Hayır, değilsiniz. O senden nefret ederdi. Bunu ben yaptım. | Open Subtitles | كلا ، لقد كانت تكرهك ، لقد جعلت هذا يحدث |
Burayı daha sıcak yaptım. Belki orayı da daha soğuk yapabilirim. | Open Subtitles | لقد جعلت المكان أدفئ هنا ربما استطيع أن أجعله أبرد هناك |
Dostum, yanlış anlama, ama son yıllarda çok dandik filmler yaptın. | Open Subtitles | يارجل، بدون مخالفة، لكنك جعلت بعض الكريهين في السنوات القليلة الماضية |
Zaten yapmıyorum, tatlım. beni hiç bir şeyi dramatikleştirirken gördün mü? | Open Subtitles | بالطبع لا يا عزيزتي متى وجدتني قد جعلت من أمراً مأساة؟ |
Fakat bunu yapmadan önce, bunu mümkün kılan bir çift şey söylememe izin verin. | TED | لكن قبل أن أقوم بذلك، دعني أخبركم عن بعض الأمور التي جعلت ذلك ممكناً. |
Sen-- Bebeğin evinde altına yaptı mı, altını değiştirmeyi öğrendin mi? | Open Subtitles | لكن أنت هل سبق لك أن جعلت طفلك يعبث في شقتك |
Ölen yeğeni, su bendinde 2 hafta kalmıştı ve onu bir meleğe benzetmiştim. | Open Subtitles | جعلت ابن أخيه يبدو طفلاً جميلاً على الرغم من مضى أسبوعين على موته |
sen, annemi tüm eski kocalarının toplamından daha fazla mutlu ediyorsun. | Open Subtitles | أنت جعلت والدتي سعيدة اكثر من سعادتها مع أزواجها السابقين مجتمعين |
Bir arkadaşımı çok hasta etti. Ve hız gücü onun içindeydi. | Open Subtitles | لقد جعلت صديقي مريض للغاية وقد كانت قوة السرعة به بالفعل |
Kamera tüm bu sahneleri hiç olmadığı kadar ulaşılabilir hale getirmiş olabilir; ama bu sadece kamerayla ilgili değil. | TED | ربما جعلت الكاميرا الحصول على هذه المشاهد أكثر سهولة من أي وقت مضى، ولكن لا يتعلق الأمر بالكاميرا فقط. |
Besinli hava icadım sayesinde, Sonunda Dünya'yı daha iyi bir yer yaptım. | Open Subtitles | ،بسبب إختراعي لجعل الطعام يتساقط من الجو أخيراً، جعلت العالم مكان أفضل |
Bu ziyareti senin selametin için yaptım, Ebenezer Scrooge. | Open Subtitles | أنا جعلت هذه الزيارة لرعايتك، لإبنيزر سكورج |
Bunu sen yaptın çünkü seneye herkesin bir arada olmasına kafayı taktın. | Open Subtitles | أنت جعلت هذا يحدث لأنك مهووسة بأن نكون معاً في العام المقبل. |
CA:Bu biraz garip bir şey, çünkü bunu yaptın ve birçok insan seni deli olarak adlandırdı. | TED | ك أ: حسنا, هذا كان شئ غريب, لأنك جعلت الناس وصفوا تصرفك بعد ذلك بأنك مجنون. |
Korkarım ki beni kurtarman imkansız. Şartlar böyle... ve sana güveniyorum. | Open Subtitles | .لكن أخشى أن الظروف جعلت من هذا مستحيلًا .هذا ليس خطأك |
Atilla'nın üzerine yıkmasına izin verdiğin vergiyi kim ödeyecek? | Open Subtitles | من الذي سيدفع الجزيه انت جعلت أتيلا يفرض نفسه عليك |
Magazin basını hikayeyi cinsiyet ile ilgili yaptı. | TED | جعلت الصّحيفة الشعبيّة قصّتي تتمحور حول الجنس. |
Hâlâ annen kapıyı yüzüme kapadıktan sonra onu nasıl ikna ettin anlamıyorum. | Open Subtitles | مازلت لا أعرف كيف جعلت أمك توافق بعدما صفقت الباب في وجهي |
Karen annesini ikna etti. O da evini kefalete karşılık teminat gösterdi. Serbesttim. | Open Subtitles | أخيراً كارين جعلت أمها ترهن البيت لتدفع كفالتي وقد خرجت |
Küba'daki füzeler Amerikalıları her zaman olandan daha saldırıya açık hale getirmişti. | Open Subtitles | جعلت الصواريخ في كوبا الأمريكيين أكثر عرضة للخطر من أي وقت مضى |
Cate'i lisede hamile bıraktın ve bunu yaptığını inkar ettin. | Open Subtitles | لقد جعلت كايت حامل في الثانوية وقد نفيت أنك فعلت |
Olayı nasıl eline yüzüne bulaştırıp Penny'i sevgilisiyle barıştırdığını tekrar anlat. | Open Subtitles | أخبرنا ثانية كيف أفسدت الأمور و جعلت بيني تعود إلى صديقها |
The Banner'a en yüksek tirajı kazandıran bu prensiptir. | Open Subtitles | هذة هى السياسة التى جعلت جريدة بانر الجريدة الأكثر توزيعاً |
Sevmesi gereken tek kişi haricinde tüm dünyanın seni sevmesini sağladın. | Open Subtitles | جعلت العالم أجمع يُحبّكَ إلّا الشخص الوحيد الذي تعيّن أن يحبّكَ. |
Bu birlikteki askerler senin yüzünden Amerika Ordusuna yanlış tanıtıldı. Ama doğru değil! | Open Subtitles | لقد جعلت كل رجل فى هذا الزى يظن ان جيش الولايات المتحده مسخره |
Vücudunun Nathan olduğunu sanmasını sağladım. Senin şekil değiştirmen gerisini halledecekti. | Open Subtitles | لقد جعلت جسدك يعتقد أنها ذكرياتك وتكفلت قدرتك بالتحول على الباقي |