| Son savunma hattı biziz... ve bu ağır görevi reddetmeye hakkımız yok. | Open Subtitles | نحن آخر خط للدفاع, ولا يمكننا لا نجرؤ على رفض هذا العبء |
| Bunu bir yere göndermeniz için boru hattı döşemeniz lazım. | Open Subtitles | من أجل إرساله في مكان ما يجب إنشاء خط أنابيب |
| Sahip olduklarımız bir buluta dönüştükçe, bulanık bir çizgi ortaya çıkıyor, benim olan ile senin olan arasında ve bizim olan arasında. | TED | الأن كما هو الحال ممتلكاتنا تختفي في السحاب، هنالك خط ضبابي يظهر بين ما هو لي وما هو لكم، وما هو لنا. |
| Ortak hat olduğunu biliyorum, ama acil bir durum var, polisi aramam gerekiyor. | Open Subtitles | نعم, انا اعرف انه خط الحزب, ولكنها حالة طارئة يجب ان اتصل بالشرطة |
| Sizinle tekrar bağlantıya geçmeyi planladık. Bir güvenlik çizgisi yapmayı başardık. | Open Subtitles | لقد خططنا أن نتصل بكم بعد أن نثبت في خط آمن |
| Doktorların el yazısı problemine bir cevap gibi göründü ve tedavilere çok daha iyi bilgi sunma avantajı vardı. | TED | بدت وكأنها الحلّ الأمثل لمشكلة خط يد الأطباء، وكانت لديها ميزة توفير بياناتٍ أفضل بكثير من أجل العلاج. |
| Şu an umudunuz yokmuş gibi gelebilir ama yardım hattını bir nedenle aradınız. | Open Subtitles | ربما ابدو غير قادرة على المساعده الان لكنك اتصلت على خط المساعده لسبب |
| 60 dakika oyunun her iki yönünde, başlangıç çizgisinde sizi ezdik. | Open Subtitles | لمدة 60 ثانية صلبة سيطرنا على خط المشاجرة على جانبى الكرة |
| Ve kale çizgisine sadece üç yard kala Rod Lane Lantz'i indiriyor! | Open Subtitles | رود يطرح لانتر على الأرض علي بعد ثلاث ياردات من خط الهدف |
| Her kıvrımı, her hattı, her girintiyi görebiliyordu, ...ve kendisini eşsiz yapan güzelliğin parçaları olduğu için bunları seviyordu. | Open Subtitles | سيرى كل منحنى كل خط ، كل فجوة ويعشقهم لأنهم كانوا جزءً من الجمال الذى جعلها فريدة من نوعها |
| Arazimden geçecek bir boru hattı inşa etmek istediğini biliyorum. | Open Subtitles | علمت الان انك تريد بناء خط انابيب يمر على املاكى |
| Efendim, bu servis hattı sadece 12 yaş üzeri içindir. | Open Subtitles | سيدي، هذا خط خاص لمن هم فوق سن الثانيه عشرة |
| Bu çok bulanık bir çizgi, ve yaptığımız gözlemlerle zamanla daha da bulanıklaşıyor. | TED | إنه خط غامض جدا، ويزداد غموضا في كل وقت ونحن نسجل ملاحظات أكثر. |
| Aralarındaki her çizgi iki insan arasındaki ilişki. Farklı türde ilişkiler. | TED | كل خط بينهم هو علاقة بين شخصين أنواع مختلفة من العلاقات. |
| Başka bir sorunlu hat varsa neden daha çok yeraltı patlaması yapmıyorsun? | Open Subtitles | لما لا نقوم بالمزيد من التفجيرات لنرى إذا كان هناك خط صدع؟ |
| O mekanik bir hat. İmkansız. - Kimse o hatta pilotluk yapamaz. | Open Subtitles | هذا خط ميكانيكى، هذا مستحيل لا أحد يستطيع التحليق فى خط ميكانيكى |
| Bu yeni bass vuruş çizgisi ve ilk diğer vuruşlarla eşleşiyor. | Open Subtitles | مثل هذا , خط تضخيم جديد و هذا هو سرعة الأغنية |
| yani, babamın çok kendine özgü bir hediye paketleme tarzı vardı ve annemin el yazısı da Noel Baba'nınkine fazlasıyla benziyordu. | TED | كان لوالدي ، أسلوب مميز جدا في التغليف، وخط يد والدتي كان قريب من خط بابا نويل. |
| Telefon hattını onlarca kez kontrol ettim. Şimdi iyi çalışıyor. | Open Subtitles | لقد تحققت من خط الهاتف عشرات المرات، إنه يعمل الآن |
| Ama nerede başarısız olduğunuza bakın. 1 metre çizgisinde tökezlediniz. | Open Subtitles | لكن انظرا حيث أخفقتما لقد تلمستما بالكاد خط تسجيل المَرْمى |
| 14 koridoru da turlayacak ve sonra başlama çizgisine döneceklerdi. | Open Subtitles | سيقطعان 14 ممراً ، وبعد ذلك سيعودان إلى خط البداية |
| Bitiş çizgisini geçerken beni gördüğün için gerçekten çok mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد حقاً لوجودك هنا و رؤيتي اقطع خط النهاية |
| Billy ile ben, Güney Caddesinden boru hattına kadar kontrolümüzü yapalım. | Open Subtitles | أنا و بيلي سنعبر من خلال شارع إنسايد إلى خط المواسير |
| Ve Willy Güneydoğu tren hattının güvenlik şefinin ofisine girdi. | Open Subtitles | وويلي اقتحم مكتب المرسل في خط السكة الحديد الجنوبي الشرقي |
| Annem çiftliklerde çalıştı, sonra da altı gün, çift vardiyalı araba montaj hattında. | TED | عملت أمي في الحقول وثم على خط تجميع السيارات تعمل ستة ايام وبدوامين |
| Bir başka deyişle, izlenemez bir hattan gelen aramayı kabul etmiş. | Open Subtitles | بمعنى اخر فقد أخذ الرقم واتصل من خط لا يمكن تتبعه |
| Ve çok çok iyi görünüyor. Bu da yaşam çizgin, ta aşağı kadar gidiyor... | Open Subtitles | وهذا هو خط الحياة يأخذ الطريق الطويل للأسفل |