ويكيبيديا

    "televizyonun" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • التلفاز
        
    • تلفاز
        
    • التلفزيون
        
    • تلفازك
        
    • التليفزيون
        
    • للتلفاز
        
    • للتلفزيون
        
    • التلفزيونية
        
    • تليفزيون
        
    • تلفازاً
        
    • تلفزيونك
        
    • جهاز تلفزيون
        
    • بالتلفاز
        
    • بتلفازك
        
    • التليفزيونات
        
    Bütün gece eski filmler izleyelim. televizyonun önünde sebzeye dönüşelim. Open Subtitles دعنا نشاهد افلام قديمه طوال الليل سوف نستلقي امام التلفاز
    Bütün gece eski filmler izleyelim. televizyonun önünde sebzeye dönüşelim. Open Subtitles دعنا نشاهد افلام قديمه طوال الليل سوف نستلقي امام التلفاز
    Ayrıca televizyonun yanına oturunca Kanal 5'in daha iyi çektiğini fark ettim. Open Subtitles وقد لاحظت , لو أجلسته بجانب التلفاز تأتي القناة الخامسة أكثر وضوحاً
    Geniş ekran bir televizyonun kutusunda oynayan çocuklar görmüştüm ve çalabilmek için o televizyonu kimin aldığını öğrenmeye çalışıyordum. Open Subtitles شاهدت بعض الأطفال يلعبون على تلفاز كبير و حاولت معرفة من اشتراه حتى أرى إن كنت أتمكن من سرقته
    Kimse uyuyamıyor çünkü tüm gece televizyonun sesini sonuna kadar açıyor. Open Subtitles لا يمكن لأحد النوم هناك لأنه جعل التلفزيون يعمل طوال الليل.
    televizyonun aileleri nasıl birleştirdiğine dair yapacağım konuşmaya giderken arabam bozuldu. Open Subtitles في طريقي لإلقاء كلمة حول أهمية التلفاز في لم شمل العائلة
    televizyonun fişini köpeğe takmaya çalıştığımda ben de o kadar içmiştim. Open Subtitles هذا بقدر ما احتسيت عندما حاولت توصيل التلفاز داخل ذلك الكلب
    televizyonun önüne oturup bir şekilde geri geleceğine mi inanmalıyız? Open Subtitles إذاً، الجلوس أمام التلفاز سوف يجعلها بطريقة ما تود العودة؟
    televizyonun, kusursuz bir anne işlevi üstlenmediği bir dönem yok gibidir. TED لم يكن هناك عقد من برامج التلفزيون دون تحديد ، لم تتواجد فيه الأمومة على التلفاز بصورة مهيمنة.
    Anlaşılmak için sesinizi yükseltmeniz gerekebilir ya da televizyonun sesini açabilirsiniz. TED قد تضطرون لرفع صوتكم ليفهمكم من حولكم، أو قد ترفعون صوت التلفاز لديكم.
    Televizyon, bir ifadeyle masum bir insanı öldürebilir. Nasıl olur da televizyonun şaka olduğunu düşünmeye cüret ederim? Open Subtitles التلفاز يمكنه قتل شخص ببيان واحد فقط، فكيف أجرؤ على التفكير انه مزحة?
    televizyonun, insanları okumaktan uzaklaştırdığını söylüyorlar oysa ben, sokaklarda okuyan bu kadar çok insan hiç görmemiştim. Open Subtitles يقولون بأن التلفاز يجعل من سكانها جهلة ولكني لم أرى من قبل هذا العدد من الناس الذي يقرأون في الطرقات
    televizyonun karşısına kurulup rastgele kanal değiştirmeyeli yıllar olmuş. Open Subtitles هي كانت عصور منذ أن جلست أمام التلفاز مجرد تغيير قنوات للعثور على شيء
    televizyonun en büyük yaratık programını sunduğun halde yaratıklara inanmıyorsun! Open Subtitles أنت تصور أعظم برنامج وحوش على التلفاز و لا تؤمن بالوحوش؟
    Biraz daha geniş bak. televizyonun bir yere kaçtığı yok. Open Subtitles انظر للأمر من زاوية أوسع لا يعني ذلك أنّك ستترك التلفاز
    Hepinim babanın yanına oturup televizyonun sıcacık, iç ısıtan parıltısının tadını çıkartalım. Open Subtitles ولنتدفأ جميعنا بدفئ التلفاز ، وتوهجه الدافئ
    Tekrar televizyon, televizyonun bugünü dediğim şey, bu 1990'daydı ve geleceğin televizyonu bunun gibi görünecek. TED نعود إلى التلفاز، كان هذا في سنة 1990، وكان تلفاز المستقبل يبدو بهذا الشكل.
    Evde televizyonun ve fahişelerinle o kadar çok oturdun ki üstünlüğünü kaybettin. Open Subtitles أنت جلست في المنزل لمدة طويلة مع تلفازك وعاهرتك ولقد خسرت حدتك
    televizyonun büyük bölümü çocuklara veya Hıristiyanlara veya yaşlılara uygun değil. Open Subtitles كثير من برامج التليفزيون لا تناسب الأطفال, أو المسيحيين, أو البالغين.
    televizyonun ilk günlerinden beri, paylaşan, gösteren ve büyüyen değişmemiş bir çizgi olmuştur. Open Subtitles منذ الأيام الأولى للتلفاز ،كان هناك خط متواصل من المشاركة العرض و النمو
    Akşam gelirim biri odasına, biri televizyonun başına. Open Subtitles عندما اتي للبيت هي تذهب لغرفتها وهو للتلفزيون
    Ben televizyonu, televizyonun büyük anlaşmasını yapıyorum. TED وأقوم بالتحضير، لقدر هائل من البرامج التلفزيونية.
    Sam televizyonun olmadığını söyledi. Programı kaçırmana gönlüm razı olmadı. Open Subtitles أخبرنى " سام " أنه ليس لديك تليفزيون . و لا أريد أن يفوتك العرض
    Bence izlemedin, çünkü senin televizyonun yok! Open Subtitles هلرأيتمسلسلالمكتب؟ لا أتوقع ذلك، لأنك لاتملك تلفازاً
    televizyonun karşısına oturup Lyndon B. Johnson'ın, şu dediğini dinliyorsun... Open Subtitles Kستجلس قبالة تلفزيونك وتستمع إلى الرئيس ليندون جونسون يخبرك بأن
    En yaygın yöntem buzdolabı ve televizyonun içine saklamaktır. Open Subtitles الشكل الأكثر انتشارا يكون على شكل ثلاجه كاذبة أو جهاز تلفزيون وهمي
    Birazdan kıçınızın tekmeleneceğini bilmek yepyeni bir televizyonun coşkusunu alıp götürüyordu. Open Subtitles معرفة أنّ هنالك ضرباً موجعاً في انتظاري قد سلب منّي الفرحة بالتلفاز الجديد
    televizyonun kaç ekran? Ekranı görebiliyor musun? Vay! Open Subtitles أراهنك بتلفازك إنه الطريقة الوحيدة التي تستطيعين فيها رؤية ما يحصل
    Eğer bu akşam parayı alamazsam televizyonun antenlerini aşağı atarım! Open Subtitles إذا لم يكن عندي المال بحلول المساء ! فكل هوائيات التليفزيونات هذة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد