"أثبت" - Translation from Arabic to Turkish

    • kanıtla
        
    • kanıtladın
        
    • kanıtlayabilirim
        
    • kanıtlayacağım
        
    • kanıtladım
        
    • ispat
        
    • kanıtlamam
        
    • göstermek
        
    • İspatla
        
    • gösterdi
        
    • kanıtlamaya
        
    • kanıtlayayım
        
    • kanıtlamalıyım
        
    • ispatlamak
        
    • kanıtlandı
        
    Kara koyunların diğerlerine göre daha otoriter oldukları söylenir. kanıtla. Open Subtitles يقال أن للخروف الأسود سلطة على زملائه أثبت لي هذا
    kanıtla o zaman. Evini aramamıza izin ver. Eğer silah bulamazsak özür dileriz. Open Subtitles إذاً أثبت ذلك، دعنا نفتّش منزلك وإن لم نعثر على مسدّس، فسأعتذر لك
    Tabii ki kanıtladın. Eğer bana kalsaydı, o burada olmazdı. Open Subtitles بالطبع أثبت , وإذا الأمر مُنوط بي فلن يكون هُنا
    - İlacı ona sattığını kanıtlayabilirim. - Beraber çalışıyor bunlar. Open Subtitles أستطيع أن أثبت أنه باع لها الدواء، إنهم يعملان سوياً
    Dinle, Senin aklında ne olduğunu biliyorum. Bunu sana kanıtlayacağım. Open Subtitles اسمع, أنا أعرف كيف يعمل رأسك سوف أثبت لك هذا
    Daha iyi. Çünkü vergi teklifi üzerinde çalışırken, yanlışlıkla Tanrı'nın olmadığını kanıtladım. Open Subtitles كنت أعمل على تسديد الضرائب، وبشكل عرضي أثبت أن لا وجود لرب
    "Neden ona ispat etmem gerekiyor?" Bilirsiniz, kameram vardı ve kendimi fotoğrafçılıkta bir fark yaratacağıma inandırmam gerektiğini biliyordum. TED كان لدي آلة تصوير، وكنت أعرف أني أريد أن أثبت لنفسي أنني أستطيع أن أصنع فرقًا في التصوير.
    Kasetlerdeki çocuklar gibi olmadığımı kanıtlamam için bana bir şans ver. Open Subtitles امنحني فرصة كي أثبت لك أنني لست مثل الآخرين على الأشرطة
    Gerçekten bize yardım etmek istiyorsan kanıtla. Şu kahrolası parmaklıkları aç. Open Subtitles إذا كنت تودّ مساعدتنا فعلاً أثبت ذلك وافتح هذه القضبان اللعينة
    Senin için geçici bir heves değil bu. İnancın ve tutkunla bunu ona kanıtla. Open Subtitles ليست نزوة بالنسبة لك، أثبت ذلك له يإيمانك و بعاطفتك
    Tanrının bizim beraberliğimizi kutsayacağını bana kanıtla bizim birbirimizden yaratıldığımızı söyle, Meir. Open Subtitles دعني أثبت لك أن الله يبارك ارتباطنا, الذي يجمعنا معاً, مائير.
    O zaman yap. Sana olan inancımı, kanıtla. Open Subtitles إفعلها إذن أثبت أن ثقتي التامة بك لها مايبررها
    Ama yine de sen en etkileyici aday olduğunu kanıtladın. Open Subtitles لكنك لاتزال قد أثبت نفسك كأكثر مرشح مثير للإعجاب
    Bana arkadaşlığını kanıtladın. Open Subtitles يجب أن أقول يا .. ناتالي أنك أثبت صداقتك لي
    Ama bakın, onların düz olduğunu kanıtlayabilirim. Çünkü bu doğrulardan herhangi birini alıp, katlayabilirim. TED لكن أنظروا، يمكنني أن أثبت لكم أنها مستقيمة لأنني أستطيع أخذ أي واحد من تلك الخطوط، ويمكنني بتمديدها هكذا ..
    Eğer dikkatle seyredersen bunun tersini kanıtlayacağım sana. Open Subtitles وأنا سوف أثبت يا أرشيمدس لوأنت تهتم شاهد
    Bence kendimi kanıtladım ve o 10 dakikayı hak ediyorum. Open Subtitles أعتقد أنني أثبت نفسي وأعتقد أنني أستحق تلك العشرة دقائق
    Ve bu nedenle, tarihin de ispat ettiği gibi, aşk ölümsüzdür. Open Subtitles ، وبالتالي كما أثبت التاريخ ، الحب الأبدي
    Karıma, bir erkek gibi davranabileceğimi kanıtlamam gerekiyor. Ve konu seks değil. Open Subtitles أريد أن أثبت لزوجتي أنّه يمكنني التصرف كرجل
    Ve size, uslu duracağımı göstermek adına yanımda sadece iki adam getireceğim. Open Subtitles وكي أثبت لك، أنني سأكون رجلاً لطيفاً سآتي مع اثنين من رجالي
    Widmore'un, söylediğin şeyi yaptığını ispatla. Open Subtitles أثبت أن الشخص المدعو ويدمور فعل ماتدعي منذ قليل
    Merak etme, onbaşı, arkadaşın kendisini tam bir muhafız olarak gösterdi. Open Subtitles لا تقلق أيها العريف صاحبك أثبت نفسه بأنه حارس حقيقي اليوم
    O ofise sahibim. Çünkü kendimi yıllarca, yıllarca kanıtlamaya çalıştım. Open Subtitles أنا لدي هذا المكتب الكبير لأنني أثبت كفاءتي , سنة بعد سنةبعد سنة
    Bir yerde buluşalım ve sana söylediğim her şeyin doğru olduğunu kanıtlayayım. Open Subtitles سأخبرك ما سيحدث ، دعنا نتقابل في مكان ما وسوف أثبت لك أن كل ما قلتُه لك صحيح
    - Demek oluyor ki, babasının olayında olduğu gibi artık yasaları kendi başına belirleyen serseri olmadığımı ona kanıtlamalıyım. Open Subtitles يعني أنه يجب أن أثبت لها أني لست نفس المغفل الذي أخذ على عاتقه تطبيق القانون بيديه مع والدها
    O yüzden ben de bana verdiğin bu şansı hak ettiğimi ispatlamak istiyorum. Open Subtitles لذا أريد أن أثبت لك أنّي أستحقّ تلك الفرصة الثانية التي منحتني إيّاها.
    Fare kullanılan bilimsel deneylerde, bu yaklaşımın umut verici olduğu kanıtlandı. TED وقد أثبت هذا النهج نتائج طيبة في التجارب العلمية على الفئران.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more