"حان وقت" - Translation from Arabic to Turkish

• zamanı geldi
• vakti geldi
• vaktin geldi
• zamanın geldi
• artık
• vaktimiz geldi
• zamanı gelmiştir
• vaktim geldi
• zamanımız geldi
• tam zamanı
• zamanım geldi
• vakti gelmiştir
• etme zamanı
• zamanı geldiğinde
• vaktidir

İmparator büyük bir hata yaptı. Saldırıya geçmemizin zamanı geldi.
لقد وقع الإمبراطور في غلطة فادحة وقد حان وقت هجومنا.

Size sonsuza kadar kapalı tutmak istediğim hayatımdan bir hikayeyi anlatma zamanı geldi.
حان وقت إخباركم حول جزء من حياتي تمنيت أن يبقى مغلقًا إلى الأبد

Fakat artık eve dönme zamanı geldi. Ve yardımınıza ihtiyacımız var.
لكن الان حان وقت الذهاب الى المنزل ونحن نحتاج الى مساعدتك

Hadi çocuklar, gitme vakti geldi. Sonra görüşürüz, tamam mı?
هيا يا أطفال حان وقت الذهاب أراك فيما بعد، حسنا؟

O zaman beni bilgilendirmenin vakti geldi. Hangi bölüm için çalışıyorsun?
حسنًا، اعتقد أنه حان وقت إعلامي بكل شيء بأي قسم تعمل؟

O halde, zavallı küçük baban gibi yola koyulma vaktin geldi.
لقد حان وقت رحيلك, مثلك أباك الصغير الحزين.

Çalışıyorduk, evimiz vardı ve sonra çocuk sahibi olma zamanı geldi.
كنا نعمل، و كان لدينا منزل ثم حان وقت إنجاب الأطفال

Kendi ruhuna bakmanın ve kendine şu önemli soruları sormanın zamanı geldi.
حان وقت النظر إلى داخلك ، و أن تسأل نفسك الأسئلة المهمة

İkinci saldırı dalgasının zamanı geldi. Arkadaşlarını çağır. Hadi hemen.
حان وقت نوبة الهجوم الثانية نادي أصدقاءك ، هلموا الآن

Tamam, Fortlak Kardeşler. Yıllık rahim kanseri ve vajina muayenenizin zamanı geldi.
حسناً يا أخوات الريح, لقد حان وقت اختبار مسح عنق الرحم السنوي.

Solunum borusunu çıkarma zamanı geldi. Kendi kendime nefes alabilirim.
لقد حان وقت ازالة التنفس الصناعى عنى دعنى اتنفس بمفردى

Tamam, Mavi Şeytanlar, kral ve kraliçemizi belirleme zamanı geldi.
حسناً , بلو ديفلز حان وقت تتويج ملكنا و ملكتنا.

Ne demeye çalıştığınızı bilmiyorum. Ve senin gitme vakti geldi.
لا أعلم إلى ماذا تُلمحين وأعتقدُ أنّه حان وقت مغادرتكِ

Haftalarca bekledikten sonra bizim Kutup Ayısı için yemek vakti geldi.
بعد أسابيع من الإنتظار حان وقت الأكل بالنسبة للدب القطبي الشاب

Bebek olayı yüzünden. Sanırım birimizin ileri çıkmasının vakti geldi.
هذا يتعلق بأمر الطفل وأعتقد أنه حان وقت تدخل أحدنا

Hayatlarımızda iyilikten çok kötülük yaptık, ve bedelini ödemenin vakti geldi.
إرتكبنا ذنوب أكثر من الأعمال الصالحه بحياتنا و حان وقت العقاب

Ötme vakti geldi, kızım ve aşk sözleri duymak istemiyorum.
حان وقت الغناء يا أختاه. وأنا لا أقصد أغاني الحب.

Özür dilerim. Bayanla biraz işimiz var. Senin gitme vaktin geldi.
حان وقت مُغادرتكم , يوجد عمل للقيام به مع الفتاة

Evine gitme zamanın geldi ama bu hayatta bildiğin evine değil.
حان وقت ذهابك للمنزل لكنه ليس المنزل الذي عرفتيه في الحياة

Şu ana kadar bugün oldukça eğlenceli geçti. Fakat gitme vaktimiz geldi.
الان لقد كان يوما رائعا ولكن حان وقت الذهاب

Belkide derisini ilk ve son kez yüzmenin zamanı gelmiştir.
ربما حان وقت إنارة هذا الوجه لأول و آخر مرة

Affedersiniz. Nöbet vaktim geldi.
استميحك عذرا يا سيدي فقد حان وقت مراقبتي

Sanırım Bay Goldfinger ve benim tanışma zamanımız geldi. Toplum içinde, tabi ki.
حان وقت أتقابل مع جولدفينجر إجتماعيا ، بالطبع

Canım, bir dakika gelsene. Teselli ve sevgi için tam zamanı.
تعالي يا عزيزتي حان وقت الحب ، وقت أن نآزر بعضنا

Merhaba. Ön tarafta kimse yoktu. Randevu zamanım geldi, değil mi?
مرحباً, لايوجد أحد في الأستقبال حان وقت جلستي أليس كذلك؟

Paten yapan,puro içen bir evcil hayvan istiyorsanız aile kurmayı düşünmenin vakti gelmiştir.
إن احتجت إلى حيوان أليف يستطيع التزلج وتدخين السيغار، فقد حان وقت التفكير في تكوين عائلة.

Bu gerçekten harika şampiyon ama artık veda etme zamanı...
حسنا .. هذا عظيم ايها البطل ولكن حان وقت الوادع

Ve analiz etme zamanı geldiğinde biraz geriye atıp farklı bir dağılım isteyebiliriz.
ثم إذا حان وقت التحليل، يمكننا إرجاعها قليلاً ونطلب توزيع مختلف.

Vakit bu savaşı kazanma ve okulu müptelâlardan temizleme vaktidir.
حان وقت أن نربح هذه الحرب و نطهر المدرسه من مدمني المخدرات