"أعرف أنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • biliyorum
        
    • biliyordum
        
    • olduğunu bilmiyordum
        
    • eminim
        
    • bildiğim
        
    • farkındayım
        
    Kolay olmadığını da biliyorum. Ama en azından çocuklar var. Open Subtitles أعرف أنه لم يكن سهلاً لكن على الأقل لديك الطفلان
    biliyorum, pis bir iş bu. Ama başka seçeneğin yok. Open Subtitles أنا أعرف أنه الأمر قذر ولكن ليس القرار في يدك
    Hoş falan onu biliyorum da, ama sanki dönme gibi. Open Subtitles أعرف أنه لطيف و كل شئ لَكنَّه نوعُ ما مخبول
    Bir şekilde kanamayı durdurmam gerektiğini biliyordum yoksa adam ölecekti. TED كنت أعرف أنه يتوجب علي إيقاف النزيف، وإلا سوف يموت
    Sen de geri ver şu Ugg'ları. Vince için olmadıklarını biliyorum. Open Subtitles وأنت، أرجع إلي الحذاء أعرف أنه ليس له أيها القزم المتورّم
    Dexter'ın bir yıkım yaşadığını biliyorum. Kızlarını değiştirdiğini bile biliyorum. Open Subtitles أعرف أنه قارب علي الإنهيار أعرف حتي أنه بدل ابنتيه
    Dexter'ın bir yıkım yaşadığını biliyorum. Kızlarını değiştirdiğini bile biliyorum. Open Subtitles أعرف أنه قارب علي الإنهيار أعرف حتي أنه بدل ابنتيه
    Özür dilerim. Yarıda kesmememi söylediğinizi biliyorum, ama size aşağıda ihtiyacımız var. Open Subtitles معذرة، أعرف أنه من غير المسموح أن أقاطع هكذا ولكننا نريدك بأسفل
    - Bir planımız olduğunu biliyorum, ama plan değişti, en azından birimiz için. Open Subtitles أنا أعرف أنه كان لدينا خطة ولكن الخطة تغيرت على الأقل بالنسبة لأحدنا
    Benimle yemek yeme şansına nadiren ulaşıyorsunuz biliyorum ama fazla heyecanlanmayın, Yüzbaşı. Open Subtitles أعرف أنه نادراً ما تأكل معي أيها النقيب، لكن لا تتحمس كثيراً
    Bak, biliyorum o karantina altında, Ama o aynı zamanda hasta. Open Subtitles اسمع , أنا أعرف أنه تحت الحجر الصحي ولكنه أيضاً مريض
    Nereden ve nasıI yayıIdı bilmiyorum ama neye sebep olduğunu biliyorum. Open Subtitles , لا أعرف كيف سيتفشى أو أين لكن أعرف أنه سيتفشى
    biliyorum ki yüzme bilen birisi ona eşlik etsin ister. Open Subtitles أعرف أنه كان ليريد أن تكون مع شخص يستطيع السباحة
    Ama son üç haftanın her gününü seninle temasa geçebilmek için harcadığını biliyorum. Open Subtitles لكني أعرف أنه أمضى كل يوم من الثلاث أسابيع الماضية محاولاً الوصول إليك,
    Benim onlara ulaşma gibi bir şansım yok ama biliyorum ki; Open Subtitles بالتأكيد لا يمكننى طلب المساعدة منهم لكن أعرف أنه يمكنك ذلك
    Şikayet etmemem gerektiğini biliyorum, çünkü ailem istediğim her şeyi yapıyordu. Open Subtitles أعرف أنه عليّ ألا أتذمر فوالدي أعطوني كل شيء كنت أطلبه
    Dikkatli olmamız gerektiğini biliyorum, ama senle aramızda bir bağlantı olduğunu hissediyorum. Open Subtitles أعرف أنه يجب أن نتوخى الحذر ولكنني أشعر بوجود ارتباط كبير معك
    Onun suçlu olmadığını biliyordum. Onda bir sineği bile öldürecek cesaret yoktur. Open Subtitles . كنت أعرف أنه غير مُذنب ليست لديه الشجاعة الكافية لقتل ذبابة
    Bu sebeple biliyordum ki daha fazla kanıt olmadan bu olmayacaktı. Fotoğrafı yaptım. Open Subtitles وكنت أعرف أنه بدون توافر المزيد من الأدله لن يحدث شئ،لذلك قمت بالتصوير
    Birden bire lakrosta bu kadar iyi olabilmenin başka bir yolu olmadığını biliyordum. Open Subtitles لا لقد كنت أعرف أنه لايوجد طريقه أن تصبح جيداً فجأه في الليكاروس
    Çünkü geçtiğimiz günlerde kendisinin bu kadar salak olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles لأني قبل هذا اليوم لَم أكن أعرف أنه غبي جدا
    Yine de kazanabilirim. Buna eminim. Open Subtitles وبالرغم من ذلك يمكنني أن أربح أعرف أنه يمكنني ذلك
    Tüm bildiğim üzerinde çok ama çok uzun zaman çalıştığı bir şey. Open Subtitles كل ما أعرف أنه شيء قال بأنه كان يعمل عليه لوقت طويل
    Dokunulmazlık anlaşmasını çözmenin zaman aldığının farkındayım ama üç gün çok uzun. Open Subtitles أعرف أنه يستغرق وقت لعمل صفقة حصانة، لكن ثلاثة أيام طويلة جدًا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more