Charlie, "Ateş etme Sommersby." diye bağırdı. | Open Subtitles | : صرخ تشارلي بفزع لا تطلق النار ، ساميرز بي |
Saldırganca tamamen yabancı insanlara bağırdı. Bence bu adam kötü haber. | Open Subtitles | انه صرخ بعصبية الى غرباء اعتقد انه رجل سئ |
Bak, adam gerçekten bizim yerimizde oturan çifte bağırdı. | Open Subtitles | انه بالفعل صرخ فى زوجين كانوا يجلسوا على مقاعدنا |
Kollarıyla kendini sürüklemeye çalıştı sonra çığlık attı ve öldü. | Open Subtitles | جر نفسه عبر الساحة بيداه صرخ علي , ثم مات |
Evet. bir keresinde bir adam da beni öpüp sonra bağırmıştı, ve sakızı diş tellerime takılmıştı. | Open Subtitles | لقد صرخ علي من قبل شاب بعد أن قبلني ومشي علق سواري بعلكة |
Bana çok hoş bağırdı. Sen ne dersin? | Open Subtitles | لقد صرخ فيّ هو أيضاّ وكان هذا مثير جداً ألا تعتقدين ذلك ؟ |
Beş yaşlarındayken, bana o kadar çok "Göt" diye bağırdı ki adımın bu olduğunu sanırdım. | Open Subtitles | و لكن عندما كنت في الخامسة صرخ علي كثيراً حتى اعتقدت أن اسمي أحمق |
Beş yaşlarındayken, bana o kadar çok "Göt" diye bağırdı ki adımın bu olduğunu sanırdım. | Open Subtitles | و لكن عندما كنت في الخامسة صرخ علي كثيراً حتى اعتقدت أن اسمي أحمق |
Garip cüce adam beni takip etmeye başladı ve bana bağırdı topallıyordu ve sırtında da kambur vardı ve polis bana inanmadı ve bir at tarafından eziliyordum ve... | Open Subtitles | و لقد صرخ فى أعرج و لديه جدبة كبيرة على ظهره و الشرطة لم تصدقنى |
Parmaklıklardaki gardiyan silahını bana doğrultup bağırdı: "Sen! | Open Subtitles | و أتى الحارس و أشهر بندقيته علي و صرخ بي و قال |
Üstüne çıktım, çekicimi havaya kaldırdım tam indirecekken bağırdı: | Open Subtitles | واقف فوقه, مطرقه في الهواء قبل أن تصل إلى الأسفل بقليل صرخ .. |
Kelepçeleri taktığım saniyede avukatı için bağırdı. | Open Subtitles | لقد صرخ يطلب محاميه . باللحظة التي كبلته بها |
Son derece tuhaf bir intihar değil mi, bütün mobilyayı odanın içine savurup gerçekleşmeden önce de çığlık attıran. | Open Subtitles | الانتحار الأغرب على الأطلاق والذى بعثر حوله جميع الأثاث ثم صرخ قبل أن يقتل نفسه |
Genç bir adam çığlık atıyordu, uyandığımda onun üstündeydim ve dudaklarım yarasının üzerindeydi. | Open Subtitles | هذا الشاب الصغير صرخ . استيقظت فزعا ً. ووجدت نفسى فوقه |
Paralel parkı öğrenirken babam bana bağırmıştı, çok stres yaptım ve hiç tam olarak öğrenemedim, tamam mı? | Open Subtitles | انظر صرخ في أبي وأنا أتعلم الركن المتوازي وكان موقفًا مؤلمًا جدًا |
Kaldırımın ortasında durdum diye bana bağıran adam hariç. | Open Subtitles | باستثناء رجل ما صرخ على لاننى لم اتوقف عند الاشارة |
Evine gitmiş, Wendy'ye bağırmış, bütçelerini aştığını söylemiş eşyalarını kırıp dökmüş. | Open Subtitles | أتى الى شقتها و صرخ عليها قال أنها تجاوزت الميزانية رما بعض الأشياء |
' diye bağırıyordu sinir krizleri ile evden ayrılırken. | Open Subtitles | هكذا صرخ خال أبي بينما كان يهم بالخروج وهو بحنق شديد |
Ayrıca bağırdığı için göz bebeklerim ışığa çok daha duyarlı. | Open Subtitles | وبؤبؤ عيني أصبح حساس أكثر للضوء لأنه صرخ بوجهي كثيراً |
Ve kahveyi eline bile almadan... sanki anasına asılmışım gibi bağırıp çağırmaya başladı. | Open Subtitles | وبمجرد ان اوصلتها لهم وقام بعد الاكواب صرخ في وجهى وكأنى ضربت والدته |
Sana bağırırsa sen de ona bağır. | Open Subtitles | إذا صرخ عليك ، أصرخي عليه كذلك |
"Vatan sana canım feda" derken dışım içim "Vatan sensin be aşkım! " diye haykırdı. | Open Subtitles | "عندما قلت "حياتي لبلادي قلبي صرخ "أنت وطني " |
Ve daha fincanı dudaklarına bile götürmeden biraz önce anasını sikmişim gibi bana bağırmaya başlıyor! | Open Subtitles | وبمجرد ان اوصلتها لهم وقام بعد الاكواب صرخ في وجهى وكأنى ضربت والدته |
Ama babam bağırana dek dikkatimizi vermemiştik. İki adam saati için babamı silahla vurdu. | Open Subtitles | لكنا لم نعرهما أهتمامنا حتى صرخ ابي رجلان أرديا أبي قتيلاً بسبب الساعة |
Buraya geldiğimde bağırarak, herhangi birinin içeri girmeye çalışması durumunda ikisini de vuracağını söylüyordu. | Open Subtitles | عندما وصلت صرخ اذا حاول اى شخص الا قتراب سيطلق عليهم النار |
Bir an saldırganlaşıp bağırıyor... sonra zayıf yanı ortaya çıkıyor, ağlıyordu. | Open Subtitles | يصرخ بعنف و قوة : دقيقة واحدة ثم صرخ بضعف |