ويكيبيديا

    "tek bir" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • واحدة
        
    • واحد
        
    • واحده
        
    • واحدا
        
    • واحدًا
        
    • الوحيد الذي
        
    • واحداً فقط
        
    • واحدٌ
        
    • واحدٍ
        
    • شيئاً واحداً
        
    • الواحد
        
    • أوحد
        
    • واحدةً
        
    • واحداَ
        
    • مفردة
        
    tek bir büyük hikaye yeterli değilmiş gibi, bana bir tane daha anlatıldı. TED كما لو أن قصة واحدة كبيرة لم تكن كافية، قيلت لي قصة أخرى.
    Ancak kutu açıldığı zaman tek bir belirli durum gözlenir. TED فقط عندما يتم فتح الصندوق يمكننا رؤية حالة واحدة محددة.
    Bu tip bir teknoloji milyonlarca aracı tek bir sisteme entegre edecek. TED هذا النوع من التكنولوجيا سوف يدمج الملايين من المركبات في نظام واحد
    Sen şişenin altına vuruyosun ben de sallıyorum, ama benim duyularıma göre tüm bunlar tek bir bilgi kaynağında toplanıyor. TED أنت قمت بضربه من فوق، وأنا قمت بهزّه، ولكن من وجهة نظر حواسّي، يقترن هذان معا في مصدر واحد للمعلومات.
    Enerji hakkında. Zaman içinde tek bir noktaya odaklanmak hakkında. Open Subtitles الامر يتعلق بالطاقه و بالتركيز علي نقطه واحده طوال الوقت
    Freud 83 yaşında ölürken aklında hala tek bir soru vardı. Open Subtitles هل تعلم ان فرويد مات وعمره 83 وهو يسأل سؤالا واحدا
    Birlikte tek bir düşüncemiz var: En iyi çözümler basit olmalı. TED معا، لدينا فكرة واحدة فقط: أفضل الحلول يجب أن تكون بسيطة.
    Sadece bir ülkede tek bir siyasi parti kurmak yeterli değil. TED ليس هذا كافيًا لتأسيس حزب سياسي واحد للمساواة في دولة واحدة.
    Farklı oldukları tek bir şey var: Son derece sosyaller. TED يختلفون بطريقة واحدة فقط: و هى أنهم إجتماعيون لأبعد حد.
    Borges labirentinde sonsuz zaman yayılmaları düzenledi ama aynı zamanda tüm zamanları tek bir ana yoğunlaştırma fikrini de keşfetti. TED وضع بورخيس مساحات لا منتهية من الوقت في متاهاته، لكنه بحث أيضًا في فكرة ضغط الوقت كله لمجرد لحظة واحدة.
    "tek bir sayfa mı kullanacağım? ", "Bilgisayarda mı çizeceğim? ", TED فهل سوف أستخدم صفحة واحدة ؟ هل سوف أرسمها على الكمبيوتر
    Bu bağlamda, fiziğin kanunları karanlık enerji miktarını gösteren sayıyı açıklayamaz, çünkü aslında tek bir sayı yok, pek çok sayı var. TED في هذا السياق قوانين الفيزياء لا تستطيع تفسير رقم واحد من الطاقة المظلمة لأنه لا يوجد رقم واحد هناك العديد من الارقام
    Aslında tek bir ölçüm var. Eğer film milletin çıkarlarına hizmet ediyorsa iyi bir filmdir; milletin çıkarlarına hizmet etmiyorsa kötü bir filmdir. TED يوجد مقياس واحد فقط لذلك: إن كان الفيلم يخدم أهداف الأمة، فهو فيلم جيد. وإن لم يخدم الفيلم أهداف الأمة، فهو فيلم سيء.
    Aslında olan şu; bilgisayarı kullanan tek bir çocuk var. TED ما تحصل عليه في الواقع، هناك طفل واحد يشغل الحاسوب.
    Burada gördüğünüz prototip tek bir yolcu ve valiz taşımak üzere tasarlandı. TED النموذج الأوليّ الذي تراه هنا تمّ تصميمه لحمل راكب واحد مع أمتعته.
    Var olan yaşlandığında, tek bir yumurta bırakır ve ölür. Open Subtitles عندما يكبر حصان البحر يبيض بيضه واحده فقط ثم يموت
    Beklemelerini söyle. Adi herifler daha tek bir doz ilaç yapamadılar. Open Subtitles ،قل لهم أن لا ينتظروا اولئك الاوغاد لم ينتجوا جرعة واحده
    Ve sadece tek bir garanti var: Hiç birimiz cenneti görmeyeceğiz. Open Subtitles وهناك فقط شيئا واحدا مؤكد أن أحد منا لن يرى الجنة
    İlk olarak, tüm bu ayrı panelleri tek bir sağlam bloka tutkallamalıyız. TED أولًا، علينا أن نقوم بإلصاق اللوحات المختلفة سوية لتشكل قالبًا واحدًا صلبًا.
    Bu süre içinde beni sağ bırakmalarının tek bir sebebi var. Open Subtitles والسبب الوحيد الذي جعلهم يبقوني حيا طيلة هذه المده هو اعتقاهدم
    O kutulardan tek bir tanesi bile yedi ceddimize yeter. Open Subtitles حتى واحداً فقط من تلك الصناديق سيكون بمثابة ضربة معلم.
    Sadece tek bir amacınız var. Oda. Verdiğim emirleri yerine getirin. Open Subtitles لديك هدف واحدٌ فقط وهو أن تتبعي أوآمري التي أمنحكِ إياها
    Hayal edin, benim elimdeki gibi bir diskiniz olabilir, üç inç çapında, tek bir farkla. TED تصوروا أن لديكم قرصاً شبيهاً بهذا الموجود في يدي، بقطر ثلاثة إنشات، مع فارقٍ واحدٍ.
    Dönemimin ilk senesi bitmiş ve yapacağım dediğim tek bir şeyi bile başaramamıştım. Open Subtitles ومرت السنة الرابعة من حكمي ولم أحقق فيها شيئاً واحداً تم انتخابي لفعله
    Sana tek bir video için 25 bin dolar vermek istiyorum. Open Subtitles أنا أقبل أن أعطيك خمسة وعشرين ألف دولار عن الفيديو الواحد.
    Rahatsızlığım beni tek bir amacı kovalamaya iten güçtü. Open Subtitles كان خللي هو الوقود الذي وجه حياتي صوب هدف أوحد.
    Argonautlar tek bir güvercin serbest bıraktı ve iz bırakmadan yolundan gittiler. TED أطلقَ المغامرون حمامة واحدةً وأسرعوا في عقبها حتى يعبروا بأمان.
    Bana bu akşam tek bir herifin sekiz adamımı öldürdüğünü mü söylüyorsun? Open Subtitles مهلاً، هل تقول لي أنّ شخصاً واحداَ قتل ثمانية من رجالي الليلة؟
    Ama Darwin sadece tek bir fikrin gelişimini açıklamaz. TED لكن داروين لا يوضح فقط التطور لفكرة مفردة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد