"بأنّه" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunu
        
    • ki
        
    • onun
        
    • olduğuna
        
    • olduğu
        
    • diye
        
    • söyledi
        
    • gibi
        
    • göre
        
    • olmadığını
        
    • dair
        
    • olacağını
        
    • ettiğini
        
    • o
        
    • onu
        
    Her şeyden önce oldukça basit bir yapısı olduğunu biliyoruz. TED و فوق هذا و ذاك، نعلم بأنّه كان شديد البساطة.
    Kutsal biri olduğunu söylüyor diye ona saygı duymak zorunda değilsin. Open Subtitles الآن أنت لَسْتَ بِحاجةٍ إلى أَنْ تحترمة لأنة يَدّعي بأنّه مقدّسُ
    Herkes onun dünyanın en mutsuz ve cimri insanı olduğunu bilir. Open Subtitles و الكل يعلم بأنّه أكثر الناس بُؤساً وبُخلاً على وجه المعمورة
    Sadece evde çalıştığını söyledi ki bu bana eve parayı kadının getirdiğini anlatır. Open Subtitles هو فقط قال بأنّه يعمل في البيت، الذي يخبرني هي تحصل على المال.
    onun o adam olduğunu biliyorsun ama onu teşhis etmedin. Open Subtitles وأنتِ تعرفين بأنّه نفس الرجل مع ذلك أنكِ لم تميّزيه
    Deniz kenarındaki çorak ülkeyi yöneten yaşlı biri olduğunu duymuştum. Open Subtitles سَمعتُ بأنّه رجل عجوزُ يَحْكمُ بلدِ قاحلةِ فيما وراء البحر
    Belki de aldattığını biliyordum Belki de vefasız olduğunu biliyordum Open Subtitles لَرُبَّمَا أَعْرفُ بأنّه يَغْشُّ لَرُبَّمَا أَعْرفُ بأنّه كَانَ غير صحيحَ
    - Marc'ın babası olduğunu bilmiyorduk. - Evet, hiç bilmiyorduk. Open Subtitles مارك لم يذكر بأنّه كان لديه أبّ مثل، ليس أبدا
    Evinin her yerinde bunlarla dolu kaseler olduğunu fark ettim. Open Subtitles ألاحظ بأنّه لديك مثل تلك الكرات في جميع أنحاء بيتك
    Evet. En azından, kapalı olduğunu sanıyoruz. Artık parlamıyor, o yüzden... Open Subtitles .نعم. على الأقل، نعتقد بأنّه منطفئ هو لا يتوهّج أكثر، لذا
    "Anna ihtiyacı olduğunu söyledi." Hayır kurumu mu açtık burada? Open Subtitles آينا تقول بأنّه يحتاجها ماذا نحن، هل نحن مطعمين للفقراء؟
    Vergi mükelleflerinin sizin kumar alışkanlığınızı sağlamalarının adil olduğunu düşünüyor musunuz? Open Subtitles هل تعتقد بأنّه من العدل أن يمول دافعو الضرائب إدمانك للقمار؟
    Al o kadar pislik biriydi ki, hepimiz onun yaptığına inanmıştık. Open Subtitles الكَانَ مثل هذا حقيبةِ الوحلِ، كلنا فقط إعتقدنَا بأنّه عَمِلَ هو.
    Çocuk ölü olduğuna göre... rüya olsa gerek değil mi Scotty? Open Subtitles حسنا، الولد كان ميّت , نعم أفترض بأنّه كان حلم، سكوتي.
    Haberlerde yaya olduğu söylendi. Eminim araba hala park yerindedir. Open Subtitles قالت الأخبار بأنه كان على قدميه أراهنك بأنّه ركنها هناك
    Sameer babamı sevdiğini söyledi, onun da kabul edeceğinden eminim. Open Subtitles أتعتقدين بأنّه سيتحمّل هذا الألم رفعنا رؤوسنا للنظر إلى النجوم
    2 yıl orada yaşadım burada oturup olmamış gibi davranmayacağım. Open Subtitles عِشتُ هناك لسنتين لَنْ أَجْلسُ هنا وادّعي بأنّه لَمْ يَحْدثْ
    Aslında, seni çağırmamın sebebi Meredith'e onun evi olduğuna dair en ufak bir fikrim olmadığını söyleyebilir misin diye sormaktı Open Subtitles في الحقيقة، إستدعيتك لأني أردت معرفة إذ يمكنك أن تخبر ميرديث بأنّه لم يكن لدي فكرة أن بيتها كان بيتك.
    Çok naziksin ama bunun bana mahkemede faydası olacağını sanmam. Open Subtitles ذلك مدروسُ جداً، لَكنِّي لا تُعتقدْ بأنّه يُساعدُني في المحكمةِ.
    Ölümünden birkaç saat önce özel bir jet yakıtıyla temas ettiğini biliyoruz. Open Subtitles و لقد علّمنا بأنّه متصل بوقود الطائرات خاصّتك قبيل ساعات من موته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more