Öncelikle, markanın bir ses ürünün bir hatıra eşyası olduğunu iyi anladılar. | TED | أولا، فهموا جيدا أن العلامة التجارية هي صوت، وأن المنتج هو تذكار. |
Sizin de gayet iyi bildiğiniz gibi plastikler farklı renklerde olabilirler. | TED | وأيضاً اي بلاستيك يمكن أن يمتلك أي لون كما تعرفون جيدا |
İyi bir dinleyici olmanın diğer bir yolu yansıtıcı konuşmaktır. | TED | وهناك طريقة أخرى لتكون مستمعا جيدا هي استخدام لغة المتحدّث. |
Güçlüdür, hızlıdır ve dengesini çok iyi sağlar ve vücuduna hakimdir. | TED | هي قوية و سريعة تملك توازنا ممتازا و تحكما بدنيا جيدا. |
Bana inanabileceğim güzel bir yalan söyle, ama sar beni. | Open Subtitles | قل لي أمرا جيدا, كذبة قوية يمكنني التصديق، لكن عانقني |
Örneğin Kural 30'un gerçekten iyi bir rastgelelik üreticisi olması gibi. | TED | شىء مثل القاعدة 30، مثلا، تبين أنها تمثل مُوَلّدًا عشوائيا جيدا. |
İnsanlar genelde işler burada iyi olmadığı için Amerika'ya giderler. | Open Subtitles | العمل لم يكن جيدا هنا كيف يسير الحال هنا ؟ |
Gözleri iyi görmüyor da, Bn. Lee'ye yakından bakmak istiyor. İzin verildi. | Open Subtitles | السيد برتشارد لا يرى جيدا و يود رؤية السيدة لي عن قرب |
Sakın sen düşünme Heini. İyi bir savaşçı ol ve düşünme asla. | Open Subtitles | لا تفكر أبدا يا هاينى كن مقاتلا جيدا و لا تفكر مطلقا |
Şey, öyleyse çok yaşa ve kendine çok iyi bak. | Open Subtitles | حسنا .. ستعيش إذن عمرا طويلا و تعتني بنفسك جيدا |
Sorununu bu kadar iyi anlamamın sebebi, aynı çıkmaza benim de girmem. | Open Subtitles | السبب الذى يجعلنى أفهم مشكلتك جيدا هو أننى وقعت فى نفس الخطأ |
- İyi bir yoldaş. - Ve iyi bir doktor. | Open Subtitles | لقد كان هذا جيدا ايها الرفيق و مساعد الطبيب الجيد |
İyi eğitilmişlerdi, ama başlarındaki Danny, yani İkinci Sikander onlara ilham da veriyordu. | Open Subtitles | كانوا مدربون جيدا ، لكن مع دانى كرئيسهم ، إسكندر الثانى تشجعوا أيضا |
Aslında, çok fazla düşünmüyorum. Bu benim için iyi değil. | Open Subtitles | فى الحقيقه,أنا لا أفكر كثيرا . هذا ليس جيدا لى |
Nihayet sevebileceğim birini buldum - iyi ve temiz bir sevgi... malzemesiz. | Open Subtitles | وجدت أخيرا الشخص الذى يمكن أن أحبه حبا نظيفا جيدا بدون إدعاء |
Şimdi iyi dinle evlat. Soruma dikkatlice cevap vermeni istiyorum. | Open Subtitles | و الان يا بني اريدك ان تجيب علي اسؤالي جيدا |
Onu bulacağın tek yer ringdir. Ve bunun içinde yeterince iyi değilsin. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لتجده هي داخل الحلبة و انت لست جيدا بما يكفي |
Allen Dulles'ı iyi tanırdım. Sık sık evinde ona rapor verirdim. | Open Subtitles | كنت أعرف ألين دالاس جيدا أنا غالبا ما ألقاه في منزله |
Havanın güzel olduğu günlerde... ..çoğu zaman pencerenin kenarına oturur... | Open Subtitles | عندما يكون الجو جيدا كانت أمّي تجلس بالقرب من النّافذة |
Bir şey alıyormuş gibi yap ve hoş göründüğünü söyle ona. | Open Subtitles | أنت لا ينبغي عليك اختر شيء ما وأخبرها أنه يبدو جيدا |
İyice kontrol etmezsem Başkan Yardımcısı'nın ofisinin önünden bile geçemem bir daha. | Open Subtitles | ان لم اتحقق جيدا فل استطيع المرور من امام مكتب نائب الرئيس |
harika görünüyor, ama gerçekte karşı konulamaz bir güçle mücadele ediyoruz. | Open Subtitles | هذا يبدو جيدا ولكننا واقعيا نتعامل مع قوى يصعب التنبؤ بها |
Şampiyon'a binebilirsin tabii. Ama o kısrak doğru düzgün eğitilmemiş. | Open Subtitles | بالتأكيد يمكنك الركوب ايتها البطلة لكن المهرة ليس مدربة جيدا |
- Evet. Mezuniyet töreni çok güzeldi. Bütün arkadaşlarım oradaydı. | Open Subtitles | حفل التخرج أيضا كان جيدا وكل اصدقاء العمل كانوا هنا |
- Saygon'da bir gece. Hepsi bu. - O da pek iyi gitmedi. | Open Subtitles | ـ ليلة واحدة في سايجون، هذا أنا ـ نعم، هذا لم يكن جيدا |
Çünkü bence en iyi şey Sıkı çalışıp her türlü olasılığa hazır olmaktır. | Open Subtitles | لأني أظن من الأفضل أن نذاكر جيدا وأن نكون مستعدين لأي شيء يحصل |