المشكله لك الان الى اين انته ذاهب الان
    Kastettiğim; Pandora'nın kutusu sorunu hakkında endişeli misiniz? TED أعني، ألا تخشون بشأن مسألة صندوق باندورا المحرم في هذه الحالة؟
    Anlaşılan beyaz erkeklerin klitorisi bulmakla ilgili bir sorunu var. TED يبدو أن الرجال البيض يواجهون مشكلة في التعرف على البظرين.
    Bu sorunu ben kendim yarattım ve kendimi savunmaya hakkım yok farkındayım ama sır saklayan tek kişi ben değilim, öyle değil mi? Open Subtitles أعرف أنّ هذه مُشكلة من صنعي، وليس لديّ أيّ حقٍّ بأن أدافع عن نفسي، لكنّي لمْ أكن الوحيد الذي يكتم الأسرار، أليس كذلك؟
    Dirilttiği Barrow sorunu inkâr etmekle tetikleniyor. Open Subtitles اضطراب باروز الذي احياه هو يفعل بواسطة الأنكار
    Dedik ki bakın, emeklilik ve hayatınızın yıllara göre dağılımı sorunu. TED ثم قلنا، انظر، التقاعد، المسألة برمتها لكيفية توزيع الرسم البياني لحيانتا.
    Kim bana bu görüşmedeki sorunu söyleyebilir? Open Subtitles حسنا من يستطيع إخباري ماهو الخطأ في هذه المكالمة ؟
    Ve annem birşeylerin yanlış gittiğine inanıyordu, ve bunun ne olduğunu bulacaktı. Ve sonra da sorunu çözecekti. TED وأعتقدت أمي أن هناك شيئ ما خاطئ قد جرى وستحاول أن تعرف ما هو وستحاول ان تصلحه.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد