"جيداً" - Translation from Arabic to Turkish

    • iyi
        
    • güzel
        
    • hoş
        
    • iyice
        
    • iyiydi
        
    • harika
        
    • doğru
        
    • güzeldi
        
    • düzgün
        
    • dikkatlice
        
    • dikkatli
        
    • Sıkı
        
    • - İyi
        
    • gerçekten
        
    Bu ve diğer sorulara cevap bularak belki bir gün kendimizi yaralar sadece hatıralarda kalacak kadar iyi iyileştirebiliriz. TED حين نجد إجابات على مثل هذه الأسئلة وغيرها ربما سنتمكن من شفاء أنفسنا جيداً وتبقى الندوب شيئا من الماضي
    Yemek yaparken, iyi bir yemek için iyi malzeme gerekir. TED تحتاج في الطهو إلى مكونات وعناصر جيدة لطهي طعاماً جيداً.
    Ve çok iyi sonuç alamayan okullar hesap vermek zorunda kalıyorlar. TED والمدارس التي لا يكون أداءها جيداً تجد نفسها تجري محادثات صعبة.
    güzel bir şekilde yaşamak için Amerika'ya geldim ama nihayetinde bir çöpten farksızım. Open Subtitles ،لقد ذهبت إلى أمريكا لأعيش جيداً ولكنني في النهاية إلى جانب صندوق قمامة
    Bu senenin seçim süreci örnek liderlik yapmak için iyi bir seçenek sunmuyor. TED العملية الانتخابية لهذا العام لم تعطِ خياراً جيداً لم تكن مثالاً يحتذى به.
    Bize bir şey olduğunda ilk kararımız bunun iyi mi kötü mü olduğu. TED عندما يحدث شيء ما لنا، نقرر أولاً، ما إذا كان جيداً أم سيئاً؟
    Bu, birçoğumuz için geçerli olduğundan bana iyi gelen bir zihniyet olmuştu. TED وكما هي الحال مع العديد منا، لقد خدمتني طريقة التفكير هذه جيداً.
    Evet, İyi bir sezon geçirdim. ama daha iyisini bekliyorum. Open Subtitles آجل ، لقد كان موسماً جيداً لي وأتَطلع لموسم أفضل
    Sen de iyi biliyorsun ki; sizin yerinizi kimseye söyleyemem. Open Subtitles إنكِ تعرفين جيداً إنني لا أفكر إطلاقاً بتعريفكِ بأي أحد
    Çok büyük bir bahis değil. Şekerin o kadar iyi sayılmaz. Open Subtitles ليست هذه مخاطرة كبيرة فأن سكرك ليس جيداً إلى هذا الحد
    O söze iyi sahip çık piskopos çünkü tutmanı sağlayacağım. Open Subtitles فكر جيداً جداً منذ الآن أيها الأسقف بما وعدت به
    Bize düşmanlarımıza güvenmemizi ve bunun daha iyi olacağını söylüyor. Open Subtitles إنه يطلب منا أن نثق فى أعدائنا وهو يعرف جيداً
    Ben ne gördüğümü ve ne duyduğumu çok iyi biliyorum. Open Subtitles .دعيني أخبركِ شيئاً أنا أعرف جيداً ما سمعته و شاهدته
    Ama durumu iyi anlayabilmek için zamanda biraz ileri gitmeliyiz. Open Subtitles ولكن لفهم الأمر جيداً على الشخص أن ينتقل أماماً بالزمن
    Time'a kapak olmak için iyi görünmen gerek, değil mi? Open Subtitles يجب أن تبدو جيداً لغلاف مجلة التايم أليس كذلك ؟
    İyi görünüyorsun. İçeride de bu kadar iyi yedin mi? Open Subtitles تبدو في حال جيدة هل كنت تأكل جيداً في المطعم؟
    İyi görünüyorsun. İçeride de bu kadar iyi yedin mi? Open Subtitles تبدو في حال جيدة هل كنت تأكل جيداً في المطعم؟
    Kağıt üzerinde güzel görünüyor, ama orada kabul görecek bir kağıt değil. Open Subtitles ، الآن، يبدو هذا جيداً على الورق لكن الأسطول هناك ليس ورقى
    - Yine sınıfta olmak hoş bir duygu değil mi? Open Subtitles يَبْدو جيداً لِكي يَكُونَ خلفيَ في الصنفِ ثانيةً، أليس كذلك؟
    Mektubumu bitiriyorum aşkım... bu gece çocuklarımı yataklarında iyice ört. Open Subtitles لذا، باختصار يا حبيبتي الليلة، غطي الأطفال جيداً في الفراش
    Bilgi toplamak onun işiydi ve bu konuda çok iyiydi. Open Subtitles لقد كان يستكشف الأماكن و قد كان جيداً للغاية بذلك
    Ve olay örgüsü, hepsinde bu, harika olan biçim vardır. Open Subtitles و كل القصص بها هذا الشيء هذا المنهج كان جيداً
    Bu doğru değil. Dorwell serisini başından beri beğendiğimi biliyorsun. Open Subtitles ببساطة لَيسَت حقيقيَ.تَعْرفُي جيداً أنا أحببتُ سلسلة دورويل من البداية.
    Bunlar çok güzeldi ama, uygun bir buluşma böyle olmamalı. Open Subtitles كان هذا جيداً و لكنها ليست طريقة لائقة لكي نلتقي
    Onunla daha önce düzgün şekilde ilgilenmedim ama yalnız ölmeyeceğinden emin olacağım. Open Subtitles لم أعتني بهِ جيداً من قَبل لكني أكيد لن أجعلهُ يموت وحيداً
    Eğer aynaya dikkatlice bakarsan, buralarında iz göreceksin. Open Subtitles إذا نظرت جيداً في المرآة، سترين علامات هنا
    - Onlar babamın eldivenleriydi onları kullanırken dikkatli olsan iyi olur, tamam mı? Open Subtitles . لقد كانوا قفازات والدي من الأفضل أن تعتني بهم جيداً ، مفهوم؟
    Bu iltifatı çok Sıkı tutun. Sonrası için saklayın. TED تمسكوا بهذا المديح جيداً. تمسكوا به لوقت لاحق
    - Eğer sizinkinin yarısı kadar iyi olabilirse-- - İyi olacaksınız. Open Subtitles إذا كنا نستطيع عمل نفس ما فعلت أنت ستعمل جيداً فقط
    gerçekten en iyi şey olurdu. Tamam, bunu yapacağız. Güle güle. Open Subtitles هذا سيكون حقاً شيئاً جيداً حسناً ، سأفعل ذالك ، وداعاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more