"خطي" - Translation from Arabic to Turkish

• yazılı
• doğrusal
• yazımı
• hattım
• hattımı
• el yazım
• lineer
• yazımın
• hattımdan
• çizgi
• çizgisel bir
• çizgimi

Sizin faturalarınızı yazılı izniniz olmadan kullanamam.
لا يمكنني استخدام فواتيركم دون الحصول على إذن خطي منكم

Eğer elimde yazılı yetki olmazsa, bu iş daha başlamadan biter.
لذا إذا لم أحصل على إذن خطي ستنتهي هذه العملية قبل أن تبدأ

eğer çizgi doğrusal olsaydı, yani dik çizginin eğimi, o zaman bu değeri iki katına çıkarmak için iki kat daha fazla enerjiye ihtiyaç duyacaktınız.
تقول بأنه فيما اذا كان خطي الانحدار التدريجي وبالتالي يتضاعف الحجم وسيتطلب ذلك ضعف كمية الطاقة الحيوية

Bilincimizin o soyut, doğrusal olmayan kısmından gelen büyük fikirler bütün tecrübelerimizin doruk noktasıdır.
الأفكار الكبيرة، من تلك الفكرة التجريدية، هي مكان غير خطي في وعينا تمثل تتويجاً لكل تجاربنا.

- Sanat sınıfındaki bir kız yazımı gördü ve eğer tüm davetiyelere adresleri yazarsam benim de gelebileceğimi söyledi.
إحدى الفتيات بحصة الفن رأت خطي و قالت أنه إن كتبت بيدي كل الدعوات يمكنني أخذ واحدة

hattım dinleniyordu,ve senin bana telefon kulübesinde olduğunu söylediğini duydular.
كيف تقولين هذا؟ خطي كان مراقباً ، و قد سمعوكِ تخبرينني بأنكِ كنتِ عند كابينة الهاتف

Geçen haftaki apartman yangınında, iki dakika içerisinde iki söndürme hattı ile kendi hattımı kurdum, su vanasını da hazırladım.
الاسبوع الماضي في حريق الشقة حققت خطين للهجوم ومددت خطي وامسكت الخرطوم في دقيقتين

Bakın, bakın, buraya bakın. Benim el yazım bile değil.
وانظر, انظر, انظر, انظر, انظر هذا ليس خطي

ana mesajım teknolojideki ilerlemenin üstel olduğu, lineer değil.
رسالتي الرئيسية هي أن التطور في التكنولوجيا هو أسي منساب و ليس خطي.

Adam verdiğim listeyi el yazımın bir örneği diye satabilir.
يستطيع ذلك الرجل أستعمال اللائحه التي أعطيته أيّاها كعيّنة من خطي

Korkma! Mutfağa girmeye cesaret edemezler. Elimde yazılı belge var.
لا تخافي, لا يجرؤون الدخول إلى المطبخ لدي تعهد خطي مكتوب.

yazılı olarak verir misin?
هل يمكننا الحصول على أقوالك بشكل خطي هاي, توقفوا عن هذا

Gerçek bir teklifiniz olduğunda, yazılı verin.
عندما تحملين شيئاً حقيقياً ضعيه بشكل خطي

Mayonez, diş macunu, kan, boya, Hindistan cevizi yağı ve kuvvete doğrusal olmayan tepki veren diğer, pek çok sıvı.
المايونيز، معجون الأسنان، الدم، الطلاء، وزبدة الفول السوداني والكثير من السوائل الأخرى تستجيب للقوة بشكل غير خطي.

Tek bir motorla, tek bir doğrusal aktüatörle başladık ve sonra onları kontrol etmek için özel bir devre tahtası
وعليه بدأنا مع محرك منفرد، محرك خطي وحيد، وبعد ذلك كان علينا تصميم حدود الدوائر المخصصة للسيطرة عليها.

Kendi yazımı okuyamıyorum. Ama sana şunu söyleyeyim, Müdür Bey, "H" ile başlıyor.
لا استطيع قراءة خطي ، لكن ايها الآمر إنها تبدأ بحرف "هـ"

Çok affedersiniz. Kendi yazımı bile okuyamıyorum, çok pardon.
آسف ، لا يمكنني أن اقرأ خطي ، آسف

Bunu cevaplamalıyım. Özel cinayet hattım.
علي أن أجيب على هذه المكالمة إنه خطي الخاص بجرائم القتل

Telefon faturamı ödemekte birkaç milisaniye geciktim diye seks hattımı devralıp kimliğimi çalman dürüstçe bir hareket mi sence?
تقول عن هذا عدلاً, وأنا تأخرت أجزاءً من الثانية على تسديد فاتورة هاتفي وأنت كنت قادراً على وراثة خطي الساخن

Belki yeni kaza geçirdiğim için el yazım çok titrek olmuştur ya da belki bir kuş notu alıp gitmiştir.
ربما كان خطي مهزوزًا لأني تعرضت لحادث للتو أو ربما طار طائر بالملاحظة

Kafatasının ön kemiğinde lineer kırık vardır.
لديه كسر خطي طول العظم الجبهي من جمجمته.

El yazımın çok kadınımınsı olduğunu farkettim.
لكنني أدركت الآن أن خطي إنوثي جداَ

Kişisel hattımdan arıyorum ve bu konuşmayı inkar edeceğim.
أتصل بك من خطي الشخصي. وسأنكر حدوث هذه المحادثة.

DNA çok uzun çizgisel bir molekül, kişinin nasıl kopyalanacağının kodlanmış hali. Mavi kopyanız.
إنه فتيل خطي طويلة مشفر بالمعلومات لصنع نسخ منك، إنه تصميمك الأولي

Tanıştıktan sonra, kendi zaman çizgimi daha iyi yapmak için şeytani planlarımı terk ettim.
بعد أن إلتقيت بك تخليت عن هدفي الشرير لأركز على إبهاج خطي أحداثي بدلاً من ذلك