"أظنّ" - Translation from Arabic to Turkish

    • Bence
        
    • sanmıyorum
        
    • galiba
        
    • düşünüyorum
        
    • düşünmüyorum
        
    • herhalde
        
    • sanıyordum
        
    • sanıyorum
        
    • tahmin
        
    • düşünmüştüm
        
    • sanırım
        
    Bence suratından vurulmuş bir rehine yanlış anlamadan daha fazlasıdır. Open Subtitles أظنّ أن رهينة مصابة بالوجه أكثر من مجرّد سوء تواصل
    Bence yasadışı göç olayında iyi para var. Sonraki girişimimiz budur. Open Subtitles أظنّ الهجرة غير الشرعيّة ستكسبنا المال، سيكون هذا مجال عملنا التالي
    Diyosun. Bence o yüzüme kocaman bir gülücük yerleştirebilecek kadar erkek. Open Subtitles حسناً، أظنّ أنّه رجلٌ بما فيه الكفاية ليرسم الإبتسامة على وجهي
    Zaten her şeyi batırmışken batıracak başka bir şey kaldığını sanmıyorum. Open Subtitles لأنّني لا أظنّ أنّ هناك شيء لأخرّبه لم نقم بتخريبه سلفاً
    Demek üniversite böyle bir yer. galiba çok şey kaçırmamışım. Open Subtitles إذن هذهِ هيَ الكُلية أظنّ أنّ ، لم يفوتنى الكثير.
    Geceleri giysilerimin çoğaldığını düşünüyorum, ama şimdi sanırım yeterince var. Open Subtitles أظنّ أنّ ملابسي تتضاعف ليلاً، ولكن الآن لديّ كل شيء
    Bence gitmek istemen bile kalman için yeterli bir sebep. Open Subtitles أظنّ أنّ حقيقةَ رغبتكِ بالرحيل، هي ما يستوجبُ عليكِ البقاء.
    Tatlım, Bence şeker bir temizlikçiden paramızı alabilirim, tamam mı? Open Subtitles عزيزتي، أظنّ باستطاعتي استعادة مالنا من مدبّرة منزل لطيفة، اتّفقنا؟
    Bence olanların başka bir izahı var. Sandığından daha fazla hap almışsındır. Open Subtitles أظنّ بأنّ هنالك تفسيرًا آخر لما حدث تناولتِ حبوبًا أكثر ممّا تظنّين
    Aslında benim senin için yapabileceğim bir şey var Bence. Open Subtitles بالواقع , أظنّ أنّ ثمّة أمر بوسعي أن أسديك إيّاه
    Bence bu çocuk hayatın boyunca sahip olduğuna inanmadığın şeyi sana vad ediyor. Open Subtitles أظنّ ذاك الطفل قد يعطيك الشيء الوحيد الذي لم تؤمن قطّ أنّك ملكته.
    Bence onlar terörist değiller. Bence ortada başka şeyler dönüyor. Open Subtitles لا أظنّ أنّهم إرهابيّون، أظنّ أنّ هُنالك أمرٌ آخر يجري.
    sanmıyorum. Ayrıca az evvel cebine koyduğun şeyi görmek istiyorum. Open Subtitles لا أظنّ ذلك، وأريد رؤية ما وضعته في جيبك للتوّ.
    daha büyük bir çocuk edinmek, ama bunu idare edebileceğimizi sanmıyorum. Open Subtitles تبنّي طفل أكبر، لكن لا أظنّ أنّني أستطيع التعامل مع ذلك
    Mağazanın bize o tarz bir deneme için izin vereceğini sanmıyorum. Open Subtitles لا أظنّ أنّ المتجر سيسمح لنا بالقيام بذلك النّوع من الاختبارات
    galiba bütün kasaba parasını koydu. Open Subtitles أظنّ بأن البلدة بأكملها قد أودعوا أموالهم
    galiba barda çalışmak insanı hırçınlaştırıyor. Open Subtitles أظنّ بأنّ الإشتغال بالحانة يجعلك منك شخصاً نَزِقاً
    Bu utanç, keder ve kendinden nefret etmeyi zihninizden atabileceğimizi düşünüyorum. Open Subtitles أظنّ أنّ بإستطاعتنا إزالة الشعور بالخزي والحزن وكراهية الذات من نظامك
    Ama gerçekten bir problemim olduğunu düşünmüyorum. Saçma, sen uyuşturucu aldın. Open Subtitles ــ لكن لا أظنّ أنّ لديّ مشكلة ــ هراء، لقد تعاطيت المخدرات
    Hemen itiraf etse zevkli olmazdı herhalde. Open Subtitles أظنّ أنه لن تكون هناك أيّ متعة إن إعترفت بذلك فقط.
    Ben de, benim yerime hapiste yattığın için sana borçlu olduğumu sanıyordum. Open Subtitles وكنت أظنّ أنّني أدين لكَ لأنّكَ ستُسجن سنتين بسببي
    İşte bu yüzdendir ki, sanıyorum, kıskançlık bizleri sadece şiddet içeren ya da yasadışı şeyler yapmaya kışkırtmıyor. TED و أظنّ أنّ ذلك هو ما يجعل الغيرة تحسنا على القيام بأفعال عدوانيّة أو غير قانونيّة.
    Festivalin kasabamıza yapacağı etkiyi tahmin etmemiştik. Open Subtitles لا أظنّ أنّنا أدركنا تأثير هذا المهرجان في بلدتنا
    Uyuşturucu olabileceklerini hiç hayal etmedim. Oyulmuş değerli taşlar olduklarını düşünmüştüm. Open Subtitles لم أتخيل أبدًا أنها مخدرات كنتُ أظنّ أنها أحجارٌ كريمة خام.
    sanırım bunu her kim yaptıysa hem kocanızı hem de beni hedef almıştı. Open Subtitles و أظنّ بأنّ الفاعل كان يستهدف زوجكِ و كذلك أنا لا أعرف السبب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more