Hayvan Çiftliği ile dış dünya arasındaki ticaret oldukça canlanmıştı. | Open Subtitles | التجارة ما بين مزرعة الحيوانات والعالم الخارجي اصبحت منتعشة تماما |
Ve çağlar içinde, hastalıkları, deliliği, suçu ve tüm adaletsizlikleri ortadan kaldırdıklarında yine büyük bir iyilikseverlikle dış uzaya yönelmişler. | Open Subtitles | وعبر دهور طويلة حينما استطاعوا أن يتخلصوا من المرض والعته والجريمة وكل أشكال الظلم تطلعوا، بكل حب نحو الفضاء الخارجي |
Hye Mi, Dışarıdan çok soğuk kalpli görünse de ...içeride çok alıngan biri. | Open Subtitles | بالرغم من مظهر هي مي الخارجي اللا مبالي لكن بداخلها شخص حساس جداً |
Dışarıda kocaman bir kilit varken, neden buna ihtiyaç duyalım ki? | Open Subtitles | لِمَ نحتاج إلى قفله وهناك قفل عملاق في الباب الخارجي ؟ |
Ve aslında, şekildeki beyin kurdelasının dışında kalan bu kırmızı bölgeler tamamen kapanana dek giderek daha da mavileşiyor. | TED | و بالفعل، ما نراه هو أن هذه المناطق باللون الأحمر حول الشريط الخارجي للدماغ تزرق تدريجياً حتى تنطفئ تماماً |
harici hard disk'imi çalmışlar ama flash sürücüme son dosyalarımdan oluşan bir yedekleme yapmıştım. | Open Subtitles | سرقوا القرص الصلب الخارجي لكني أحتفظ بنسخة إحتياطية على ذاكرة متنقلة معي |
Görüyorsunuz, Albay O'Neill, gerçek şu ki, ben sadece dış uzayla ilgilenmiyorum... | Open Subtitles | ترى ذلك كولونيل أونيل الحقيقة هي أنا لست ففقط مهتما بالفضاء الخارجي |
Doğal enerjiyi kullanma ve dış dünyaya yansıtma gücü olmalı. | Open Subtitles | لابد انه له علاقة بالطاقة المسّخرة توجه إلى العالم الخارجي |
Güneş'teki şiddetli patlamaların çoğu burada, "korona" olarak bilinen cehennemvâri dış atmosferde gerçekleşir. | Open Subtitles | معظم النشاط الشمسي يحدث هنـا فى الغلاف الشمسي الخارجي الجهنمى المسمى بالهـالة الشمسيـة |
dış güvenlik ve nominal masaüstü işlevselliği dışında herşey çevrimdışı olacak. | Open Subtitles | كل شئ عدا الأمن الخارجي دالة المكتب الأسمية سيكون غير متصل |
Uzay asansörü hiçbir şey fakat 96 000 000 000 km süper güclü kablo dış uzaydan sarkıtıp dünyaya sıkıca tutturulabilir. | Open Subtitles | مصعد الفضاء لا شيء لكن كيبل قوي جداً يصل طوله إلى 60،000 ميل ينحدر من الفضاء الخارجي ويرتكز على كوكب الأرض |
Saldırı Amerikan hükümetini böler ve parçalar kasabayı dış dünyadan koparır. | Open Subtitles | الهجمات مزقت ودمرت الحكومة الامريكية وجعلت مدينتنا منعزلة عن العالم الخارجي |
Hye Mi, Dışarıdan çok soğuk kalpli görünse de ...içeride çok alıngan biri. | Open Subtitles | بالرغم من مظهر هي مي الخارجي اللا مبالي لكن بداخلها شخص حساس جداً |
10 milyar doları yönetmeye başladığında, paranın yarısını Dışarıdan almıştın. | Open Subtitles | انتقلت من إدارة 10 ملايين من المال الخارجي إلى النصف |
Ama sana bu odada değil, Dışarıda, dünyada ihtiyacım var. | Open Subtitles | لاشيء لكني لا أحتاجك في تلك الغرفة أحتاجك بالعالم الخارجي |
Ayrıca... o bu şeylerin dışında bişey değil. Bu şeylerin içinde bişey. | Open Subtitles | إضافة إلى ذلك، ليس المظهر الخارجي ما يهم، بل ما في الداخل |
Ortopedi harici ofisi kullanmaya devam edecek. | Open Subtitles | قسم العظام ما زال محتفظا بالمكتب الخارجي |
Onlara göre Kore dış yardımlar olmadan halkı için basit gerekleri bile sunmakta zorluk çekecek bir ülkeydi. | TED | كانوا يعتقدون أنه في غياب الدعم الخارجي سيصعب على كوريا تزويد مواطنيها بأكثر من احتياجات الحياة الأساسية. |
Buna "şişme kozmolojisi" deniyor, ve bu, uzayın dışarı doğru büyümesini doğal olarak sağlayacak bir çeşit yakıt betimliyor. | TED | وهو ما يدعى التمدد الكوني التي تحدد نوعاً معيناً من الوقود التي بالطبع ولَد التسارع الخارجي للفضاء |
Dünya dışına sadece 558 kişi gidebildi. | TED | يوجد 558 فقط ممن سافروا إلى الفضاء الخارجي |
Tüm varlığımız süresince bu gezegende dünya dışı yaşamın da süregeldiğinden bahsediyorum. | Open Subtitles | أتحدّث عن الحياة من الفضاء الخارجي حيّ على هذا الكوكب في عمرنا. |
Bu "Plan 1-8 from Outer Space" değil. | Open Subtitles | تلك ليسة الخطة من 1 إلى 8 من الفضاء الخارجي |
dışarıyla bağlantı kurulmayacak; | Open Subtitles | لن يكون هنالك اتصالات داخلية أو خارجية أو أي تواصل مع العالم الخارجي |
Kıyıya gelen bu el yazmasının kaynağı dünya dışından. | Open Subtitles | هذه الحرفة التي تصل إلى اليابسة، اصوله من الفضاء الخارجي. |
dışarısı ile sürekli bağlantı içerisinde olacağız. | Open Subtitles | اننا سنكون على اتصال كامل وثابت بالعلم الخارجي |
26 Kasım 1922'de, Howard Carter, Tutankhamen'ın mezarının ilk odasının dışındaki duvara ulaştı. | Open Subtitles | قى السادس والعشرين من نوفمبر 1922 استطاع هوارد كارتر الوصول الى الجدار الخارجي للغرفة الأولى بمقبرة توت عنخ آمون |
Ancak dışarıdaki dünyayı öğrenmeye başlamak zorunda kalmaları çok uzun zaman almayacak. | Open Subtitles | لكن لن يمرّ الكثير قبل أن يتعلّموا عن الحياة في العالم الخارجي |