"بالسوء" - Translation from Arabic to Turkish

    • kötü
        
    • berbat
        
    • suçlu
        
    • üzgünüm
        
    • üzülüyorum
        
    • boktan
        
    • kötüyüm
        
    • üzüldüm
        
    Koku var, ama düşündüğünüz kadar yaygın değil, ve kokunun gerçekten kötü olduğu günlerde, oldukça hızlı bir şekilde alışıyorsunuz. TED إنّها موجودة و لكنها ليست بالسوء الذي تعتقدونه، في بعض الأيام عندما تسوء الأمور فعلا، تستطيع التاقلم مع الأمر بسرعة.
    Bu kadar büyük sorumluluk almazsan kendini böyle kötü hissetmezsin. Open Subtitles لا تحمل نفسك أكثر من طاقتها حتى لا تشعر بالسوء
    Son zamanlarda kendimi eskisi kadar kötü hissetmiyorum, sadece yorgunluk. Open Subtitles كنت أشعر بالسوء مؤخراَ لم اشعر يوماَ بشيء من التعب
    Biliyorum. Bak bende kötü hissediyorum. Belkide onların değişmelerinin tek yolu budur. Open Subtitles أعرف, لقد شعرت بالسوء أيضاً ربما هذه هى الطريقة الوحيدة للتأثير فيهما
    Kadınlar da kendilerini berbat hissederler ve ağlamak için tuvalete giderler. . Open Subtitles و المرأة تشعر بالسوء حيال نفسها و فقط تذهب للبكاء في الحمام
    Hayır ama inan bana şu anda kendini çok kötü hissediyor. Open Subtitles لا . ولكن صدقيني لا أحد يشعر بالسوء أكثر منها الآن
    Tamam, ama bana bağırma gerek yok. Ben yeterince kötü olduğu gibi hissediyorum. Open Subtitles حسناً ، لكن لا يجب أن تصرخي علي أنا أشعر بالسوء بما يكفي
    Evet, ve kötü kişi ona kendini sabah çok kötü hissettirecek. Open Subtitles نعم، وأنا أراهن بأن جانبها السئ سوف يشعر بالسوء في الصباح
    HudMaSpecs bir geyik bulamazsa, kendinizi çok daha kötü hissedeceksiniz. Open Subtitles ستشعر بالسوء أكثر بكثير إن لم يمسك الرئيس بعض الأيّل
    Çoğu kadın kendisini kötü hissettiği için fazla yemek yer. Open Subtitles الكثير من النساء تفرطن في الطعام، لشعورهن بالسوء حيال أنفسهن
    Ne zaman kızsam kendisini kötü hissetmesi için ne gerekiyorsa yaptım. Open Subtitles في أي وقت كنت غاضبه منه أجعله يشعر بالسوء بسبب ذلك
    Kendimi kötü hissettim, çünkü Earl'ün listesindeki o maddeye ne yapacağını bilmiyordum. Open Subtitles لقد شعرت بالسوء لأنني لا أعلم ماذا سيفعل إيرل بخصوص لا ئحته
    Hepsini çalmak için zamanım yok diye kendimi kötü hissediyorum. Open Subtitles حقاً؟ أشعر بالسوء أن ليس لديّ الوقت للعزف عليهم كلهم
    Yaşamım konusunda kötü hissetmemi sağlayıp, tedavi etmek mi istiyorsun? Open Subtitles أتحاولين ان تجعليني أشعر بالسوء على حياتي حتى يمكنكِ اصلاحي؟
    Ama her neyse, inan bana, sandığın kadar kötü değildir. Open Subtitles لكن أياً كان, أضمن لكِ بأنه ليس بالسوء الذي تتخيلينه
    Bazen kendini kötü hissetmemen için beni kandırdığını düşünmene izin veriyorum. Open Subtitles أحياناً أدعكِ تظنين بأنكِ تمكنتِ من خداعي كي لا تشعري بالسوء
    Ama bu konuda bütün yaz ne kadar kötü hissettiğimi bilmiyorsun. Open Subtitles لكن ما لا تعرفه كم شعرت بالسوء تجاه ذلك طوال الصيف
    Annenin ölümünden sonra okulda kendimi kötü hissettim orda daha fazla yaşayamadım. Open Subtitles لقد شعرت بعدها بالسوء ، تركت المدرسة ولن اعد ارغب بالعيش هنا
    Strangler'ın durumu da ilk başlarda korktukları kadar kötü değildi. Open Subtitles اصابة سترنغلر لم تكن بالسوء الذي اعتقد الكل انها عليه
    Kendimi kötü hissettim çünkü şu muhteşem adam hakkında düşünmeye başlamıştım. Open Subtitles أشعر بالسوء من نفسي ، لأني أفكر في هذا الرجلِ المثالي
    Benim hatam. Bakıcılık işini kaybettin ve ben kendimi berbat hissediyorum. Open Subtitles انه خطأي , لقد فقدتي وظيفتة مجالسة الاطفال وانا اشعر بالسوء
    Ben de ona karşı kendimi suçlu hissediyordum. İçim rahatladı şimdi. Open Subtitles لقد شعرت بالسوء جدا اتجاه تشان سو يا لها من راحه
    Bunun saçmalık olduğunu düşüneceğini biliyorum... ama Andy'nin ölümündeki sorumluluğum yüzünden üzgünüm. Open Subtitles أعرفُ أنكَ ستَظُن أن هذا هُراء لكني أُحِسُ بالسوء لتوَرُطي بمَوتِ آندي
    üzülüyorum, Monsewer. Benimle ilgisi olsaydı farklı olurdu. Open Subtitles أشعر بالسوء حيال ذلك، مونسير لو كان الأمر بيدي، لكان الامر مختلفا
    Elendiğim için kendimi çok boktan hissediyorum ama başka turnuvalar da var, öyle değil mi? Open Subtitles أشعر بالسوء لأنني خرجت و لكن لا يزال يوجد العديد من دورات الألعاب ، أليس كذلك؟
    kötüyüm diyorum anne, duymuyor musun? Garip şeyler oluyor. Open Subtitles ألا تسمعينني، إنني أشعر بالسوء هنالك أمور غريبة تحدث لي
    Geçen günkü hâlimden ötürü üzüldüm ve sana küçük bir şey yaptım. Open Subtitles حسنا , كنت أشعر بالسوء بتصرفي الليلة الماضية لذا صنعت لك شيء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more