Komiserim, yapabileceğiniz bir şey varsa durmayın yapın, neredeyse bulun onu. | Open Subtitles | ملازم إن كان هناك أي شيء افعله .. اخرج واعثر عليه |
Bu kayanın altında su varsa, on beş güne kalmaz, bulurum! | Open Subtitles | إن كان هناك ماء تحت الصخرة سوف أصل إليها خلال أسبوعين |
Nereden Tang alabileceğimi bilen biri varsa o da sen olmalısın. | Open Subtitles | إن كان هناك شخص يعرف كيف أحصل على تانج فهو أنت |
- Hayır! - Sadece kaza olup olmadığını öğrenmek için ankesörlü telefondan arayabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نتصل كمجهول من هاتف عام لنعرف إن كان هناك حادثاً فحسب |
İhtiyacın olan bir şey var mı diye bakmaya geldim. | Open Subtitles | فقط حصلت على رؤية إن كان هناك أيّ شئ تريد. |
Eğer bir şey kullanıyorsa, onu bir yerlere saklamış olmalı. | Open Subtitles | رأيت أن إن كان هناك شئ فهو مخبأ بمكان ما |
Bir şeye ihtiyacınız olursa, her ne olursa olsun lütfen istemekten çekinmeyin. | Open Subtitles | إن كان هناك أي شيء تحتاجونه لا تترددن بالسؤال نحن تحت خدمتكم |
Neyse, seni neşelendirmek için yapabileceğimiz bir şey varsa söyle Niles. | Open Subtitles | بأي حال إن كان هناك أي شيء يبهجك ؟ فقط أخبرنا |
Milli Teşkilat'ta iken öğrendiğim bir şey varsa, o da nasıl yemek yapılacağıdır. | Open Subtitles | إن كان هناك شيء واحد تتعلمه في الحرس الجمهوري ، فهو كيف تطبخ |
Eğer iki insanın sadece tek bir düşüncesi varsa birşeyler yanlış demektir. | Open Subtitles | إن كان هناك شخصان لديهما خاطر واحد فهناك أمر غير سليم، تاكسي |
Katılıyorum ama eğer başkaları da varsa çok fazla zamanları kalmamış olabilir. | Open Subtitles | موافق، ولكن إن كان هناك ناجون آخرون فلربما ليس أمامهم وقت طويل |
Eğer ulu bir varlık varsa, istediği anda seni ezebilir. | Open Subtitles | إن كان هناك وجود لكائن أعظم فيمكنه سحقك وقتما تريد |
Dışarıda içki içmeyi hak eden iki kişi varsa onlar biziz. | Open Subtitles | إن كان هناك شخصان يستحقان .. ليلة شراب بالخارج فهما نحن |
Eğer bu sivil ölümlerini bize yöneltebilecek biri varsa, bir çeşit Tanrı olmalı. | Open Subtitles | إن كان هناك من يستطيع تتبع هذه الحوادث المدنية إلينا، فهو غير بشري |
Eğer daha büyük bir sorun varsa kadının ciğerlerini mahvetmekten çekinmezdi. | Open Subtitles | ما كان ليخشى تعريض رئتيها للخطر إن كان هناك شئ أهم |
Ona gözlüğü verdiğimde başka bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sormuştum. | Open Subtitles | عندما أعطيته النظارات، سألته إن كان هناك أي شيء آخر احتاجه |
Ahlakın kimyası olup olmadığını bilmek istiyordum. | TED | أردت أن أعرف إن كان هناك كيمياء أخلاقية |
Porter'ın patronu herhangi bir kayıp var mı diye istihbarat denetlemesi yapıyor. | Open Subtitles | رفاق بورتر يراجعون المخابرات لتحديد إن كان هناك أي أداة حساسة مفقودة |
Etrafa göz atın kurtarabileceğiniz bir şey var mı diye bakın. | Open Subtitles | ألقوا نظرة حولكم أنظروا إن كان هناك أي شيء يستحق الإنقاذ |
Ve Eğer bir şey varsa eminim iyileşmeyecek bir değildir. | Open Subtitles | و إن كان هناك شيء فأنا متأكد من قابليته للعلاج |
Bebekten önce, yardım etmek için yapabileceğim bir şey olursa söyle yeter. | Open Subtitles | إن كان هناك ثمّة شيئ تحتاجيني به قبل وصول الطفل، اعلميني فحسب. |
Başına bir silah dayanmış olsaydı, neden 911'i arasın ki? | Open Subtitles | إن كان هناك مسدس موجه لرأسه لماذا إتصل بالطوارئ ؟ |
Sistem her hareketi diğer videodaki her hareketle karşılaştırıp aynı şeyin olup olmadığına bakıyor. | TED | يقوم النظام بمقارنة كل لحظة مع نظيرتها ليرى إن كان هناك تطابق. |
Bir anormallik olsa bile benim onunla bir ilgim yoktu. | Open Subtitles | إن كان هناك أي مخالفة، لم يكن لي علاقة بها. |
eğer orada kötü bir şeyler varsa onu buluruz. | Open Subtitles | إن كان هناك شئ سئ بالخارج سنجده ، أنتِ تقتليه ، ثمَّ نحتفل |