"انه" - Translation from Arabic to Turkish

    • O
        
    • Bu
        
    • bir
        
    • olduğunu
        
    • çok
        
    • onun
        
    • benim
        
    • ki
        
    • gibi
        
    • değil
        
    • olduğu
        
    • Adam
        
    • biri
        
    • Sadece
        
    • olduğuna
        
    Fakat belli ki, O zamanlar böyle bir sorun yoktu. TED ولكن يبدو انه في ذلك العصر لم يكن ذلك موجوداً
    Görünen şu ki katılmaya karar vermiş olsanız bile daha fazla seçenek mevcutken O zaman bile, olumsuz sonuçları var. TED الان يتضح انه حتى وان قررت ان تشارك اذا وجد الكثير من المشاركات, حتى في تلك الحالة تكون العواقب سلبية
    ve Bu anlamda İbrahim'in Yolu' bir oyun-değiştirici. Size Sadece bir şey göstereyim. TED وكل هذا من طريق إبراهيم انه مغير للمعطيات دعوني أريكم شيئاً ما ..
    Bu mola verme fikri belkide kendi yolculuğumda öğrendiğim en büyük ders oldu. TED استمتعوا بالهدوء بالتوقف انه الدرس الاكبر الذي تعلمته من رحلتي هذه مع المرض
    Peki, kafamda çok fazla gürültü ve karmaşa vardı, ta ki ben bunun dört ana faktörden dolayı olduğunu anlayana kadar. TED حسناً قد كان هناك الكثير من الضجيج والتعقيد في رأسي، حتى أدركت انه في الواقع ماكان يحدث بسبب اربعة اشياء اساسية
    Ve dedi ki patlama öyle gürültülü ve ışık O kadar yoğunmuş ki O gözlerini korumak için yüzünü elleriyle kapatmak zorunda kalmış. TED و قال ان الانفجار كان مدويا و الضوء كان كثيفا جدا، حتى انه كان عليه في الواقع وضع يديه امام وجه لحماية عينيه.
    Yaklaşık O saatlerde Darby'nin cesedinin bataklığa taşındığını biliyor olabilirler. Open Subtitles يعرفون انه في ذلك الوقت تم سحب الجثة الى البحيرة
    O Adam için sahtekâr demiştim sana. - Start değil. Open Subtitles بإكماني معرفته انه محتال حتى و أنا عمري 8 سنوات
    O Babasının yanında ama sözü bizimle. Onu kullanmayı öğretti. Open Subtitles انه مع ابيه لكنه ترك كلمته معنا وعلمنا كيف نستخدمها
    Bu listeye baktığımda -- benim için yaşayanların Zebur'u gibiydi -- farkına vardım ki, bunu kızlarımız için yapmış olsakta, biz de beraberinde çok değişmiştik. TED وكما انظر اليه اليوم .. انه يبدو كما لو انه ترنيمة عيش لقد ادركت .. ان ما كنت اقوم به لبناتي قد غيرني انا ايضاً
    Az çelik kullandığımız için çok daha fazla güneş alıyorduk Bu da kışın ısınmak için daha az ısı gereksinimi duyacağımız anlamına geliyordu. TED وهذا يعني دخول ضوء شمس اكثر وهذا يعني انه لايجب ان نستخدم وسائل التدفئة بصورة كبيرة في الشتاء .. بسبب دخول ضوء الشمس
    Siz de evde oyun hamuru yapmayı denedinizse, her evde bulunan malzemeyle yapılan Bu tarifler hepinize gayet tanıdık gelecektir. TED وهذه الوصفات معروفة لكل من حاول ان يصنع صلصال لعب في المنزل انه مكونات اساسية يملكها عادة الفرد في مطبخه
    Bu da sizi değişik bir kariyer yapmaya zorlayabilir, ama aslında büyük de bir avantajı vardır: iş rekabeti yok. TED ربما هذا .. صادم قليلاً .. اقصد هذا التخصص ولكن في الحقيقة انه تخصص مميز اذ لا أحد ينافسك به
    bir zamanlar... ...Sadece krallar leopar kürkü giyerdi. Fakat şimdi geleneksel şifacılar ve büyücüler... ...seramoniler ve ritüeller sırasında giyiyorlar. TED انه يقوم بهذا طيلة الوقت .. انه يسلخ جلد الفهود .. ويقدم ذلك للملوك وعبر الاحتفالات والطقوس الدينية والسحرة والمشعوذين
    Dikkatsizlik için sık sık duyduğunuz bir diğer açıklama da gururdur. TED وتفسير آخر ربما يخطر على بالكم .. متعلق بالاهمال انه الغطرسة
    bir koltuğu hayal etmek gerçekten zor, evinizde nasıl görüneceğini. TED انه من الصعب تخيل الاريكة, كيف سوف تبدو في منزلك.
    Öğrenciler TDP'yi seviyor. Onlar onun yeni bir bilgisayar oyunu olduğunu düşünüyorlar. TED ان الطلاب يحبون هذا الاسم .. انهم يظنون انه اسم لعبة فيديو
    Ayrıca yasadışı avcılığın sayısı da çok fazla. Muhtemelen aynı miktarda vardır. TED ناهيكم عن القتل الغير شرعي والذي يمكن انه قتل نفس العدد تقريباً
    onun son filmini kesin görmelisiniz, adı Aliens of the Deep. TED عليكم حقا أن تذهبوا وتشاهدوا فيلمه الأخير، غرباء الأعماق. انه مذهل.
    Feynman, bir nevi amatör helyum fizikçisi gibi, bunu çözmeye karar verdi. TED فينمان قرر على اعتبار انه عالم بفيزياء الهليوم انه سيحاول استنباط الامر
    Bu odada olan bizler için söz konusu olan Sadece en zayıf, en fakir kişi değil, bütün toplumdur; yani dünyanın kendisidir. TED هؤلاء الموجودين معنا فى هذه الغرفة , انه ليس الافقر او الاكثر ضعفا شخصيا انه المجتمع , الثقافة و انه العالم بنفسه
    Hayatta gerçekten neyin önemli olduğu sorusu CEO (genel müdür) şapkamı bir hafta için çıkarıp Himalayaların tepelerine uçmama sebeb oldu TED انه ذلك السؤال المؤرق نوعا ما حول مايهم؟ الذي جعلني انزع عني قبعة الرئيس التنفيذي لأسبوع و اسافر الى قمة الهيمالايا
    İkizlerden biri anormal olur diye bir söz vardır ya. Open Subtitles الأقوال القديمة, عن انه فى التوائم, غالبا ماتصاب احدهم بالجنون
    Artık evlenecek olduğuna göre ondan hoşlandığımı öğrenirse kesin "Defol" diyecektir değil mi? Open Subtitles الان بما انه سيتزوج الان ان علم انني احبه سيطلب مني المغادرة صحيح؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more