| Ve vücudumdaki her sinir ucunun bana gerçek dediği her şeyi inkar ettim. | Open Subtitles | و أنكرت بكل عصب ينتهى فى جسدى أى شىء أشك أنه حقيقى |
| Her bir tüy, dişi feromeninin çok küçük miktarını bile algılayabilen bir sinir içerir. | Open Subtitles | تحتوي كل شعرة على عصب يمكنه كشف أقلّ كميات من فيرومون الأنثى. |
| Tam buradan içeri giriyorlar, ufak bir kesikten endoskopu içeri yollayıp ciğerin çökmesine neden oluyorlar, ve omuriliğine yakın bir yerden bir sinir kesiyorlar. | Open Subtitles | ياتون الى هنا , يصنعون شق صغير يضعون منظار يضغط الرئة ويقص عصب من اي مكان بقرب العمود الفقري |
| Güvenli olduğunu düşündüğünüz herhangi bir sinire biyopsi yapın. Tanrım. | Open Subtitles | خذوا عينة من أي عصب يمكنكم الوصول إليه بأمان |
| Futbol oynayan herkez..... baldırın ön kısmından aşağıya uzanan uzun bir sinir vardır... ona vurursan, insanlar acıdan kilitlenirler. | Open Subtitles | أي أحد يلعب كرة القدم يعرف بأن هناك عصب طويل يرهق الساق اضرب ذلك العصب، ويجعلهم ذلك متألمين |
| Her bir sinir hücren harekete geçmen için çırpınıyor. | Open Subtitles | كل عصب من المؤكد أنه يأمرك بالقيام بالعمل |
| Keserek incelerken, damağının üstünde yer alan bir sürü sinir buldum. | Open Subtitles | في التشريح وجدت حزمة عصب موجودة فوق الحَفَّاف تماماً |
| İç kulakla ilgili bir sorun varsa dengesini etkiliyor olabilir belki de sinir sitemini tutan bir durum oluşmuştur. | Open Subtitles | قد تكون مشكلة في الأذن الداخلية وأثرت على توازنها أو عصب ملتهب, لا أدري |
| Levator Scapulae'nin hemen altında taa leğen kemiğinin tabanına uzanan bir sinir olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | اتعلمين بوجود عصب بالضبط اسفل عظمة الترقوة تؤدي مباشرة الي اسفل الحوض |
| İkimiz fasiyofasiyal sinir grefti yapacağız. | Open Subtitles | اليوم هو اليوم الموعود أنت, أنا, تطعيم عصب وجهي متصالب. |
| Süper bir sinir greftini rapor için mi harcıyorsun? | Open Subtitles | أنت تتخلف عن عملية تطعيم عصب رائعة من أجل بحث؟ |
| sinir sıkışması diye düşündüm. | Open Subtitles | متعلق بالعمل , فقط كنت أظن أنه عصب ملتوٍ |
| El ameliyatı için kadavradan sinir kullanmak istiyor. | Open Subtitles | فهو يريد استخدام عصب من جثة من أجل جراحة يده. |
| Boynumda galiba, küçük bi' sinir var. Adamı deli ediyor. | Open Subtitles | لدي قبض في عصب رقبتي أو شيء من هذا القبيل، سيقودني للجنون. |
| Bu bina, gezegenin batı kesiminin sinir merkezidir. | Open Subtitles | هذا المبنى هو عصب في النصف الغربي من الكرة الأرضية. |
| Bedenimdeki her sinire rağmen vücudum bir şeyler kırmak veya birisine zarar vermek istiyordu, ya da doğru sebepler için ...yanlış şeyler yapmak istiyordu... | Open Subtitles | برغم أنّ كلّ عصب في جسدي يتحرّق لكسر شيء أو لإيذاء امرئ أو لفعل كل الذنوب ولكان معي كلّ الحقّ في ذلك. |
| Oksipital sinirine ve şahdamarına basınç uygulanırsa sekiz saniyede kaskatı kesilir ve on saniye içinde ölür. | Open Subtitles | إضغط على عصب الرقبة الخلفي والشريانالسباتي.. يفقد الوعي خلال 8 ثواني ويموت خلال 10 ثواني |
| Şok dalgası gibi damarlarında akan, içinde dolaşan bütün sinirlerinde hareket eden elektriği hisset. | Open Subtitles | وكهربائه السارية في عروقك مطقطقة خلالك مسافرة لكل عصب في جسدك |
| Tanrım. Ben tendon yiyemem. | Open Subtitles | ياالهي, لا استطيع أن اكل عصب |
| Bu hayvan yakalayan tiplerin fazla siniri olmaz sadece tek bir büyük sinirleri olur. | Open Subtitles | فالشخصيات التى تصطاد الحيوانات لا تملك العديد من الأعصاب بل مجرد عصب واحد كبير |
| Gözleri bağlanmış ve göğsünden bir kez vurulmuş. | Open Subtitles | تم عصب عينيه واطلق النار عليه في الصدر مرة واحدة |
| Lütfen bu cemaatin geleceği olan zenci ve Latin kökenli yavrularımızı taciz etmeyin. | Open Subtitles | الشبان والشابات السود واللاتينيين. الذين يمثلون عصب الحياة ومستقبل مجتمعنا. |
| Dirsek kemiği siniri vücuttaki korunmasız sinirler arasındaki en uzun sinirdir. | Open Subtitles | العصب الزندي، هو أكبر عصب في جسد الانسان، غير محمي |
| Küçültmek ve yürürlükten kaldırmak istediğiniz programlar Amerikan rüyasının temel taşları. | Open Subtitles | البرامج التي تريد إعادة تحجيمها أو تفكيكها، هي عصب الحلم الأميركي. |