Bu,ümit ve olasılıklar için yaşayan anıtlar... ...dikmeye başlayacağımız bir zamandır. | TED | لقد حان الوقت أن نبدأ ببناء النصب التذكارية الحية للأمل والفرص. |
Ama, gece geç saatlerde... sabaha karşı 04.00 suları, "ayırma hattı" dediğim zamandır. | Open Subtitles | و لكنه الليل ، و الوقت متأخر إننى اسمى الرابعة صباحاً الحد الفاصل |
Öyleyse bu kadar zamandır koloninizi temizlemek için neden önlemler almadınız? | Open Subtitles | إذن ، لم طوال هذا الوقت لم تتخذوا إجراءات لتنظيف مستعمرتكم؟ |
dedi. 15 saat daha vardı, bu birçok yüzücü için uzun bir zamandır. | TED | كان قد تبقى 15 ساعة، مدة ستبدو وكأنها وقت طويل بالنسبة لمعظم السباحين. |
Doktoruma ne zamandır, fırsat bulur bulmaz seyahate çıkacağıma söz vermiştim. | Open Subtitles | لقد وعدت طبيبي في وقت ما انني سأغدر ان استطعت ذلك |
McDonald'sa gittiler orada oturdular, uzun zamandır ilk kez birbirleriyle konuştular, birbirlerini dinlediler. | TED | ذهبوا إلى ماكدونالدز وجلسوا وتحدوثوا وسمعوا بعضهم البعض للمرة الأولى منذ فترة طويلة. |
Üstelik tüm bu zamandır Stifler'le arkadaşlık ediyoruz değil mi? | Open Subtitles | لما إذن كنّا صادقين مع ستفلــر طوال هذا الوقت ؟ |
Üstelik tüm bu zamandır Stifler'le arkadaşlık ediyoruz değil mi? | Open Subtitles | لما إذن كنّا صادقين مع ستفلــر طوال هذا الوقت ؟ |
Bunca zamandır sorumluluk sahibi, cana yakın biri olmaya... ve aslında var olmayan bu başarıya göre... yaşamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | و كنت هنا طوال الوقت أحاول أن أكون مسئولاً و ساحراً و أحيي هذا النجاح الذي ليس له وجود |
Bak, bunca zamandır düşündüğüm, onun lanet telefon şirketi için çalıştığıydı. | Open Subtitles | أترى، طوال هذا الوقت كنت أعتقد أنّه يعمل لصالح شركة الهاتف |
Bunca zamandır havalara girmene, diğer bombaları kaybettik diye azarlamalarına göz yumduk. | Open Subtitles | كل هذا الوقت سامحناك على تنازلاتك وتوبيخك لنا لأننا أضعنا القنبلة الأخرى |
Siktir git adamım. Bak, ben senin bunca zamandır yaptığının aynını yaptım. | Open Subtitles | عليك اللعنة , يارجل لقد فعلت ما كنت تفعله انت طوال الوقت |
Biliyorum çok şey istiyorum, ama uzun zamandır ona âşık. | Open Subtitles | أعلم أنني أطلب الكثير، لكن إنه يحبها منذ وقت طويل |
Çok uzun zamandır arkadaşız ve sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | ونحن أصدقاء منذ وقت طويل وهذا يشعرني أنني يجب أن أخبركِ شيئاً |
Uzun zamandır ilk kez, bir Sevgililer Günü yemeğini iple çekiyorum. | Open Subtitles | أشعر كأنّني ولأوّل مرّة منذ وقت طويل، أتطلّع لعيد الحب هذا |
Ne dediğimi anlıyor musun? Çünkü uzun zamandır söylüyorum bunları. | Open Subtitles | هل تفهمين ماذا أقول لقد كنت أقولها منذ وقت طويل |
Gerçek bir centilmen ve uzun zamandır böyle biriyle tanışmamıştım. | Open Subtitles | رجل رقيق ولم أقابل شخص مثله منذ وقت طويل جدا |
Suriye halkı birbirinden farklı geleneklerin birlikteliği ile yaşamını uzun zamandır sürdürmekte. | TED | عاش المجتمع السوري فترة طويلة من التعايش بين التقاليد والخلفيات الثقافية المختلفة. |
İnsanlar uzun zamandır medyayı seks hakkında konuşmak için kullanıyor. | TED | يستخدم الناس وسائل الإعلام ليتحدثوا عن الجنس منذ زمن بعيد. |
Öyle uzun zamandır hayatımdasın ki, başka bir şey hatırlayamıyorum. | Open Subtitles | لقد ظللت في حياتي لفترة طويلة لا أتذكر شيئاً آخر |
Bu eller uzun zamandır titremişler. Ve, şimdi öğle. Onu sabah izlemen gerekir. | Open Subtitles | يديه ترتعش منذ وقتٍ طويل، نحن في الظهيرة الآن، عليك رؤيتهُ في الصباح. |
Çok uzun zamandır teşkilatta, onu zar zor fark ediyorsunuz. | Open Subtitles | وأنها كانت هناك وقتاً طويلاً لاحظت بالكاد لها |
Bu gazeteyi sizin kötülerden birisi olmadığınızı anlayacak kadar zamandır okuyorum. | Open Subtitles | لطالما قرأت هذه الصحيفة لمدة طويلة لأعلم بأنك لست أحد السيئين |
35 yılı aşkın bir zamandır çiçekleri hızlandırılmış şekilde, günde 24 saat, haftanın yedi günü filme çekiyorum. | TED | انا اقوم بتصوير نمو الازهار على مدى الزمن طيلة اليوم .. طيلة الاسبوع منذ 35 عاماً |
Bu uzun zamandır devam eden araba yıkama işi, hepsi sendika üyesi olan 20 işçisi tarafından yönetiliyor. | TED | أصبحت الآن بعد هذه المدة الطويلة مملوكة لعمالها الـ20 ويشغلونها، وجميعهم أعضاء في النقابة أيضًا. |
- Ama madem ki sordun... - Hayır, ne zamandır uyumuyorsun? | Open Subtitles | لكن منذ متى وأنت تسأل لا, لكم من الوقت لم تنم |
Bu, uzun zamandır benim için yapılmış en güzel şeydi. | Open Subtitles | لقد كانَ أجمل شيء يفعله معي أحد منذُ مدة طويلة. |
Ne zamandır her şey yolundaymış gibi davranmak yüce kaiden oldu? | Open Subtitles | منذُ متي والتظاهر بأن كل شيء بخير أصبح فجأةً شيء عادي؟ |
Uzun zamandır birlikte çalışıyoruz, ama başka bir yer bulsam iyi olacak. | Open Subtitles | لقد عرفت لك وقتا طويلا، ولكن أعتقد أنني سأحاول في مكان آخر. |