"فظيع" - Translation from Arabic to Turkish

    • korkunç
        
    • kötü
        
    • iğrenç
        
    • korkunçtu
        
    • berbat bir
        
    • fena
        
    • felaket
        
    • korkunçsun
        
    Ama kötü bir gün geçirdiğimizde ve korkunç birşeyler olduğunda onu nadiren yaparız TED ولكن نحن نادراً ما تفعل ذلك عندما نواجه يوما سيئاً، ويحدث شيء فظيع.
    Böyle korkunç bir sey yasamak onlari daha da güçlendirebilirmis. Open Subtitles أن المرور في شيء فظيع يمكن حتى أن يجعلهما أقوى.
    O en iyi dostum. Bu korkunç. Onu incitecek, biliyorum. Open Subtitles فهو افضل صديقى هذا فظيع سيؤلمه و انا اعلم ذلك
    O kadar kötü bir gündü ki hiçbir işimi yapamadım. Open Subtitles لقد مررت بيوم فظيع لم أتمكن من انجاز أي شيء
    Ona korkunç bir şey olduğunu ya da bizi unuttuğunu sanıyorduk. Open Subtitles لقد تخيلنا أنه حدث شيىء فظيع لها أو أننا تم نسيننا
    Ailenizdeki herkesten daha uzun yaşamak çok korkunç bir şey Bayan Vaughan. Open Subtitles إنه لأمر فظيع سيدة فون بأن تعيشي لمدة أطول من جميع عائلتك
    Bütün gece kalmanı istesem bunun korkunç olduğunu düşünür müydün ? Open Subtitles تعتقد بأنه سيكون فظيع إذا طلبت منك ان تبقى اليله كلها؟
    Onun için korkunç. Bir de beni, öyle bir gücü olan çocuğu düşün. Open Subtitles فظيع لها ، لكن فكر بي ولد صغير مع تلك النوع من القوي
    Tapınakdaki o kadın bana oğlunu ayarladı ve korkunç biri. Open Subtitles هذه المرأة من المعبد جعلتني اخرج من إبنها وهو فظيع
    Bazı insanlar bunun boktan, korkunç ve başka bir şey olduğunu düşünebilir, biliyorum. Open Subtitles وأعلم أن بعض الناس قد يفكرون أنه مزري أو فظيع أو اي شيء
    Şimdi de korkunç bir şey olmasından ve ayrılmamızdan korkuyorum. Open Subtitles أخشى الآن أن يحدث شيء فظيع وأن نفترق بشكل ما
    Eğer haklıysam bu çocuklar korkunç bir şeyin etkisi altındalar. Open Subtitles إذا كنت علي صواب فإن هؤلاء الفتية متورطون بشيء فظيع
    Onu kim öldürürse korkunç bir zarar görecek. Muhtemelen ölecek. Open Subtitles أياً كان من سيقتله سيتأذى بشكلٍ فظيع وعلى الأرجح الموت
    korkunç bir hastalık ama benimle konuşmadan bunca yolu kat etmemen gerekirdi. Open Subtitles مرض فظيع لكن .. لم يتوجب عليك ان تاتى كل هذا الطريق
    İddiaya girerim kötü şeyler oldu. Little lar beni öldürecek. Open Subtitles أشعر أن هناك شيء فظيع قد حدث عائلة ليتل ستقتلني
    Harekatı planlayan Alman Albay, şimdi harekatın kötü gidişatını izleyecekti. Open Subtitles شاهد العقيد الألماني الذي خطط للعملية الأمور تتدهور بشكل فظيع
    Çok kötü oldum ve bunu telafi edecek bir şey yapmak istedim. Open Subtitles .. لقد شعرت بشعور فظيع وأردت أن أفعل شيئاً مميزاً لا يُنسى
    Kendine güveni olmayan bir katil olmak iğrenç bir şey. Open Subtitles ان اقوم بقتل احد وانا غير واثق بنفسى شئ فظيع
    Dün gece ben de gördüm. korkunçtu. Open Subtitles هل تعلم لقد رأئيت كابوس ليله أمس لقد كان فظيع
    Sevdiğin kadın, neredeyse herkesin öldüğü berbat bir gelecekte kapana kısıIdı. Open Subtitles المراة التي تحبها محبوسة في مستقبل فظيع حيث مات الجميع تقريباً
    Herkes etrafta koşuşturuyor ve beni de fena hâlde deniz tutuyor, yani her zaman eğlenceli değil, ama tamamını düşününce öyle. TED الجميع يمشون بسرعة من حولي، و أنا أصاب بدوار بحر فظيع. لا يشتمل الأمر على المرح دائما، لكنه بالمجمل كذلك.
    Şu anda kirlilik felaket boyutuna ulaşmış ve akan bilgiler içinde birçok kıyıda köşede kalmış şey de dışarı sızıyor. TED وهذا امرٌ فظيع جدا .. ويسبب فوضى عارمة جدا واعتقد ان هنالك الكثير من المعلومات يتم اخفاؤها عن الاعلام
    korkunçsun. O ağzınla bir de gidip anneni mi öpüyorsun? Open Subtitles أنت فظيع ،، تقبل إمّك بهذا الفمّ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more