| Odasına girdim, orada utangaç bir kız yatıyordu, saçları dökülmüştü, kelliğini saklamaya çalışıyordu. | TED | دخلت لغرفتها، وكان هناك فتاة خجولة، كانت صلعاء، وكانت تحاول إخفاء هذا الصلع. |
| Bu sabah, her zamanki gibi, 8:30'da geldim. İçeri girdim... | Open Subtitles | هذا الصباح انا وصلت كالعادة حوالى 8.30 صباحاً , دخلت |
| Umarım bir gün söylendiğini duyarım. - Nasıl girdin buraya? | Open Subtitles | آمل أن أستمع لها يوماً ما كيف دخلت إلى هنا؟ |
| FBI 4 gün önce Japonya'ya girdi ve polis personelini araştırmaya başladılar. | Open Subtitles | المباحث الفيدرالية دخلت اليابان منذ أربعة أيام وبدأوا تحقيقاتهم مع موظفين الشرطة |
| Bu kapıdan içeri girdiğin anda, belalar dünyasına girmiş oluyorsun. | Open Subtitles | إن دخلت من هذا الباب فستدخل إلى عالم ملىء بالمتاعب |
| NasıI yanan bir uçağa girip 54 kişiyi kurtardın, peki? | Open Subtitles | فكيف إذا دخلت إلى تلك الطائرة و أنقذت هؤلاء الناس؟ |
| Asıl olan, sen bana kızdın ve ben içeri girdim. | Open Subtitles | ما حدث أنك غضبت علي و أننى دخلت إلى الداخل |
| Ben üç kere hapse girdim. Oysa cinayetlerine hiç rahatsız edilmeden devam ediyor. | Open Subtitles | دخلت السجن 3 مرات بينما يواصل القيام بعمليات القتل بدون أن يزعجه أحد |
| Üsse girdim, pilotun kimliğini kullanarak 2 güvenlik hattını geçtim. | Open Subtitles | لقد دخلت إلى القاعدة، وتجاوزت الأمن مرتين باستخدام هوية الطيار |
| Hey dostum, kıyım odası mıydı, her ne diyorlarsa ona girdin mi? | Open Subtitles | العائلةَ بالكامل متصدعة أيها الرجل،هل دخلت ذلك غرفة ذبح أو أيا كان ما يطلقون عليه |
| New York'tan beri bir izolasyon tankına hiç girdin mi? | Open Subtitles | هل سبق لك أن دخلت في المستوعب المنعزل منذ أن كنا في نيويورك؟ |
| Bölgeme girdin. Ne yapacağımı sanıyorsun? | Open Subtitles | انت دخلت إلى أرضي ماذا تعتقد انني سأفعل؟ |
| Bilgisayar başında bilet rezervasyonu yaptırıyordum ve içeri girdi, tamam mı? | Open Subtitles | كنت أقوم في حجز التذاكر من أجلنا ثم دخلت على حسنا |
| Sunny'yle ilk karşılaştığımda odaya girdi ve benimki mermer gibi sertleşti. | Open Subtitles | اول مرة التي بها سوني دخلت للغرفة فأصبت بأنتصاب في الحال |
| Beyaz bir hatun evine girdi, elemanı hacamat edip, çıkıp gitti... | Open Subtitles | إمرأة بيضاء دخلت إلى قسم الشّرطة قتَلَت الرّجُل , ثُمّ خّرَجَت |
| Buradan girmiş, kürekkemiğini parçalamış ve bir parçası çıkmış ve arkasındaki tahtaya saplanmış. | Open Subtitles | حسناً، لقد دخلت من هنا، و حطمت عظم الكتف، ثم جزء منها خرج |
| Sonuncusu da sağ öndeki dişli kasın sağından girip kalbi delmiş. | Open Subtitles | و الأخيرة دخلت تماماً إلى العضلة المنشارية الأمامية اليمينية ثقبت القلب |
| Doğum sırasında diğer kadının annesi yanlışlıkla benim odama geldi ve sohbet ettik. | Open Subtitles | .. عندما كنت في المخاض دخلت والدة المرأة الأخرى بالخطأ إلى غرفتي وتحدثنا |
| İçeri girdiğimde bir bağ hissettim. Ve sen de hissettin bunu. | Open Subtitles | شعرت بتقارب بيننا عندما دخلت المكتب, واعتقد انك شعرت بذلك ايضاً |
| Beni görmeye geldin sonuçta, bu cesaret ve kararlılık ister. | Open Subtitles | حسنًا ، دخلت إلى هُنا لرؤيتي وذلك يتطلب عزيمة وتصميم |
| Kimsenin onu görmesine izin vermiyordu... fakat ben yine de gittim. | Open Subtitles | إنها لن تسمح لأى أحد بمقابلتها ولكننى دخلت على أية حال |
| İçeri girdiğinde gömleğinin ütülenmediğini ve tıraş olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | عندما دخلت لاحظت أن قميصك مكرمش لم تحلق منذ فترة |
| Benim gözetimim altında olduğunu ve kasaya nasıl girdiğini göstereceğini söylerim. | Open Subtitles | ساخبرهم أنك تحت عهدتي وأنك هنا لتريني كيف دخلت الى القبو |
| Resmi iş kisvesi altında evime girdiniz. Oysa belli ki gerçek niyetiniz bambaşka. | Open Subtitles | دخلت إلى منزلي بحجة العمل الرسميّ، لكن نواياك الحقيقيّة طبعاً شيء مختلف تماماً |
| Onca yılın ardından, en sonunda içerideyim. Shangri La'ya girmeyi başardım. | Open Subtitles | بعد كل تلك السنوات دخلت أخيراً "لقد نجحت بالدخول للـ "الشانغرلا |