Fakat bazı ülkeler burada bu bölgede hala geride kaldı. | TED | مع استثناء بعض الدول التي بقيت في هذا النطاق هنا |
Anlıyorum. 30 saniyemiz kaldı. Başka deli saçması var mı? | Open Subtitles | فهمت ، بقيت لدينا 30 ثانية، ألديك أي هراء آخر؟ |
Olaydan sonra bir gece daha kaldım, bir erkek boğası vardı, onu öldürdüm. | Open Subtitles | لذا، بقيت ذات ليلةٍ مستيقظاً وقمت بقتل حراثته، وسرقت كلّ الأحصنة التي يملكها |
Hayır, ya bütün bu kale çökerse, demek istediğim, ya tüm bunlar kaybedilirse, ...burada kalırsam geçidi tekrar kurabilirim. | Open Subtitles | لا ، ماذا لو إنهارت القلعة حول البوابة قد يضيع كل هذا لو بقيت قد أخرج البوابة من جديد |
Bana anlatabilir misin acaba, bunca zaman nasıl hayatta kaldın? | Open Subtitles | أيمكنك إخباري كيف بقيت على قيد الحياة أثناء غيابك الطويل؟ |
Güvenli olabileceğin yerde, teknede kalırsan kendimi daha iyi hissedeceğim. | Open Subtitles | أظن يستحسن عليك إن بقيت على هذا القارب، لتكون بأمان |
İşimi ilk sıraya koymaya devam edersem değer verdiğim herkesi kaybedeceğim. | Open Subtitles | إذا بقيت أضع عملي في المقدمة سأفقد كل من أهتم لأجله |
Ancak bir pusula ve onu okuyabilecek bir kişi kaldı. | Open Subtitles | بقيت بوصلة واحدة، ولكن واحد فقط من يستطيع ان يقرأها. |
Fiziksel olarak herhangi bir sorunu yoktu. Biri gitti, geriye üçlünün ikisi kaldı. | Open Subtitles | سقطت واحدة، بقيت اثنتان من الثلاثة ينبغي عليكَ نقر واقي ذكريّ كي تختار |
Türkiye asla sömürgeleştirilmedi. Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra bağımsız bir ulus olarak kaldı. Bunu akılda tutmamız gerekir. | TED | لان تركيا لم تُستعمر لذا بقيت دولة مستقلة بعد اندثار الامبرطورية العثمانية ولهذا |
Böylesi bir korkak olduğuma inanamıyorum, ...sessiz kaldım çünkü korkuyordum. | Open Subtitles | لا أصدق أننى كنت جبانه بقيت صامته لأننى كنت خائفه |
Sekizde bitti ama daha sonra konuşmak için orada kaldım. | Open Subtitles | فقد انتهت في الساعة 8: 00، ولكن بقيت بعد للحديث. |
Bütün gün çalıştım. Gecede müzik yapabilmek için ayakta kaldım. | Open Subtitles | لقد عملت طوال اليوم بقيت مستيقظاً طوال الليل أصنع الموسيقى |
Burada kalırsam onkolog gelecek ve radyoterapi uygulanacak, sonra da ameliyatlar başlayacak. | Open Subtitles | تعرف أنه إذا بقيت هنا سيقومون بإرسالي لمتخصصي الأورام ومعالجي الإشعاع والجراحين |
Ama yozlaştıktan uzun süre sonra da ona bağlı kaldın. | Open Subtitles | و لكنّك بقيت وفيّاً له لفترة طويلة بعد ان أفسد |
Eğer birkaç gün onlarla kalırsan, içindeki o küçük cesaret de ölür. | Open Subtitles | إذا بقيت معهم بضعة أيام اخرى الشجاعة القليلة لديك سوف تموت أيضاً |
devam et Fiona bende 6 dolarlık pedikürümü koyacak bir yer bulacağım. | Open Subtitles | إذا بقيت على هذا الحال فيونا فسأجد لي مكاناً آخر أعمل به |
Kulağa saçma geldiğini biliyorum ama mahkemeyi erteletmenin elimde kalan tek yolu buydu. | Open Subtitles | انظر، أعرف أن ذلك سخيف لكنه، كان المناورة الوحيدة للتأخير، التي بقيت لي |
Ama burada bu olmamış. Lastik izi düz ve yatay kalmış. | Open Subtitles | لكن ذلك لم يحدث هنا حيث بقيت علامات الإطارات ثابتة ومستقرة |
Önce teklik kendini ikiye bölse de hâlâ tek bir bütün olarak kalıyor. | Open Subtitles | الوحدة الواحدة التي قامت بتقسيم نفسها قد بقيت وحدة واحدة رغم كل شيء |
Eğer New York'ta içinde 15,000 yarasa bulunan bir mağara varsa, 1000 tanesi kalır. Bu San Francisco'nun, üç yıl içinde ülkenin yarı nüfusuna sahip olması gibi. | TED | كان هناك كهف في نيويورك فيه 15000 خفاش ، الان بقيت هناك 1000 خفاش. هذا مثل سان فرانسيسكو ليصبح عدد سكانها نصف هذه المقاطعة منذ ثلاث سنوات. |
Eğer kocasıyla kalırsa bir daha ona asla güvenemeyecek, eğer ondan ayrılırsa çocukları sıkıntı çekecek. | TED | إذا بقيت مع زوجها، فإنها لن تثق فيه مجدّدا، لكن إذا فارقته، فإن أولادها سيعانون. |
Altı yıl Iwashiro'daki kardeşinizde mi kaldınız yani? | Open Subtitles | إذن فقد بقيت لدى أخيكِ في ايواشيرو لمدة 6 سنوات؟ |
Önceleri bunun benim için daha iyi olacağını düşündüğüm için uzak durdum. | Open Subtitles | أجل، بقيت بعيدة في البداية لأنني ظننت أن ذلك سيكون أسهل لي. |