Yani ne demeye çalışıyorsun? Biraz uykusuzluk biraz sindirim güçlüğü... bırakacak mısın? | Open Subtitles | إذاً مالذي تحاول قوله أنه لديك بعض الأرق و عسر في الهضم |
Yani ne demeye çalışıyorsun? Biraz uykusuzluk biraz sindirim güçlüğü... bırakacak mısın? | Open Subtitles | إذاً مالذي تحاول قوله أنه لديك بعض الأرق و عسر في الهضم |
Hastaneye kapatılmanız için beni ikna etmeye çalışıyor. Bugün yatış belgelerini hazırladı. | Open Subtitles | أنها تحاول أن تقنعنى بإيداعك هنا لقد وقعت اليوم على أوراق الإيداع |
Anne, birkaç yetişkinin de yardımıyla buzağıyı sürünün emniyetine geri götürmeye çalışıyor. | Open Subtitles | الأمّ، بمساعدة عدّة بالغين آخرين، تحاول أن تُرجع العجل إلى أمان القطيع. |
Bana yardım etmeye çalıştığını biliyorum ama beni burada tutamazsınız. | Open Subtitles | أعرف أنك تحاول مساعدتي لكن لا يجوز لك ابقائي هنا |
Odasına girdim, orada utangaç bir kız yatıyordu, saçları dökülmüştü, kelliğini saklamaya çalışıyordu. | TED | دخلت لغرفتها، وكان هناك فتاة خجولة، كانت صلعاء، وكانت تحاول إخفاء هذا الصلع. |
Sana olan borcumu ödeyeceğim, ama beni AV Sigorta poliçeleriyle... korkutmaya çalışma çünkü unutma... benim de Ryder'la poliçem var. | Open Subtitles | سأدفع لك ما أدين به, ولكن لا تحاول تهديدي ببوليصة تأمين الإيفيرز خاصتك لأنه لدي بوليصة تأمين مع رايدر أيضا |
Ne zaman bir soruya cevap vermek istemezsen eğlenceli olmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | تحاول أن تكون مضحكاً عندما لا تريد أن تجيب على سؤال |
Buna yetecek param yok. Ne yapmaya çalışıyorsun beni cezalandırmaya mı? | Open Subtitles | لا استطيع توفير واحده , ماذا تحاول ان تفعل , تعاقبني؟ |
Yapmaya çalıştığın... verdiğimiz onca çabadan sonra, kariyerini çöpe atmaya mı çalışıyorsun? | Open Subtitles | . . هل تحاول أن , بعد كل العمل الذي كلفت به |
Ondan para mı almaya çalışıyorsun, yoksa yatmaya mı çalışıyorsun ? | Open Subtitles | ماذا، أتحاول الحصول على النقود منها هل تحاول أن تنام معها؟ |
Engellemeye çalışıyorsun, ama yapamazsın, bu yüzden herkesi dışarı atacaksın. | Open Subtitles | تحاول وتحجب ذلك لكنك لا تستطيع، لذا تفعل ذلك بالآخرين |
Bildiğim kadarıyla, o ev hâlâ boş. Aileleri satmaya çalışıyor. | Open Subtitles | على حسب معلوماتي لازال هذا المنزل خالياً تحاول العائلة بيعه |
Sonunda değer verdiğim birini buldum... Ailem bizi ayırmaya çalışıyor. | Open Subtitles | أجد أخيراً شخص أهتم لأمره و عائلتي تحاول الحؤول بيننا |
Uygun olduğunu söylemiyorum ve sanırım, beni utanmaktan korumaya çalışıyor. | Open Subtitles | والتي لم تكن مستقيمة واعتقد انها تحاول انقاذي من الاحراج |
Sadece yardım etmeye çalıştığını biliyorum, ama kendi başımın çaresine bakabilirim. | Open Subtitles | اسمع ، أعرف أنك تحاول المساعدة فحسب لكني أستطيع الإعتناء بنفسي |
Onu almaya gittiğimde, annem şapka iğnesini ona saplamaya çalışıyordu. | Open Subtitles | عندما ذهبت لجلبه ، وجدت أمي تحاول قتله بدبوس قبعة |
Benim için ya da çocuklar için bunu değiştirmeye çalışma. | Open Subtitles | لا تحاول تغيير ذلك من أجلى أو من أجل الأطفال |
Natalie'nin yanına gittiğinde bu krize bir çare bulmaya çalışıyordun. | Open Subtitles | بذهابك إلى ناتالي كنت تحاول أن تجعل الأزمة في ذروتها |
Ve şu duyguyu bulmaya, tekrardan keşfetmeye çalışan daha nice ülkeler: "Nasıl harikulade, barışçıl ve hoşgörülü bir gelecek hayal ederiz?" | TED | وغيرھا من الدول التي تحاول أن ترى وتستكشف ذلك النوع من الشعور إزاء كيف يمكنُنا أن نتصور مستقبلا رائعا وھادئا ومتسامحا. |
Size bir soru sordum ama onu düşünmek yerine beni korkutmaya çalışıyorsunuz. | Open Subtitles | إننى أسألك سؤالاً بسيطاً و بدون اعتبار لشئ ، أنت تحاول ترويعى |
Oğlununa daha iyi bir hayat sağlamaya çalışırken hayatını kaybeden bir anneydi. | TED | لقد كانت أما ضحت بحياتها تحاول الحصول على فرصة لحياة أفضل لإبنها |
Adım at, salla, adım at dön. Yanardağı kızdırmak mı istiyorsun? | Open Subtitles | إنها خطوة, ورك , خطوة ,خصر هل تحاول إشعال غضب البركان؟ |
Bu o, sinirli beyaz kaltağın siyah bir çocuğu kurtarmaya çalıştığı gafil avlamalı fantezilerden biri olmasa iyi olur. | Open Subtitles | من الافضل ان لا يكون هذا كأحد القصص غير الواقعية حيث تحاول المرأة البيضاء الرخيصة ان تنقذ طفلة سوداء |
Eğer bu taraftan birileri bu kişilerin ne yaptığını anlamazsa sorun olmaz çünkü birbirimizin daha iyi bir hareket için çalıştığımızı biliyoruz. | TED | إذا لم يفهم أحدهم فيما يخص هذا الجانب ما تحاول فعله تلك المجموعة، فلا بأس، لأننا جميعاً نثق أننا نعمل لصالح الحركة. |
- Son olayın olacağı yeri biliyordu. Onu yazmaya çalıştı. | Open Subtitles | كانت تعرف إحداثيات الحدث التالي و كانت تحاول ان تكتبها |
Bana bak, bunu benim üzerime yıkmayı deneme. | Open Subtitles | إنظر، لا تحاول أن تمارس تلك الألاعيب فلن تجدي معي على أية حال |
Eğer saklanmaya çalışıyorsan ona cevap vereceği adresi de yazmalısın! | Open Subtitles | لو أنك تحاول أن تختبيء يجب ألا تكتب أليها بعنوانك |