"التكلم" - Translation from Arabic to Turkish

• konuşmak
• konuşabilir
• konuşmayı
• konuşmam
• konuşmaya
• konuşmamız
• konuşamam
• konuşmalıyım
• konuşma
• konuşabiliriz
• konuşabilirim
• konuşman
• konuşabilirsin
• görüşmek
• konuşalım

Arkadaşım olan bir müzisyene karşı kötü konuşmak ister miyim?
فخامتك، لا أحب التكلم عن موسيقار زميل لي بالطبع لا.

Ne zaman benimle konuşmak istersen... telefon aç... ve telsizimi açmamı söyle.
وقتما تشاء التكلم معي، اتصل بي على الهاتف، واطلب مني أن أشغّله

Rachel? Dışarıda konuşabilir miyiz?
رايتشل، هل أستطيع التكلم إليك فى الخارج قليلا؟

Benim Zee hakkında konuşmayı bırakırsan Sadie'nin kadın olduğunu kabul ederim.
سأقر بأن سادي امرأة إذا كففت عن التكلم عن زي خاصني

L, eğer Bay Aizawa ordaysa, onunla konuşmam mümkün mü?
إل ، إن كان السيد آيزاوا هنا أيمكنني التكلم معه؟

Galiba hiç kimseyle konuşmamayı seninle böcekler hakkında konuşmaya tercih ederim.
أظنني أفضّل التكلم معك عن الحشرات عن الصمت مع لا أحد

Burns her şeye sahip oluyor! Çok geç olmadan onunla konuşmak zorundayım.
بيرنز يمتلك كل شىء لابد لى من التكلم قبل أن يفوت الأوان

Onunla yalnızca konuşmak istediğini söylemiştin ona zarar vereceğini değil.
انت قلت انك تريدين فقط التكلم معه. وأنك لن تؤذيه

Sana bu hikâyeyi anlatan o bilge adamla konuşmak istiyorum.
انا اريد التكلم مع هذا الرجل الحكيم الذي اخبرك بالقصة

Bu konuda konuşmak zorunda değilsin, ama ne zaman istersen, bunu gerçekleştirebilirsin.
ليس عليك التكلم في هذا لكن إن أردت، إعلم أننا ..سنتواجد لذلك

Benim için zor, konuşmak diğer insanların yaptığı şeyleri çabucak anlamamak.
انه من الصعب علي التكلم لا أختار التعابير التي يختارها الناس

Bakın, ben sizin gibi canlı, hayat dolu izleyiciler karşısında bu konu hakkında konuşmak konusunda düşündürücü fikirlere sahiptim.
انظروا، كنت أعيد النظر، حقيقة، فيما هل يمكنني التكلم عن موضوع كهذا لجمهور حيوي وفي مثل نشاطكم.

Biliyorsun.... biz kesmeden konuşabilir miyiz?
لا يهم. هل يُمكننا التكلم دون أن تقاطعيني؟

Seninle bir dakika konuşabilir miyiz?
أرجو المعذرة هل يمكنني التكلم معك للحظة؟

Klaus, neden çekmiyorsun? - Biraz konuşabilir miyiz?
كلاوس،لم لا تصور، هل أستطيع التكلم معك رجاء؟

Eminim ki konuşmuyorken de tek yaptığın şey, konuşmayı düşünmektir.
وعندما كنت لا تتكلمين اراهن انكي كنت تفكري في التكلم

Bunu ona göstermeliyim. Onunla konuşmam gerek. Bırakın beni!
أريد أن أريه هذا أريد التكلم معه، أتركني

konuşmaya devam edin ki tüm sorunlarımız sadece aklımızdaymış gibi davranalım.
استمر في التكلم من فضلك كي نتظاهر بأن مشاكلنا ليست برأسنا

- konuşmamız gerek.
ـ إنها شيء مختلف ـ يا ولد ، أنا أحاول التكلم إليك

- İhtiyacın olursa buradayım, Henry. - Seninle şimdi konuşamam, Peder.
ـ انا تحت تصرفك يا هنري ـ اه لا استطيع التكلم الان يا ابت

Sizi yeniden rahatsız ediyorum, özür dilerim ama Bay Gillis'le konuşmalıyım.
أنا آسف لإزعاجك مرة أخرى ,لكني تأكدت من الرقم,أريد التكلم مع السيد غيليز.

Anna'nın avukatı olarak imzalı vekâletnamem vardı ve hemen sınır kapısına gidip müvekkilimle konuşma imkânı aradım.
كنت أمتلك تصريح موقع لأُمثل محامي آنا، لذا ذهبت بسرعة لمنفذ الدخول لأرى إن كان بإمكاني التكلم مع موكلتي.

Onunla senin için konuşabiliriz. Onu yapmak istediği şeyi yapmadan durdurabiliriz.
بوسعنا التكلم معه بالنيابة عنك بوسعنا دفعه للتوقف عما يخطط له

Bir gorille ne halt konuşabilirim ki zaten?
ماهذا بحق الجحيم لا أستيطيع التكلم مع الغوريلات؟

Karımla konuşman lazım Zengin olursun
عليك التكلم مع زوجتى ستكسبين ثروة طائلة منها

Milyonlarca seks işçisi ve sayısız seks işçisi örgütü ile konuşabilirsin.
بإمكانكم التكلم مع ملايين محترفي الجنس وعدد لا يحصى من المنظمات التي يقودها محترفو الجنس.

Şey, ben... Seninle ve Grey'le arka parselde yapılacak inşaatla ilgili görüşmek isterdim.
أريد التكلم معك حول بناء القسم هناك في الخلف

Artık vakit kaybetmeyi bırakıp ciddi konuşalım.
الآن نحن سَنَتْركُ اللف والدوران هنا ونبدأ التكلم بجدّيةَ.