"تمر" - Translation from Arabic to Turkish

• geçiyor
• yaşadığını
• geçti
• geçsin
• geçiriyor
• geçtiğini
• geçiriyorsun
• yaşıyor
• geçerken
• geçmedi
• şu
• geçmek
• geçiyordu
• geçmesine
• geçene

Milyarlarca karanlık madde parçacığı her saniye vücutlarımızdan öylece geçiyor.
مليارات من جزيئات المادة المظلمة تمر خلال أجسادنا كل ثانية

Birbiri ardı sıra, birbirinin tıpkısı sayısız günler öylece geçiyor, hiçbir şey getirmeden.
ليست كما تخيلتها يوم بعد آخر، تمر الأيام ومازال الأمر سيام لاشيء جديد

- Hayır, sadece... Neler yaşadığını biliyorum çünkü ben de o yollardan geçtim.
كلا , إنه فقط , أعرف ما الذي تمر به لأنني كنت هناك

Ama sonra şirket karanlık döneme bu Demokratın kontrolüne geçti.
ولكن بعد ذلك تمر الشركة خلال هذه المرحلة القاتمة لهذا الحزب الديمقراطي.

Geri çekil, bırakın Bayan lda yemekle geçsin, tamam mı?
تنح جانب ودع السيدة تمر بذلك الطعام, هل ستفعل ذلك؟

Bu bir koza, kozanın içinde hayvan değişim geçiriyor.
هذه هي الشرنقة و بالداخل تمر بمرحلة التغيير

şu an başından çok şey geçiyor ve sizin desteğinize ihtiyacı var.
هي تمر بالكثير الآن و هي من الممكن ان تستفيد من دعمكم

Arap devletleri çok büyük bir değişimden geçiyor ve kadınların karşı karşıya kaldığı mücadeleler çok yıpratıcı.
الدول العربية تمر بتغييرات هائلة والتحديات التي تواجه النساء كبيرة جدًا

Tomanya ağır topları geçiyor.
خذ أنت، سبوك تمر الآن مدفعية تومينيا الثقيلة

Günler çok yavaş geçiyor ve seni en kısa sürede görebilmeyi umuyorum.
الأيام تمر ببطئ شديد وأتمنى أن أراكِ قريباً

Neler yaşadığını tam olarak biliyorum, ama cesur olmalısın, tamam mı?
أعرف ما تمر به بالضبط لكن يجب أن تكون شجاعاً، حسناً؟

Neler yaşadığını biliyorum ve eğer izin verirsen sana yardım edebilirim.
أعرف ما الذي تمر به وبإمكاني مساعدتك إن سمحت لي بذلك

New York Polis Departmanı! Bu yakınlardan hiç damperli kamyonlar geçti mi?
انا من شرطة نيويورك هل رأيت انت او اي احد شيئ يشبه شاحنة نفايات تمر من هنا في الدقائق الأخيرة

Bir adım geri gel. Bırak geçsin. Tamam mı?
ابق بعيداً دعها تمر حسناً اعطها بعض الثواني

Anlamalısın, şu an çok zor bir zaman geçiriyor ve sırtını dayamaya alıştığı kişi benim, ki şu durumda bana, duygusal hasardan daha çok, fiziksel hasar veriyor.
عليكِ المحاولة لتفهمها، إنها تمر بمرحلة صعبة حالياً، وتعودت الإعتماد علي،

Hayatın çok hızlı geçtiğini fark ettim. Bir şeyleri yazmazsan kayboluyor.
لقد تيقنت بأن الحياة تمر سريعاُ وإذا لم تسجلي الأشياء فإنها ستفقد

Zor zamanlar geçiriyorsun. Eşin evi satmaktan bahsediyor.
أنها تمر بوقتٍ عصيب إنها تتحدث عن بيع المنزل.

Ne yaşıyor olursa olsun, onu durdurmak zorundayız.
أيّا كان الأمر الذي تمر به فعلينا أن نوقفها

Yıllar geçerken, gözyaşlarımı tutuyorum, çünkü eğer ağlarsam korkuma yenilirim.
بينما تمر السنين أمنع نفسي من البكاء لأنني إذا بكيت فإن الخوف قد يتملكني

Hiç düşünmemiştim. Aklımın ucundan bile geçmedi.
انا حتى لم افكر بها حتى انها لم تمر في بالي

şu an bu ailenin nelerle uğraştığını biliyor musun sen?
هل لديك اي فكرة فيما تمر فيه هذه العائلة الان؟

Tek başına odamda kapalı kalınca saatler geçmek bilmedi.
بمفردي، صامتة في غرفتي كانت الساعات لا تمر

Tam 9/11 ertesiydi ve New York şehri zor bir dönemden geçiyordu.
كان هذا بعد الحادي عشر من سبتمبر؛ كانت المدينة تمر بظروف عصيبة.

Eğer bu gecenin geçmesine izin verirsen, bu fırsat bir daha gelmeyecektir.
إن جعلت هذه الليلة تمر هكذا ببساطة، فلن تتحقق مثل هذه الفرصة مجددا أبدا

Şimdi profesörü ve Catherine'i eve götürelim, ...sondayı burada bırakırız, fırtına geçene kadar durumu takip eder, biz de sonra geri geliriz.
دعنا نأخذ البروفسور و كاترين إلى الوطن سنترك المجس الاستكشافي هنا وندعه يراقب الوضع حتى تمر العاصفة ، ثم نعود إتفقنا ؟