48 eyalet, en alttan başlayarak ulusal [eğitim] politikası oluşturdular. | TED | شارك 48 ولاية في هذا، وأوجدوا سياسة تعليم وطنية جديدة. |
Bence en kritik noktalardan birisi bu genç nüfusun eğitim durumu. | TED | أظن بأن أحد أهم العوامل هو مقدار تعليم تلك الفئة ؟ |
Çocuklarımıza korku içinde yaşamamalarını öğretmeye çalışıyoruz, ama bu zor. | Open Subtitles | نحاول تعليم أطفالنا أن لا يعيشوا في خوف، لكنه صعب. |
Ülkenin başbakanı Erna Solberg kızların eğitimi için çift yatırım sözü mesajını verdi. | TED | ووصلت الرسالة إلى رئيسة الوزراء إيرنا سولبرج. وتعهدت بمضاعفة الاستثمارات في تعليم الفتيات. |
okul, insanlara dünyayı daha iyi bir yer hâline getirmeyi öğrettiğimiz bir yer olmalı. | TED | يجب أن تكون المدرسة حول تعليم الناس لتغيير العالم للأفضل. |
Ben insanların eğitimine yardımcı olmak amacıyla her yıl buraya gelirim. | Open Subtitles | ا اننى أحضر الى هنا سنويا لمحاولة تعليم ومساعدة هؤلاء الناس |
Sırf burada ÇÖM yok diye, sen ders veremezsin diye bir kaide yok. | Open Subtitles | أتعلمين, ليس بسبب عدم وجود مركز تعليم للأولاد هنا أنك لا توفرينه لأبنائنا |
Çok sayıda çocuğun eğitimini destekledi ve okullara ulaşabilmeleri için bir çoğunu bizimle yaşamaya davet etti. | TED | هي دعمت تعليم عشرات الأطفال و دَعَت العديد للعيش معنا في منزلنا من أجل الذهاب إلى المدارس. |
Çocuklarının gerçek eğitim aldıklarını meslek edindiklerini gördükleri zaman aileler de değişmeye başlıyorlar. | TED | عندما يشاهدون أطفالهم يحصلون على تعليم حقيقي، يحصلون على وظيفة حقيقية، يبدأون بالتغيير. |
Buna ek olarak iklim bilimciler kızların eğitim ve öğretimini küresel ısınmayı tersine döndürecek 80 faaliyetten altıncısı seçti. | TED | إضافة إلى ذلك، صنف علماء المناخ مؤخراً تعليم الفتيات في المرتبة الـسادسة من أصل 80 حدث لوقف الاحتباس الحراري. |
Bütün maaşım son kuruşuna kadar, oğlumun eğitim masraflarına gidiyor. | Open Subtitles | كُلّ مالي يَذْهبُ إلى تعليم إبني كُلّ شيء دون إستثناء |
Federe Hapishane Sistemi'nin 1982'den bu yana mecburi eğitim programı var. | Open Subtitles | لَدى نِظام السجون الفِدرالي برامِج تعليم إلزامي أُقِرَّت منذُ عام 1982 |
Bunu akılda tutarak, EDI'ye bir sihirbazlık hilesi öğretmeye başlayacağım. | TED | مع أخذ ذلك بعين الاعتبار. عزمت على تعليم إيدي خدعة سحرية. |
Denediğimiz şey bir çöp adama nasıl yürüyeceğini öğretmeye çalışmaktı. | TED | ما حاولنا القيام به هو تعليم جسم على شكل عصا كيفية المشي. |
Hayatım, bence dans eğitimi bu yarışmada bize yardımcı olabilir. | Open Subtitles | اعتقد ان قليل من تعليم الرقص سيساعدنا اكثر في المنافسة. |
O zaman Hindistan'ın Haryana eyaletinde okul eğitimi bölümünün başındaydı. | TED | كانت خلال ذلك الوقت، رئيسة قسم تعليم المدارس في مقاطعة تسمى هاريانا في الهند. |
Daviana'nın etkisi birkaç yıl önce bütün arkadaşlarına Facebook üzerinden ulaşıp onlardan 'peni'lerini(0,01 dolar) bağışlamalarını istemesiyle başladı. Böylece kızların eğitimine destek olacaktı. | TED | بدأ أثر دافينيا منذ عدة سنوات. عندما طلبت من كل أصدقاؤها على الفيس بوك التبرع بقروشهم. حتى تستطيع تمويل تعليم الفتيات. |
Düşündüm ki, siz fazladan bir ders daha vermek için bakınıyordunuz. | Open Subtitles | فكرت أنك ستبقى في الجوار تحاول تعليم دروس محتملة |
PISA bu tartışmayı değiştirdi ve erken çocuk eğitimini Almanya'daki kamu politikasının tam merkezine oturttu. | TED | قام برنامج پيسا بتغيير هذا النقاش ووضعت تعليم الأطفال الصغارفي مركز أولويات السياسة العامة بألمانيا. |
"Bir kutup ayısı köpeğine konuşmayı öğretemezsin" dediler. | Open Subtitles | وقالوا لا يمكنك تعليم الكلب الدب القطبي وجعله يتكلم |
Finansal danışmanlarımıza bir iki şey öğretebilir. | TED | هي تستطيع تعليم خبراءنا الاقتصاديين شيئا أو اثنين. |
Biz bir kadının eğitiminin erkeğinki kadar önemli olduğuna inanırız. | Open Subtitles | نؤمن بأن تعليم المرأة لا يقل اهمية عن تعليم الرجل |
Ama eminim sen istekli genç bir yavruya her şeyi öğretirsin. | Open Subtitles | لكن بالتأكيد يمكن تعليم جرو صغير قادر كل شيء |
İş azdı. Pek çok müzisyen ek iş olarak öğretmenlik yapıyordu. | Open Subtitles | العمل كان نادرا و الكثير من الشبان أخذوا تعليم الموسيقى كعمل جانبي |
Bu çocuğa her şeyi öğretebilirim. Çünkü o her şeyi merak ediyor. | TED | أستطيع تعليم هذه الطفلة أي شيء لأنها فضولية اتجاه كل شيء. |
İnsanlar gerçekten bu yöntemle bir dil öğrenebilirler. Ve neredeyse en iyi dil öğrenme yazılımında olduğu kadar iyi öğreniyorlar. | TED | الناس يستطيعون حقاً تعلم لغة بإستخدامه ويتعلمونها بكفاءة تضاهي افضل برامج تعليم اللغة |
Liberal biri, eğitimli ve zenciler gibi düşünen bir komünisttir. | Open Subtitles | الليبرالي هو شخص شيوعي ذو تعليم عالي يفكر بطريقة الزنوج |