| Öğrecilerime göre havalı değildim. bir çeşit aptal olduğumu düşünüyorlardı. | TED | لم يعتقد طلابي أني رهيب. اعتقدوا بأني نوعًا ما أحمق. |
| Feda edebileceğim en değerli şeyin kendi sesim olduğunu anladım ama bundan uzun zaman önce vazgeçmiş olduğumu fark etmemiştim. | TED | حسبت أن أثمن ما أستطيع التضحية به هو صوتي، لكن كان وكأنني لم أدرك أني تخليت عنه منذ زمن طويل. |
| ben banyoda iken arayan olursa, numarayı al ve arayacığımı söyle. | Open Subtitles | إذا إتصل أحد أثناء إستحمامي فدوّني الرقم، وقولي أني سأعاود الإتصال |
| "Keyif" aldım derken, ki orası için tuhaf bir kelime, çünkü hiç kimse başkasının acısı veya sıkıntısından keyif almayı düşünmez. | TED | وحين أقول أني استمعت إنها كلمة غريبة يمكن استخدامها لأنه لا أحد يريد التفكير في أي شخص وهو في ألم شديد |
| Yahu onu kimin kaçırdığını bilsem Seni niye tutmak isteyeyim? | Open Subtitles | لماذا بالجحيم تظن أني أريدك لو كنت أدري أين هي؟ |
| benim kötü kaderimde, bir hırsız ve yalancıya âşık olmak varmış. | Open Subtitles | يبدو أنه من سوء حظي أني وقعت في حب لصة وكذابة |
| Ah, anne, biliyorum korkunç biri olduğumu düşünüyorsun, ama siyahlar içinde olmaya dayanamıyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك ستظنين أني فظيعة يا أمي لكني لا أحتمل الظهور مرتدية السواد |
| Beslenecek bir boğaz olduğumu, ama annemden daha iyi olduğumu söylerdi. | Open Subtitles | كانت تقول أني كنت فمّ للتغذية ولكن كنت ألطف من والدتي |
| beni anlayan birisiyle konuşabildiğim için çok memnun olduğumu söylemeliyim. | Open Subtitles | يجب ان اقول أني سعيد بالحديث مع رجل رصين يفهمني |
| Ama ben yatmıştım. Üstelik uyku hapı da aldım. Korkarım cevabım hayır. | Open Subtitles | أنا في السرير، وقد أخذت حبة منومة لذا أخشى أني لن أقبل |
| Söylemek istediğim ben her zaman klüpten ayrılmadım. Bazı zamanlar... | Open Subtitles | كلا ما أقصده أني لا أغادر النادي دائماَ أحيانا .. |
| Bildiğiniz gibi hayatım Can sıkıcı değildi.Ama... ben gene de burda durup | Open Subtitles | كما تعرفون حياتي لم تكن قذرة ولو أني أفضل أن أسمع هتافاتكم |
| Ama geçtiğimiz Ekim ayında, farkettim ki, daha yeni başlıyorum. | TED | ولكن خلال أكتوبر الماضي، أدركت أني مازلت فقط في البداية. |
| bir takım hasta üzerinde cihazı test ederken farkettim ki bütün gece çorapla uyumak istemeyenler için bir çözüm bulmam gerekiyordu. | TED | اختبار الجهاز على عدد من المرضى جعلني أدرك أني بحاجة لأخترع حل للناس الذين لا يريدون ارتداء جوارب أثناء النوم ليلًا. |
| Hatırladın mı Seni önemsediğimi ve yardım etmek istediğimi söylemiştim? | Open Subtitles | هذا بسيط، أتذكراين حينما قلت أني اهتم بك وأود مساعدتك؟ |
| benim hiçbir ihtiyacım yokmuş gibi anlatıyorsun. ben öyle biri miyim? | Open Subtitles | تجعليه يبدو مثل بأن ليس لدي إحتياجات أتعتقدين أني مكتفية ذاتياً؟ |
| Hastalığım hakkında, tüm bilgiye sahibim. bir kan hastalığım olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | انني على دراية تامة بمرضي أعرف أني مصاب بمرض في الدم |
| Hatta diğer insanların yaptığı gibi sosyal medyada kişiliğimi tekrardan inşa etmeyi denedim. | TED | حتى أني حاولت إعادة بناء هويتي على وسائل الاعلام الاجتماعية مثلما يفعل الآخرون. |
| sana niye anlattığımı bilmiyorum ama sende onun gücünü görüyorum. | Open Subtitles | لاأعرف لما أخبرك بهذا الان ،عدا أني أرى قوتها فيك |
| Doğduğumda, hastane odasını inceleyen gözlerimde, diyor annem "Bu mu? Bunu daha önce de yapmıştım." gibisinden bir bakış varmış. | TED | عندما ولدت ، أمي قالت لي أني تطلعت حولي في غرفة المستشفى بنظرة تعبر على أنني كنت هنا من قبل |
| Tek bildiğim, aklımı kurcalayan bir sorunun cevabına götürebilecek bir nesnenin peşinde olduğum. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أني سأطارد الغرض الذي يحمل إجابة للسؤال الذي يحيرني |
| Eğer bedenim su yüzeyinde yüzüyor olsaydı cankurtaran beni fark edip kurtarabilirdi. | TED | لو أني كنتُ أصدر صوتاً فوق سطح الماء، لأنتبه الحارس وأتى لإنقاذي. |
| Ayrıca, sen ve Annie varsınız. Pişman değilim. Şimdi anlat. | Open Subtitles | بالإضافة إلى ذلك لدي أنت و أني أنا لست نادما |
| Ve haklı olduğuma inanmak zorunda değilsiniz, çünkü size haklı olduğumu kanıtlayacağım. | Open Subtitles | و ليسَ عليكُم تصديق أني مُحِق لأني سأُريكُم كم أنا على حَق |