Ve ben bunu çizim tahtasının her yerine koyarken telefon çaldı. | TED | وبينما كنت أدرس في كلّ هذا على لوحة الرسم، رنّ الهاتف. |
Peki ya çevre koruması akıllı telefon çağına göre tasarlansaydı nasıl görünürdü? | TED | إذًا كيف كانت لتبدو حماية البيئة لو كانت مصمَّمة لعصر الهاتف الذكي؟ |
Günümüzden bir kaç yüzyıl önce de, iki yönlü haberleşmede devrim gerçekleşti. İletişim medyası: Önce telegraf, sonra da telefon. | TED | كان هناك أبتكار في التواصل من جهتين الإعلام المحادثي ، أولا التلقراف ، ثم الهاتف وببطء ، حوارات برسائل نصية |
2014 yılı Şubat ayı başlarında, Rusya'nın Kırım'ı işgal etmesinden birkaç hafta önce bir telefon görüşmesi Youtube'a kondu. | TED | في بداية فبراير 2014، عدة أسابيع قبل أن تغزو روسيا شبه جزيرة القرم تمّ نشر مكالمة هاتفية على يوتيوب. |
Ama beni en çok hayran bırakan şey, telefon teknolojisiydi. | TED | ولكن الشيء الذي كنت مفتونًا به أكثر كانت تكنولوجيا الهواتف. |
telefon hizmetlerini perakende satan yaklaşık 115.000 kişi var. Kendi muhitlerinde. | TED | يوجد 115.000 شخص يقدّمون خدمات الهاتف بنظام تجارة التجزئة في أحيائهم. |
Bundan sonra ben telefon, mektup ve evraklar aracılığıyla var olacağım. | Open Subtitles | من الآن فصاعدًا، سأتواصل معك فقط من خلال الهاتف والمستندات والرسائل |
telefon olayinda ise is tamamen siz iyi egitimli Stratton çalisanlarima, katillerime kaliyor. | Open Subtitles | و في حالة الهاتف .. الامر يعود لكل واحد منكم فرسان المقدمة لدي |
Hey adamım, bana krediden söz etme. Borçlarım telefon rehberi kalınlığında. | Open Subtitles | يا رجل لا تحدثني عن الديون لدي دين غليظ كدليل الهاتف |
Evet, görüyorum. 406 dolarlık telefon faturamız var genelde 900'lü bir numaradan dolayı. | Open Subtitles | إننى أتحدّث عبر الهاتف أرى ذلك و لدينا فاتورة هاتف بمبلغ 406 دولاراً |
telefon hatlarından, normal konuşmalardan daha çok sayıda dijital bilgi geçti. | Open Subtitles | الكثير من البيانات عبرت البلدان عن طريق الهاتف ، بواسطة المُحادثات |
telefon olayinda ise is tamamen siz iyi egitimli Stratton calisanlarima, katillerime kaliyor. | Open Subtitles | و في حالة الهاتف .. الامر يعود لكل واحد منكم فرسان المقدمة لدي |
Şerif ile bir telefon görüşmesi yaptım. Birimin başına benim geçmemi istiyor. | Open Subtitles | لقد أنهيت للتو الحديث على الهاتف مع مدير الشرطة أن أدير الوحدة |
Bugün iki dakikalık telefon görüşmesi ile yarım günlük emek tasarrufu ediyoruz. | TED | اليوم هم يختصرون نصف يوم من العمل في مكالمة هاتفية لاتتجاوز الدقيقتين. |
Röportajdan sonra bir telefon aldım gayet huysuz sesli bir kadın | TED | و لكن بعد المقابلة، تلقيت مكالمة تلفونية، بصوت أنثوي أجش جداً، |
Lanet olası telefon numaraların ve güneş gözlüklerin için beni ofise yollamaktan.. | Open Subtitles | أريدك أن تتوقف عن إرسالي للمكتب اللعين من أجل أرقام الهواتف اللعينه |
telefon şirketinden birini bul ve beni en son kimin aradığını öğrenmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تتصلي بشركة اللاسلكي و اجعليهم يكتشفون من أجرى آخر اتصال بي |
Üzgünüm, ama annem telefon konuşmaları yüzünden tamamiyle patlamaya hazır durumda. | Open Subtitles | أنا اسف لكن امي قد اعلنت الحرب تماما بشأن المكالمات الهاتفية |
Ama telefon kayıtlarına göre ölmeden hemen önce üç arama yapmış. | Open Subtitles | لكن سجلات هاتفه تظهر أنه أجرى ثلاث مكالمات قبل وفاته مباشرةً. |
O soğuk kahve dolu fincan bana, telefon edildiği sırada bürosunda olamayacağını söylüyor. | Open Subtitles | ذلك الكوب من القهوة أخبرنا أنه لم يكن في مكتبه وقت إجراء الاتصال |
Çok aradım, ama telefon meşgûldü. Sen de, ablan da çok gevezesiniz. | Open Subtitles | حاولت الاتصال بكم لكن التليفون كان مشغول انت و اختك بالتاكيد ثرثارين |
telefon numarasını değiştirmiş. Biri hariç bütün kredi kartlarını iptal ettirmiş. | Open Subtitles | إنها تغير رقم هاتفها,و تلغي كل بطاقاتها الائتمانية ما عدا واحدة |
Birkaç ay önce bir telefon geldi çalıştığım yerdeki bakımevlerinden birinden. | TED | منذ بضعة اشهر جائني إتصال هاتفي من دار للمسنين أعمل به |
Lokomotifte bir telsiz ve aşağıda jetonlu bir telefon var. | Open Subtitles | هناك راديو في القاطرة و تليفون عمومي بالأسفل في الصالة |
Ve o yayınlandığında beraber olduğum o insanlardan telefon alıyorum ve bana kendilerini tebrik eden yüzlerce arama aldıklarını söylüyorlar. | TED | وعندما تم بثة تلقيت مكالمات من جميع الرجال الذين كنت معهم جميعهم يقولون لي أنهم تلقوا مئات من المكالمات تهنئتهم. |
Ne zaman benimle konuşmak istersen... telefon aç... ve telsizimi açmamı söyle. | Open Subtitles | وقتما تشاء التكلم معي، اتصل بي على الهاتف، واطلب مني أن أشغّله |
Asansörden indiğimiz an, korumam telefon ederek tüm binayı kapattırdı. | Open Subtitles | حال خروجنا من المصعد، أجرى حارسي اتصالاً لإقفال المبنى بأسره |
Bir yıl sonra. Ama ayda bir telefon görüşmesi yapabilirsiniz. | Open Subtitles | بعد سنة , ولكن يمكنكم الإتصال مرة واحدة في الشهر |