| - Bunu sana yapmayı hiç istemedim. - Numara yapmayı bırak. | Open Subtitles | ــ لم أريد أن أفعل ذلك بك ــ ضع منديلك جانباً |
| Su püskürtücüyü tamir et fotoğraf albümüne resim koy. Şeker yemeyi bırak. | Open Subtitles | أصلاح الرشاشات , ضع الصور في البوم الصور توقفِ عن تناول السكر |
| Yüzüğü sol elinin yüzük parmağına tak... ve söylediklerimi tekrarla... | Open Subtitles | ضع الخاتم في موضعه في اليد اليسرى : وكرر خلفي |
| Silahını indir oğlum yoksa bu beyni duvardan kazımak zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | , ضع المسدس جانباً يا بني و إلا ستبعثر الحائط بدمك |
| Böyle yaparsan bagis toplayamazsin ki. ise gönlünü ver biraz. | Open Subtitles | لن تحصل على أيّ تبرعاتٍ هكذا ضع بعض الحنين فيه |
| Gidip bavuluna bir kaç şey at. Bana da battaniye getir. | Open Subtitles | إذهب و ضع بعض الأغرض في حقيبتك و أحضر لي بطانية |
| Tamam mı? Artık o silaha ihtiyaç yok. Onu bırak, ve git. | Open Subtitles | ليس هناك داعيّ لحمل ذلك المُسدس ضع المُسدس أرضاً ، و إرحل. |
| Hangisini seçecek olursanız olun, silahı bırakmanızı istiyorum. Silahı bırak Price. Seni uyarıyorum. | Open Subtitles | اختر ماتريد لكنني أريد للمسدس أن يختفي ضع مسدسك أرضاً برايس أنا أحذرك |
| Tamam. Bu kadar yeter. Şimdi çantayı yere bırak. | Open Subtitles | حسناً , هذا يكفى الآن ضع الجوال فى منتصف الغرفة |
| Şimdi o gözlükleri tak ve iyi bir çocuk ol. | Open Subtitles | والآن .. ضع هذه النظارات الآن , وستصبح ولد طيب |
| Ve saçlarına dikkat et. Saç tokası veya bere tak. | Open Subtitles | و اعتني جيدا بشعرك ضع مثبت للشعر او شيئا ما |
| Şimdi bıyığını tak ve beni 1979'a götür. | Open Subtitles | بالطبع ضع الشارب واعدني بالزمن الى عام 1979 |
| - İndir silahını! - Defol dedim, serseri! - Silahını hemen indir! | Open Subtitles | ـ قلت أخرج من هنا يا مخنث ـ ضع المسدس على الأرض |
| Hiç kimse bana şantaj yapamaz! İndir şu silahı! | Open Subtitles | ضع هذا المسدس جانباً، مع من تظنك تتعامل؟ |
| Telefonu kadına ver, yoksa sen daha lobiye varamadan tüm binayı havaya uçururum. | Open Subtitles | ضع المرآة على الهاتف، وإلا سأُفجر المبنى بأكمله قبل أنّ تَقدر على الفِرار. |
| Bin doları, şu kabağın içine at da kimse bir akıllılık yapmaya kalkışmasın. | Open Subtitles | لذا ضع ألف دولار في اليقطينة هنا، ولن يكون هناك حاجة لشخص حكيم. |
| Beni dinle ve gidip kafanı soğuk suya tut. | Open Subtitles | ، لو أخذت بنصيحتـي أذهب و ضع رأسك أسفل صنبور بارد |
| Elini cebine sok, sanki silah varmış gibi. Endişe etme. | Open Subtitles | ضع يدك فى جيبك و كأن معك مسدس ستكون بخير |
| Çocuğum pantolon falan giy de, kıçını tekmeleyebileyim. Hayır, dur. | Open Subtitles | ضع بعض الملابس علي، يا طفل حتى يمكني أن أضربك |
| Kapıcı! Bayanın çantalarını getir ve onları içeri al, lütfen. | Open Subtitles | أيها العامل ضع حقائب الأنسة فى الخلف وخذهم إلى الداخل. |
| Köleci başı, yüreklendirme kırbacını kaldır ve ceza kırbacını çıkart. | Open Subtitles | يا مراقب الرقيق، ضع سوط التشجيع جانباً وخذ سوط التعذيب |
| Adamlarını mevkilerine yerleştir ama ben tersini söyleyene dek yerlerinizde kalın. | Open Subtitles | ضع رجالك في الموقع لكن التزم الهدوء حتي أخبرك بخلاف ذلك. |
| Her halükarda götüreceklerdir. Benim ismimi yaz. | Open Subtitles | فسوف يأكلونه بأي حال ضع هذه هناك من فضلك |
| Kızarmak zorunda kalmazsın. Bu kremi sür ki, yanma. | Open Subtitles | كي لا تلسعك آشعة الشمس ضع هذا المسحوق ليحميك منها |
| Kendini dengele. şu ayağını uzaklaştır. Şimdi güzelce ve sert. | Open Subtitles | ثبيت وضعك ضع ذلك الساق في النهايه ليس صعبة الآن |