| gidip küçük bir çanta hazırlıyordum ve Bay Timsah' ın gelmesini bekliyordum. | TED | و كنت اذهب و احزم حقيبة صغيرة و انتظر السيد التمساح ليأتي |
| Ya da ben onlara gidip “Bunun yapılması gerekiyor” derim. | TED | او اذهب اليهم انا واقول لهم ماذا يجب ان يفعلوا |
| Evet, dogru Hadi, cocuklar marhaba, Tommy buraya gel hayirmi? | Open Subtitles | هيا , اذهب حسنا, تومى , أفعل ما تقوله كلا |
| Ne duymaya ihtiyacınız var? Eve gidin, karınıza sorun, neye ihtiyacı var? | TED | مالذي تحتاجون سماعه؟ عد إلى بيتك، إلى زوجتك اذهب واسألها، ماذا تحتاج؟ |
| Hayır, hayır, hayır. Benim gitmem gerekiyor. Her şey için teşekkür ederim. | Open Subtitles | كلا يجب ان اذهب.اقدر لك كل ما فعلتة معى، تمن لى الحظ. |
| Sonra küçük bina burada. Küçük bina, git, Yürü git. | Open Subtitles | هناك بناية صغيرة هنا البناية الصغيرة , اذهب , اذهب |
| Sanırım odama gidip yarınki dersler için hazırlansam daha iyi olacak. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الأفضل أن اذهب إلى غرفتي وأحضر لدروس الغد |
| Arvi tabura gidip, sığınaktaki bir sonraki adamların arkeolog olacaklarını söyle. | Open Subtitles | ارفي، اذهب وأخبر كتيبة الشعب القادم في القبو سيكون علماء الآثار. |
| Sence gecenin bir vakti öylece gidip de bir kızın numarası isteyebilir miyim? | Open Subtitles | لا استطيع ان اذهب الى منزله في منتصف الليل واسئله عن رقم فتاة |
| - Hadi, SBD'yi 6'nın altına çekelim. - Hayır, gitmeyeceğim. | Open Subtitles | هيا لنحضر الـساعة الزمنية ونخفضها الى السادس لا لن اذهب |
| Hadi Simon. Bu kapı ümtsiz Quintín. Arka tarafa dolan. | Open Subtitles | سايمون هيا كوينتن هذا الباب ميئوس منه اذهب من الخلف |
| Evet. Doğruca havalimanına gidin ve birkaç yolcu iptal için bekleyin. | Open Subtitles | هذا صحيح ، فقط اذهب للمطار وانتظر المسافرين الذين يخلفون ميعادهم |
| gidin! Kedilerimi almadan çıkmam. Onlar tek sahip olduğum şey. | Open Subtitles | اذهب بعيدا لن أغادر دون قططى إنهم كل ما أملك |
| Yetiştirmem gereken bir ordum var, ve Nicaragua'ya gitmem lazım. | Open Subtitles | يجب ان اجمع جيشاً و يجب ان اذهب الى نيكارغوا |
| Yürü Hadi. Biraz şampanya alın. Yemek de 10 dakikaya hazır. | Open Subtitles | الان اذهب القليل من الشامبانيا العشاء سيكون جاهز خلال 10 دقائق |
| Oteldeki su hayaletini nasıl yakaladıysak şimdi de porselen hayaletini yakalamaya gidiyorum. | Open Subtitles | مثلما امسكنا بشبح الماء في الفندق سوف اذهب و امسك بشبح المزهرية |
| Bana şirin deme ve çekici olma. Bırak evime gideyim. | Open Subtitles | لا تنعتنى بالجمال ولا تكن ساحراً دعنى فقط اذهب للبيت |
| Bu sinir bozucu bir deneyim oldu, evime gitmek istiyorum. | Open Subtitles | كانت تلك تجربه مثيره للاعصاب انا اريد ان اذهب للمنزل |
| O kötü cadının ne dediği umurumda değil, gitmiyorum. Ona iletin. | Open Subtitles | كما قلت, لا اهتمبما تقوله هذه الساحره, لن اذهب اخبرها بذلك |
| Yukarı çık ve Will'e ihtiyacı var mı diye sor? | Open Subtitles | اذهب واسأل في الطابق العلوي عما إذا كان يحتاج إليها |
| Ben şimdi Tae Gong Shil ile kimbap yemeye gideceğim. | Open Subtitles | سوف اذهب الى محل الكيمباب لاحقا مع تاي غونغ شيل.. |
| Haydi Jimmy yaylan, Yüzbaşı Hamill'i bul ve buraya getir. | Open Subtitles | جيمي ت.. اذهب و اعثر على كابتن هاميل أحضره هنا |
| Revire Koş. Seni hemen geri yollayacaklardır. | Open Subtitles | لاتهتم بالأمر، فقط اذهب إلى مكتب الممرضة متأكدة بأنك ستكون بخير، وعد إلينا بسرعة |
| Fred, yapabildiğin kadar çabuk kasabaya git. Singapur'da Joyce'a telefon et. | Open Subtitles | فريد, اذهب الى القرية بأسرع ما يمكنك, واتصل بجويسى فى سنغافورة |
| Hey, eve gir... ve bunu sarmak için bana birşey getir. | Open Subtitles | هي , اذهب إلى البيت وإجلب لي شيئاً لأطوي هذه عليه |