Milyarlarca karanlık madde parçacığı her saniye vücutlarımızdan öylece geçiyor. | Open Subtitles | مليارات من جزيئات المادة المظلمة تمر خلال أجسادنا كل ثانية |
Birbiri ardı sıra, birbirinin tıpkısı sayısız günler öylece geçiyor, hiçbir şey getirmeden. | Open Subtitles | ليست كما تخيلتها يوم بعد آخر، تمر الأيام ومازال الأمر سيام لاشيء جديد |
- Hayır, sadece... Neler yaşadığını biliyorum çünkü ben de o yollardan geçtim. | Open Subtitles | كلا , إنه فقط , أعرف ما الذي تمر به لأنني كنت هناك |
Ama sonra şirket karanlık döneme bu Demokratın kontrolüne geçti. | TED | ولكن بعد ذلك تمر الشركة خلال هذه المرحلة القاتمة لهذا الحزب الديمقراطي. |
Geri çekil, bırakın Bayan lda yemekle geçsin, tamam mı? | Open Subtitles | تنح جانب ودع السيدة تمر بذلك الطعام, هل ستفعل ذلك؟ |
Bu bir koza, kozanın içinde hayvan değişim geçiriyor. | Open Subtitles | هذه هي الشرنقة و بالداخل تمر بمرحلة التغيير |
şu an başından çok şey geçiyor ve sizin desteğinize ihtiyacı var. | Open Subtitles | هي تمر بالكثير الآن و هي من الممكن ان تستفيد من دعمكم |
Arap devletleri çok büyük bir değişimden geçiyor ve kadınların karşı karşıya kaldığı mücadeleler çok yıpratıcı. | TED | الدول العربية تمر بتغييرات هائلة والتحديات التي تواجه النساء كبيرة جدًا |
Tomanya ağır topları geçiyor. | Open Subtitles | خذ أنت، سبوك تمر الآن مدفعية تومينيا الثقيلة |
Günler çok yavaş geçiyor ve seni en kısa sürede görebilmeyi umuyorum. | Open Subtitles | الأيام تمر ببطئ شديد وأتمنى أن أراكِ قريباً |
Neler yaşadığını tam olarak biliyorum, ama cesur olmalısın, tamam mı? | Open Subtitles | أعرف ما تمر به بالضبط لكن يجب أن تكون شجاعاً، حسناً؟ |
Neler yaşadığını biliyorum ve eğer izin verirsen sana yardım edebilirim. | Open Subtitles | أعرف ما الذي تمر به وبإمكاني مساعدتك إن سمحت لي بذلك |
New York Polis Departmanı! Bu yakınlardan hiç damperli kamyonlar geçti mi? | Open Subtitles | انا من شرطة نيويورك هل رأيت انت او اي احد شيئ يشبه شاحنة نفايات تمر من هنا في الدقائق الأخيرة |
Bir adım geri gel. Bırak geçsin. Tamam mı? | Open Subtitles | ابق بعيداً دعها تمر حسناً اعطها بعض الثواني |
Anlamalısın, şu an çok zor bir zaman geçiriyor ve sırtını dayamaya alıştığı kişi benim, ki şu durumda bana, duygusal hasardan daha çok, fiziksel hasar veriyor. | Open Subtitles | عليكِ المحاولة لتفهمها، إنها تمر بمرحلة صعبة حالياً، وتعودت الإعتماد علي، |
Hayatın çok hızlı geçtiğini fark ettim. Bir şeyleri yazmazsan kayboluyor. | Open Subtitles | لقد تيقنت بأن الحياة تمر سريعاُ وإذا لم تسجلي الأشياء فإنها ستفقد |
Zor zamanlar geçiriyorsun. Eşin evi satmaktan bahsediyor. | Open Subtitles | أنها تمر بوقتٍ عصيب إنها تتحدث عن بيع المنزل. |
Ne yaşıyor olursa olsun, onu durdurmak zorundayız. | Open Subtitles | أيّا كان الأمر الذي تمر به فعلينا أن نوقفها |
Yıllar geçerken, gözyaşlarımı tutuyorum, çünkü eğer ağlarsam korkuma yenilirim. | TED | بينما تمر السنين أمنع نفسي من البكاء لأنني إذا بكيت فإن الخوف قد يتملكني |
Hiç düşünmemiştim. Aklımın ucundan bile geçmedi. | Open Subtitles | انا حتى لم افكر بها حتى انها لم تمر في بالي |
şu an bu ailenin nelerle uğraştığını biliyor musun sen? | Open Subtitles | هل لديك اي فكرة فيما تمر فيه هذه العائلة الان؟ |
Tek başına odamda kapalı kalınca saatler geçmek bilmedi. | Open Subtitles | بمفردي، صامتة في غرفتي كانت الساعات لا تمر |
Tam 9/11 ertesiydi ve New York şehri zor bir dönemden geçiyordu. | TED | كان هذا بعد الحادي عشر من سبتمبر؛ كانت المدينة تمر بظروف عصيبة. |
Eğer bu gecenin geçmesine izin verirsen, bu fırsat bir daha gelmeyecektir. | Open Subtitles | إن جعلت هذه الليلة تمر هكذا ببساطة، فلن تتحقق مثل هذه الفرصة مجددا أبدا |
Şimdi profesörü ve Catherine'i eve götürelim, ...sondayı burada bırakırız, fırtına geçene kadar durumu takip eder, biz de sonra geri geliriz. | Open Subtitles | دعنا نأخذ البروفسور و كاترين إلى الوطن سنترك المجس الاستكشافي هنا وندعه يراقب الوضع حتى تمر العاصفة ، ثم نعود إتفقنا ؟ |