| Her zaman bir seçenek vardır. Bu planı büyükbabam hazırlamıştı. | Open Subtitles | لقد كان هذا دائما خيارا جدي فكر في هذه الخطة |
| Evet, kafamdaki şu eski kırık yüzünden... bu seçenek dışı. | Open Subtitles | نعم , ولكن هذا ليس خيارا ً مع تحطم الجمجمه |
| Çoğu için güvende olmak ya da korkmak arasındaki seçim çok kolay. | Open Subtitles | أن تكون آمناً أو أن تكون خائفاً هو خيارا سهل بالنسبة لمعظم |
| Başka seçeneğim yok. İkinci Aşamaya geçmeniz için onay veriyorum. | Open Subtitles | ليس لدى خيارا اخر , سأضطر للتأكيد بالأنتقال للمرحلة الثانية |
| Ama fazla seçeneğimiz yok, değil mi? | Open Subtitles | لكنّنا لا نملك خيارا الآن، أليس كذلك؟ إلى ماذا نحتاج؟ |
| iş birliği yapmalıyız hayal gücü belirleme çünkü başarısızlık bir seçenek değildir. | TED | نحتاج للتعاون، والابتكار، والعزيمة، لأن الفشل ليس خيارا. |
| Onu bir hayvan gibi avlamaya çalışmak, ona kendisini savunmaktan başka seçenek bırakmıyor. | Open Subtitles | ألا ترى أنك بطاردته كحيوان لا تترك له خيارا إلا الدفاع عن نفسه ؟ |
| Daniel Jackson, bir çok defa bu tür olaylarda eğer daha iyi seçenek varsa böyle bir hareketten uzak duracağını belirtmiştin. | Open Subtitles | دانيال جاكسون ذكرت في الكثير من المرات الظروف مثل هذه أنت تتجنب مثل هذا العمل إذا أعطيت خيارا أفضل |
| - Bana başka seçenek bırakmadın, Charlie. | Open Subtitles | لنبقها على هذا الشكل. لم تترك لي خيارا اخر, تشارلي. |
| Mezardan çıkarma emri dışında, başka bir seçenek bırakmadınız bana. | Open Subtitles | حسنا. إذن لم تتركا لي خيارا سوى الحصول على أمر نبش |
| Şimdiye kadar bu insanlar hiç de hoş olmayan bir seçim yapmak zorunda kaldılar. | TED | حتى الان , هؤلاء الناس واجهوا خيارا غير سعيد |
| Karşı karşıya olduğumuz teknik bir seçim değil. Sosyal bir seçim. | TED | لسنا نواجه خيارا تقنيا هنا، إنها قضية اجتماعية. |
| Bir seçim şansımız var. Bu odadaki her birimiz, ne çeşit bir değişim yapmak istediğimizle ilgili bir seçim şansımız var. | TED | لدينا خيارا. كل واحد منا في هذه الحجرة، لدينا خيارا بالنسبة لنوع التغيير الذي نرغب في عمله. |
| Galiba başka seçeneğim yok... ama öğrenci bulma yöntemini hiç beğenmedim. | Open Subtitles | أنت لم تترك لى خيارا ً لكن لا يهمنى أن أكون تلميذا ً لك |
| Eminim, başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | انا على يقين من انني سوف لن أجد خيارا آخر |
| Her ne olursa olsun bunu denemeliyiz. Başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | سنتمسك بتلك الفرصه مهما حدث الان ليس لدينا خيارا |
| Şehir sakinleri, bu gece bana maskemi çıkartmak dışında hiçbir şansım olmadığını gösterdi. | Open Subtitles | أيها المواطنين الليلة بدا لي أنني لا أملك خيارا إلا كشف نفسي. |
| Bakın, biz gerçekten anlaşmak istiyoruz ama bize bir şans vermiyorsunuz. | Open Subtitles | أنظروا لقد أردنا فعلا تسويه هنا لكن لم تتركوا لنا خيارا |
| Cevabınız evet ise mutlak hazzınızı hızla azaltan seçeneği tercih etmiş oluyorsunuz. | TED | إذا كان جوابك نعم، فإنك ستنتقي خيارا سيخفض سعادتك الصافية بشدة. |
| Bunu duymanın zor olduğunu biliyorum, ama bu noktadan sonra başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | أعرف أنه صعب سماع ذلك لكنه ليس خيارا واردا في هذه اللحظة |
| Aslında başka bir şansın yoktu değil mi, Glenn? | Open Subtitles | أنت لم تكن تمتلك خيارا آخر، أليس كذلك، جلين؟ |
| hy için bence iyi bir seçimdi, harika bir seçim. | Open Subtitles | للمحطا، أشعر أنه كان خيارا كبير - اختيار الرائعة. |
| Çok fakirlerin seçim şansı yok. Bir şeylerin değişip fakirlerin de bir şanslarının olması bize bağlı. | TED | الفقير جدا ليس لديه خيار. الأمر متروك لنا لتغيير الأمور وبالتالي يكون لدى الفقير خيارا أيضا. |
| Müşterilerimizi aldatmaktan başka çaremiz kalmamıştı. | Open Subtitles | لم نكن نملك خيارا سوى ان نخدع عملائنا |
| Maalesef, şimdiye kadar olan her şeyi inceledik, buna karar vermekten başka seçeneğim kalmadı. | Open Subtitles | بالنظر لما حدث هنا لحد الآن لا أملك خيارا إلا أن أجزم بذلك |