| Arabayı hazırlamak için ahırlara giderken ona bir şey oldu. | Open Subtitles | عندما ذهب إلى الإسطبل لتحضير العربة حدث شيء ما له |
| Geçen hafta bir şey oldu ve gitmemize izin verdiler. | Open Subtitles | حدث شيء الأسبوع الماضي، وتم تركنا جميعاً نمضي لحال سبيلنا. |
| Ve bu iki farklı adam arasında pek beklenmedik bir şey oldu. | Open Subtitles | وربما قد حدث شيء غير متوقع آخر بين هذين الرجلين المختلفين تماماً |
| Lütfen olağan dışı bir şey olursa polise haber verin. | Open Subtitles | لذا رجاء دعي الشرطة تعرف ان حدث شيء غير اعتيادي |
| Bu sebeple o siyah düşük bel pantolonun hayatıma girdiği gün bir şeyler oldu. | TED | لذلك، في اليوم الذي دخلت فيه تلك السراويل السوداء حياتي، حدث شيء ما. |
| Ama sonra sana bir şey oldu ve düzgün kalacak kadar güçlü değildin. | Open Subtitles | لكن بعد ذلك حدث شيء و لم تكن قويًّا بما يكفي للبقاء متخلّقًا. |
| İki gün önce, çökmüş ağrıya neden olabilecek bir şey oldu mu? | Open Subtitles | هل حدث شيء ما منذ يومين من الممكن انه سبب هذا الالم؟ |
| Evet, duygusaldı ve ilham vericiydi, her zaman, kalıpların dışında düşünmeyi duyardım , fakat gerçekten de kendi kalıplarımın dışına çıktığımda bir şey oldu. | TED | الآن، لقد كان ذلك عاطفيا وملهما، وكنت دائما أسمع عن التفكير خارج الصندوق، ولكن لم يكن حتى خرجت حقا من صندوقي أن حدث شيء. |
| Lisedeyken bir şey oldu. | TED | حسنا، بينما كنت في المدرسة الثانوية، حدث شيء. |
| Sonra müthiş bir şey oldu, insanlar bize eski cep telefonlarını yollamaya başladılar. | TED | ثم حدث شيء مدهش حقًا، كان في إرسال الناس لهواتفهم المحمولة القديمة. |
| Duruşmadan önceki gün tuhaf bir şey oldu. | TED | وقبل أيام قليلة من المحاكمة، حدث شيء يثير الفضول. |
| Bu Reign'di. Sanatımın önünde fotoğraf çekmişti. O fotoğrafı gördüğüm an, o an bir şey oldu. | TED | كانت ريجن. لقد تصورت أمام لوحة لي، وباللحظة التي رأيت بها هذه الصورة، حدث شيء بهذه اللحظة. |
| Bu her neyse sana bir şey olursa 1 dakika bekle | Open Subtitles | مهما كان نتيجة هذا إذا ما حدث شيء لك. إنتظر دقيقة. |
| Ablam hapiste ve hamile ve eğer Felipe'ye bir şey olursa, ölür. | Open Subtitles | إنها في السجن و حُبلى و ستموت حتما لو حدث شيء لزوجها |
| Çünkü sana bir şey olursa dostum onlara ne olur? | Open Subtitles | لأنه لو حدث شيء لك يا رجل فمالذي سيحدث لهم؟ |
| Şimdi.. Bazı şeyler oldu ve artık bunu daha fazla senden gizleyemem. Kendimi berbat hissediyorum. | Open Subtitles | قد حدث شيء ولا يمكنني أن أخفي عنك أكثر من ذلك لدي شعور سيء |
| Şimdi.. Bazı şeyler oldu ve artık bunu daha fazla senden gizleyemem. Kendimi berbat hissediyorum. | Open Subtitles | قد حدث شيء ولا يمكنني أن أخفي عنك أكثر من ذلك لدي شعور سيء |
| Fakat sonra, 1.8 milyon yıl önce, olağanüstü birşey oldu. | Open Subtitles | ولكن بعد ذلك، قبل 1.8 مليون سنة، حدث شيء مذهل. |
| Filip'in dediğine göre eğer birşey olursa başımız belaya girermiş. | Open Subtitles | فيليب يقول أننا سنتورط في مشاكل إذا حدث شيء ما. |
| Eğer oğluma bir şey olduysa Tanrı yardımcım olsun, hepinizi öldürürüm! | Open Subtitles | لو حدث شيء لإبني فليساعدني الله , سأقتل كل واحد منكم |
| Papaz okulunda rahip olmak için eğitim alırken başıma Bir şey geldi. | TED | حدث شيء ما بينما كنتُ أدرس في المعهد الديني وأتدربُ لأصبح كاهنًا. |
| Bu uçakta çok yanlış bir şeyler olmuş. | Open Subtitles | حدث شيء خاطيء للغاية في هذه الطائرة |
| Ne zaman Bir sorun çıksa, gelip yüzüme karşı bağırıyorsunuz. | Open Subtitles | لماذا عليكم المجيء إلى هنا ومواجهتي كل ما حدث شيء ؟ |
| Dükkandan buraya gelene kadar birşeyler oldu. | Open Subtitles | حسنا. حدث شيء ما بالرغم من ذلك بين المتجر وهنا |