Bunu yapmayacaksan ve_BAR_ben de kelepçelerle yapamam... bize çok fazla seçenek kalmıyor,_BAR_değil mi? | Open Subtitles | و انا لا يمكننى التنظيف بهذة السلاسل فى يدى لا يوجد لنا خيارات |
Pekala sadece birkaç geceliğine, ve bana fazla bir seçenek bırakmadın. | Open Subtitles | حسنٌ، سيدوم الأمر لبضع ليالٍ فحسب، ولمْ تتركي لي خيارات أُخرى. |
Ama Deng Xiaoping insanlarına seçenekler sunmanın önemini derinden anlıyordu. | TED | لكن دنغ شياو بينغ يفهم غريزيا أهمية تقديم خيارات لشعبه. |
Eğlence için birçok harika seçeneğimiz var ve yine de sadece bu seçenekleri tek başımıza tüketmek her zamankinden daha kolay. | TED | لدينا خيارات كثيرة مدهشة للتسلية، ومع ذلك فهو أسهل من أي وقت مضى بالنسبة لنا أن ينتهي بنا الحال مستمتعين لوحدنا. |
Ama bu tuşu kullanabileceğin sadece birkaç seçeneğin var: 4 9 16 25 36 ve 49. | TED | ولكن توجد هناك عدة خيارات لاستخدام الأزرار: 4 9 16 25، 36، و 49، |
Hiç seçeneği olmayan bir adam tüm seçeneklere sahiptir aslında. | Open Subtitles | رجل بلا خيارات فجأةً أصبح لديه كل الخيارات في العالم |
Bazı seçimler yaptım Peder. İnsanların hayatlarını tehlikeye sokan kötü seçimler. | Open Subtitles | اتخذتُ خيارات يا أبتاه، خياراتٍ فظيعة مع أشخاصٍ حياتهم على المحك |
Aktif olarak desteğini sunacağını sanmıyorum. O yüzden önümüzde üç seçenek var. | Open Subtitles | أعتقد أنه لا يمكن أن يكون نصيراً مباشراً، لذا سأقترح ثلاث خيارات. |
Yani belki de zor seçimler yaparken iki eşit derecede seçenek arasında olduğumuzu söylemek daha doğru. | TED | إذن ربما الأمر الصحيح الذي ينبغي قوله في الخيارات الصعبة هو أنها بين خيارات جيدة بنفس الدرجة. |
Muazzam derecede seçenek var. | TED | يوجد قائمة خيارات استثنائية للاختيار من بينها. |
Düşündüm de paramızı sıcak yemek programına harcarsak çocuklar için sağlıklı seçenekler olabilir. Yani, neler verdiklerini gördünüz mü? | Open Subtitles | اعتقد اذا كنا سننفق الاموال على برنامج الغداء الساخن يجب ان تتوفر خيارات صحية للاطفال اعني هل رايتم مايقدمونه؟ |
- Terapide konuştuğumuz şey bu yeni seçenekler keşfetmek, yeni bir ilişki yaratmak. | Open Subtitles | .. هذا الذي كنا نتحدث عنه بخصوص استكشاف خيارات جديدة خلق علاقة جديدة |
Bunlar ayrı ayrı seçenekler mi yoksa karın striptiz kulübünde mi kalıyor? | Open Subtitles | هل تلك خيارات منفصله ؟ أو زوجتك تعيش في نادي التعري ؟ |
En başında söylediğim gibi, eğer seçeneğimiz varsa, onları istiyorum. | Open Subtitles | و كما قلت سابقا لو هنالك أى خيارات فلتأتونى بها. |
Göğsün alınsa bile, yenilemek için pek çok seçeneğimiz var. | Open Subtitles | , لو أنكِ ستخضعين لاستئصال الثدي هناك خيارات زرع متعددة |
Aslında şirketlerin kalori anlaşmasına katılmaları için üç seçenekleri var. | Open Subtitles | الشركات في الحقيقة لديها 3 خيارات للمشاركة بالإلتزام بالسعرات الحرارية |
Bu göbekle, fazla seçeneğin yok. | Open Subtitles | ابقي في المنتصف جيمبو ليس لديك خيارات كثيرة |
Kumaşları renklendirmek için sınırsız yiyecek seçeneği var ama bunlar zamanla renk değiştiriyor. | TED | هناك خيارات لا حصر لها من الطعام لصباغة الأنسجة، لكن تلك الصبغات يتغير لونها مع الوقت. |
Yemek için sağlıklı seçimler yaparken dikkat ettiğim şey daha az yağlı olmaları. | Open Subtitles | بعض الأشياء التي أفعلها عندما أبحث عن خيارات صحية هو شراء الدهون المخفضة |
Ve bir gün sizden ve benden vazgeçiyor, çünkü onlara sunacak seçeneklerimiz yok. | TED | وفي يوم من الأيام يقنط إيمانها بك , وبي لأننا لا نملك أي خيارات لها |
ancak bu demek değildir ki daha fazla seçim bazı seçimlerden daha iyidir. | TED | لكن لا يتبع ذلك أن وجود خيارات أكثر أفضل من وجود ختارات محدودة. |
- Senin seçeneklerin var kardeşim. - Senin de var. | Open Subtitles | ـ لديك خيارات يا أخي ـ وأنت أيضاً لديك خيارات |
Paranın geri kalanı için bir takım zorlu kararlar vermeliyiz. | Open Subtitles | لذلك لتدبير بقية المبلغ المطلوب علينا أن نبدأ باتخاذ خيارات صعبة |
Fırıncının tüm süreç boyunca yaptığı tercihler ürünü belirliyor. | TED | لان خيارات الخباز على مدى تلك المراحل هي التي ستحدد نوعية المنتج الذي سيخرج لاحقاً |
Yoldaki bir çatışmada, sadece birkaç seçeneğiniz vardır. | Open Subtitles | عندما تتورط في معركة مسلحة في الطريق ستتاح لك خيارات قليلة |
Ve hastanın daha önce duyduğu tüm standart tedavi seçeneklerini sundum. | TED | وأقوم بعرض جميع خيارات العلاج الإعتيادية والتي سمعها المريض في مكان آخر. |
Başka şansımız yok. Bize bazı cevaplar gerekiyor yoksa öleceğiz. | Open Subtitles | ليس لدينا خيارات أخرى فنحن بحاجه إلى بعض الإجابات أو سنموت |