| Omuriiliğimin içinde bulunan kırık kemikleri toplayabildikleri kadarıyla bir araya getirdiler. | TED | التقطوا العظام المكسورة بقدر ما استطاعوا التي استقرت في الحبل الشوكي. |
| Bhutan'ın ilgili olduğu kadarıyla, biz, karbon nötr kalma sözümüzü tutacağız. | TED | بقدر تعلق الأمر ببوتان، سنحافظ على وعدنا بأن نبقى محايدين للكربون |
| Bunlar tıpkı yıldızların yaptığı gibi bir gruplama sistemi oluşturuyorlar. | TED | كانت تشكل جزءا من نظام تجمعات بقدر ما تفعل النجوم. |
| Sizlere olabildiğince stressiz bir ortam sağlayabilmek için bu şekilde tasarlandı. | Open Subtitles | صُمِّمَت على هذا النحو لتكون خالية من الإجهاد بقدر الإمكان لِتناسبكم. |
| Şimdilerde bu eylem çoğunuza basit gözükse de bir basamağı çıkmak bile ayak bileklerini oynatamayanlar için bir mücadeledir. | TED | بقدر ما يبدو هذا العمل بدائيًا لمعظمكم، فصعود حافة الرصيف يعد تحديًا نوعًا ما للذين لا يستطيعون تحريك كاحلهم. |
| Size yardım edebilmeyi çok isterdim. Ama korkarım yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | بقدر ما أريد أن تساعدك، أخشى عدم القدرة على القيام بأي شيء. |
| Elimden geldiğince çabuk orada olacağımı özür dilediğimi ve onu sevdiğim söyle. | Open Subtitles | أخبريه أني سأحاول الوصول بقدر المستطاع و أني متأسفه و أني أحبه |
| Peki, daha az kontrolle yapabilir misiniz ya da farklı bir kontrol tarzıyla? | TED | حسناً. هل يمكنك التوجيه بقدر اقل من التحكم، أو بشكل آخر من التحكم؟ |
| Ve senin kanıtlayabileceğin kadarıyla olan biten tam olarak bu. | Open Subtitles | و هذا ما حصل بالضبط بقدر ما يمكنك ان تثبت |
| Bildiğim kadarıyla haftaya ya da ondan sonraki haftaya bir şeyler yapacaklar ama... | Open Subtitles | بقدر ما انا اعرفة هم يقومون بشيء ما او اخر في الاسبوع القادم.. |
| Bildiğimiz kadarıyla hiç arkadaşı yok ve araştırmamıza göre, evsiz kalmaya çok yaklaşmış. | Open Subtitles | بقدر ما نعلم، ليس لديه أصدقاء، وكان على بُعد خطوة واحدة من التشرّد. |
| Senin de bildiğin gibi bir prens sürüsüne göz kulak olmalıdır. | Open Subtitles | أنت تعلم بقدر ما أعلم أن الأمير يجب أن يعتني بالقطيع |
| Çocukların senin gibi bir anneleri olduğu için çok talihliler. | Open Subtitles | أنت محظوظة جدا لكى تجد شخص ما يحبك بقدر ماتحبيه |
| O 3.000 doları buradan olabildiğince uzağa kaçmak için kullanacaktım. | Open Subtitles | كنت سأستخدم الثلاث ألاف لأبتعد بها عن هنا بقدر الإمكان |
| Ya onlardan olabildiğince uzağa gideceksin ya da kafana bir kurşun sıkacaksın. | Open Subtitles | لذا عليك أن تبتعد عنهم بقدر ما تستطيع و إلا تقوم بالانتحار |
| Çünkü sen de benim kadar Koruyucu için en iyisini istiyorsun. | Open Subtitles | لأني أعتقد أنك تريدين ما هو أفضل للحامية بقدر ما أفعل |
| Benim fikrimi soruyorsanız, eskiden de bir numaraydı, hala daha öyle. | Open Subtitles | بقدر ما أنا قلق، هو كان الأول ثم، وهو أول الآن. |
| Toby, sigorta veritabanına gir. Bulabildiğin kadar çok araba bul. | Open Subtitles | توبي،قم باختراق قاعدة بيانات التأمين وأبحث عن السيارات بقدر ماتستطيع |
| Ve elinizden geldiğince farklı deneyimlere kucak açmanız lazım çünkü mezun oluyorsunuz ve çok yakında hepiniz kendi yönlerinize gideceksiniz. | Open Subtitles | و ستتعرضون للضغط في العديد من التجارب بقدر ما تستطيعون لأنه لسنة تخرجكم ستذهبون في طرق منفصلة لوقت قريب جداً |
| Evet, yeteri kadar sabunla insan her şeyi havaya uçurabilir. | Open Subtitles | نعم ، بقدر كافي من الصابون يمكنك تفجير أي شئ |
| Birinci bölge sistemlerinden kapatabildiğiniz kadarını kapatın. | Open Subtitles | أغلق بقدر استطاعتك أكبر عدد من أنظمة المنطقة رقم 1 |
| Ama seni sevdiğim sürece, senin de benim kadar önem verdiğini bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | لكن بما أني أحبك يجب أن أعلم أنك تهتم بقدر ما أهتم أنا |
| Bana kalırsa yatmaktan vücudunuzda koca bir yara çıkana kadar nemli çarşaflarda yatabilirsiniz. | Open Subtitles | بقدر معرفتي، ستظل مستلقيًا في ملاءاتك المتعرّقة إلى أن تُصاب بقرحة فراشٍ عملاقة |
| Bunu yapabilmek için teknoloji yapay olduğu kadar insan da olmalı. | TED | لذا لفعل ذلك، يجب أن تكون التكنولوجيا بشريّة بقدر كونها صناعيّة. |
| At ne kadar muhteşem olsa da asla çölün kumlarına karşı dayanamaz. | Open Subtitles | بقدر ما كان الجواد رائعا ما كان لينجوا فى غياهب صحراء نيفود |