Kafayı yemişsin sen. Sana defalarca söyledim, bunu yapmış olamazlar. | Open Subtitles | أنت مجنون.لقد أخبرتك مرارا وتكرارا أنهم لا يمكنهم فعل ذلك. |
Yani Tommy bu yaptığını hayali bir şey yüzünden yapmış olabilir mi diyorsun? | Open Subtitles | إذا كل ماتقولينه أن تومي فعل كل هذا إستناداً على شيء كان وهمي |
Ne yapmış olduklarımdan, ne de yapıyor olduklarımdan gurur duyduğumu bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك فقط أن تعرف أنني لا أفخر بما فعلت ولا بم أفعل |
Yaşlı adamın teki oradaymış. Belki onun yapmış olabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | ورجُل عجوز كان هناك إنه يعتقد أنه هو من فعلها |
Tarayıcı böyle bir şeyi yapamaz. Ona bir şey yapmış olmalı. | Open Subtitles | الماسح الرنيني لا يفترض أن يفعل ذلك لقد قامت بشيئ ما |
Hayatta kalmak için ne yaptıysa o yıl yapmış olmalı. | Open Subtitles | مهما كان ما فعله للنجاة فقد فعله في ذلك العام. |
Biri sana bir şey yapmış bir şekilde zihnini karıştırmış. | Open Subtitles | لقد فعل شخصاً ما شيء بك لوث عقلك بطريقة ما |
Woody'nin bunu kendine yapmış olması sizce mümkün değil mi? | Open Subtitles | لا تعتقدون بأنه من الممكن أن وودي فعل هذا بنفسه؟ |
Eğer hoca bunları gerçekten yapmış olsaydı niye hâlâ onun için çalışayım ki? | Open Subtitles | لو أن المدرّب فعل كلّ هذه الأشياء فعلاً، لماذا لا أزال أعمل له؟ |
Şef aziz gibi bir adamdı. Bunu tek kişi yapmış olabilir. | Open Subtitles | والدك كان رجلاً مثالياً، لايوجد سوى شخص واحد يمكنه فعل ذلك |
Garip bir şekilde bunların hepsini beni korumak için yapmış. | Open Subtitles | هل تعلم أنه من الغرابة بأنه فعل كل ذلك ليحميني |
Söylediğine göre, doğum gününde ona söylediğim birşey yüzünden yapmış bunu. | Open Subtitles | وقالت أنها فعلت ذلك بسبب شيء قلته لها يوم عيد ميلادها |
Yüzüğünü bulmak istiyorum çünkü bulursam bugün güzel bir şey yapmış olacağım. | Open Subtitles | أريد ان أجد خاتمك لإنني سأكون قد فعلت شيئاً جيداً في اليوم |
Efendim, diyor ki bunu bize komuta gemisine ulaşma şansı vermek için yapmış. | Open Subtitles | سيدى إنها تقول أنها فعلت هذا لصرف الإنتباه لتعطينا فرصه لنصل لسفينه القياده |
Neden bir çeşit hayvan yapmış izlenimi yaratmaya çalışıyor ki? | Open Subtitles | لماذا جعلها تبدو كما لو أن حيوان ما فعلها ؟ |
Belli ki birileri bunu gizli tutmak için bayağı yatırım yapmış. | Open Subtitles | لا بدّ أنّ هناك من يفعل المستحيل لإبقاء هذا الأمر مخفياً. |
Pazarlamacıların bugüne kadar yapmış olduğu ortalama insanlar için, ortalama ürünler sunmaktı. | TED | الشئ الذي أعتاد المسوقون فعله هو صنع منتجات متوسطة لمتوسط الناس. |
Bugün ondan ayrılmaya çalıştım ama bana karışık kaset yapmış. Supertramp mi? | Open Subtitles | و حاولت أن أنهي العلاقه معه اليوم , لكن صنع لي شريط |
Bir şeyler yapmış olmalısın! Bunu yapması için bir nedeni olmalı. | Open Subtitles | لقد قمت بشيء ما يجب أن يكون لديها أسباب لما فعلته |
Hem de yapmış veya yapacak olduğum her şey için. | Open Subtitles | علي كل الأشياء التي فعلتها ماذا عليَ أن أفعل ؟ |
Tamam, başkaları yapmış olsa bile sen etrafı pisletme. | Open Subtitles | حسن, لا تقضى حاجتك على المقعد حتى وإن فعلوا ذلك |
Bu gördüğünüz Japon makağı bir kar topu yapmış, şimdi o kar topunu tepeden aşağı yuvarlayacak. | TED | وهذه المكاك اليابانية صنعت كرة الثلج ، وها هي تقوم بدحرجته أسفل التلة. |
Bütün bü zihinsel süreci durdurmuş ve bambaşka bir şey yapmış. | TED | لقد أوقف كل تلك العملية العقلية وقام بعمل شئ جديد تماماً. |
Portekiz'de bir arkadaşımın dedesi bir bisiklet ve çamaşır makinesi parçaları ile ailesi için bir taşıt yapmış. Bu sayede ailesini taşıyabilmiş. | TED | لدي صديق في البرتغال جده بنى سيارة من دراجة و غسالة ملابس ليستخدمها للتنقل |
Bunu herhangi biri yapmış olabilir. Artık kime güveneceğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | قد يكون الفاعل أي أحد، لم أعد أعرف بمن أثق |
Bugün aynen bunu yapmış olan bir düzine şirket sayabiliriz. | TED | نستطيع اليوم الاشارة إلى عدد من الشركات التي قامت بفعل ذلك تحديداً. |
Ama telefon kayıtlarına göre ölmeden hemen önce üç arama yapmış. | Open Subtitles | لكن سجلات هاتفه تظهر أنه أجرى ثلاث مكالمات قبل وفاته مباشرةً. |