| Ben Eric'e bakayım ama moral desteği lazım olursa mesaj çekersin. | Open Subtitles | امم, سأذهب لأبحث عن ايريك ولكن راسلني اذا احتجت الى دعم |
| Köprüüstü ve kontrol arayüzü odasındaki enerji ve yaşam desteği ölçümlerini alıyorum. | Open Subtitles | حسناً أنا أقرء طاقه دعم الحياه فى كلا القمره وغرفه واجهه التحكم |
| Sıfır yerçekimi sorunuyla ilgilenmeleri için Gliead Dam'e gönderilen adamların desteğe ihtiyaçları var. | Open Subtitles | الرجال الذين ارسلوا الى سد جليلد للتعامل مع انعدام الجاذبية يحتاجون الى دعم |
| İyi haber buydu işte. Kötü haber ise yaşam desteğini kaybettik. | Open Subtitles | تلك هي الأخبار الجيدة.ِ الأخبار السيئة هي أننا فقدنا دعم الحياة |
| Yine de politik eşitlik için daha geniş destek elde etmekte zorlanıyorlardı. | TED | ومع ذلك ، كانت تكافحن لتأمين دعم أوسع للمساواة السياسية بين الجنسين. |
| Tabii ben ekonomik kalkınmayı desteklemek derken öyle sihirli bir şey kast etmiyorum. | TED | والآن، عن طريق دعم التنمية الاقتصادية، لا أقصد الإشارة الى أي شيء سحري. |
| Jessica, eski prestijini kaybettin. yardım almadan toparlayabilmen mümkün değil. | Open Subtitles | عليك أن تتنازلي، لن تقدروا على دعم أنفسكم بدون مساعدة |
| Hapisten çıktı, hiç bir görünür mali desteği olmadan araba satışına başladı. | Open Subtitles | بعدها يخرج من السجن، ويفتتح وكالة لبيع السيارات بدون دعم مالي معروف. |
| Oğlunun kayboluşuyla ilgili araştırmada CIA desteği resmi olarak durduruldu. | Open Subtitles | تم الإعلان رسميًا عن وقف دعم المخابرات لقضية اختفاء ابنك |
| Böyle bir anda Şahin Takımı'nın desteği her zamankinden daha hayati. | Open Subtitles | دعم عصبة الصقور حتماً مهمة اللعنة.. إنه ليس الوقت المناسب لذلك |
| 49 görev günlüğü. 1642. gün, hidrolik sondaj kulesi desteği. | Open Subtitles | سجل مُهمات البرج 49، اليوم 1642 فريق دعم الحفّارات المائية |
| Sonra bu türden arabulucuk deneyimi olan kişilerin desteği ve yardımı ile bir çember içinde oturduk | TED | ثم جلسنا في دائرة مع دعم ,مع مساعدة من الناس من ذوي الخبرة في هذا النوع من المصالحة. |
| Ve çoğu kadın bilgili klinik desteğe sahip değil. | TED | ولا يتوفر لدى الكثير من النساء دعم طبي خبير. |
| Müslümanlarla Hristiyanlara karşı müttefik olmak, ona geride kalan herhangi bir yerel desteğe mal oldu. | TED | والغضب الناتج من التحالف مع المسلمين ضد أتباعه المسيحيين كلفه فقدان أي دعم محلي متبقٍ. |
| Bu noktada, yaşam desteğini yeniden başlatacağım ve iniş protokolünün yönetimini ele alacağım. | Open Subtitles | عند هذه النقطة أنا أعيد تشغيل دعم الحياة والسماح لبروتوكول الهبوط بتولي المسؤولية |
| İşinde elde ettiği kazançlar sayesinde; kardeşlerine, üç yeğeni ile topluluğundaki diğer çocuklara okula gidebilmeleri için destek olabildi. | TED | من خلال أرباح أعمالها، كانت قادرة على دعم أشقائها، ثلاث بنات وأبناء وأطفال آخرين في مجتمعها للذهاب إلي المدرسة. |
| Kongrede bulunduğu beş yıl süresince bu harika bölgeyi bakir bir şekilde koruyan bu adamı desteklemek üzere bize katılın. | Open Subtitles | انظموا إلينا في دعم الرجل. الذي في منظمة الصحة العالمية لخمس فترات في الكونغرس وأبقى هذه الأرض العظيمة بدون انتهاكها. |
| Bende hayatlarını riske atan kişilere yardım etmeyi seviyorum. | TED | لذا أحب دعم الناس الذين يخاطرون بحياتهم. |
| Bu köprü için çok uğraştık ve şimdi meyvelerini toplayacağız, ancak önce, tank desteğine ihtiyacım var. | Open Subtitles | لقد كافحنا من أجل هذا الجسر ولكن للقيام بذلك، أنا بحاجة إلى دعم من دبابات |
| Topluluğumun desteğini alabilmek için bir gün geri dönüp bu desteğin karşılığını ödeyeceğime söz verdim. | TED | ولأحصل على دعم مجتمعي، وعدت أن أعود يومًا لأرُدّ هذا الدعم. |
| NASA'da bize bunu öğrettiler. Her zaman bir yedek sistemin olmalı. | Open Subtitles | هذا ما علمونا في وكالة ناسا أن يكون لدينا نظام دعم دوما |
| Politikacıların böyle desteksiz hareket yapacak cesareti yoktur. | Open Subtitles | لا يتمتع رجال السياسة بالشجاعة للقيام بهذا النوع من الحركات بلا دعم |
| Bir zamanlar çaresizken aynı zorlukları yaşayan insanların desteğiyle kızına nasıl da destek olabileceğini gördü. | TED | تحولت من امرأة يائسة لتصبح إمرأة مدركة أنها يمكنها دعم ابنتها، بمساعدةٍ من أشخاص آخرين مرّوا بنفس الصراع. |
| Eğer emzirme desteğimiz çok yönlü değilse, yeterince iyi değildir. | TED | إن لم يكن دعم الإرضاع لدينا متعدد الجوانب، فإنه ليس جيدًا بما فيه الكفاية. |
| Gerçekten böyle bir şey yaptıysanız tasarıyı destekliyor olmanız lazım. | Open Subtitles | أعرف أن الطريقة الوحيدة يمكنكِ فعلها هو دعم مشروع القانون. |
| Yani, cinsiyeti erkeklere görünür yapmak, erkekleri cinsiyet eşitliğini desteklemeye çekmenin ilk adımıdır. | TED | إذاً، جعل نوع الجنس مرئياً بالنسبة للرجال هي أول مرحلة لحث الرجال على دعم المساواة بين الجنسين. |
| Hem ben, hem de takviye bir ekip daha olmalıydı. | Open Subtitles | وكان يجب ان اكون ذلك الشريك بالاضافة الي دعم من الاخرين |