Ama kötü bir gün geçirdiğimizde ve korkunç birşeyler olduğunda onu nadiren yaparız | TED | ولكن نحن نادراً ما تفعل ذلك عندما نواجه يوما سيئاً، ويحدث شيء فظيع. |
Böyle korkunç bir sey yasamak onlari daha da güçlendirebilirmis. | Open Subtitles | أن المرور في شيء فظيع يمكن حتى أن يجعلهما أقوى. |
O en iyi dostum. Bu korkunç. Onu incitecek, biliyorum. | Open Subtitles | فهو افضل صديقى هذا فظيع سيؤلمه و انا اعلم ذلك |
O kadar kötü bir gündü ki hiçbir işimi yapamadım. | Open Subtitles | لقد مررت بيوم فظيع لم أتمكن من انجاز أي شيء |
Ona korkunç bir şey olduğunu ya da bizi unuttuğunu sanıyorduk. | Open Subtitles | لقد تخيلنا أنه حدث شيىء فظيع لها أو أننا تم نسيننا |
Ailenizdeki herkesten daha uzun yaşamak çok korkunç bir şey Bayan Vaughan. | Open Subtitles | إنه لأمر فظيع سيدة فون بأن تعيشي لمدة أطول من جميع عائلتك |
Bütün gece kalmanı istesem bunun korkunç olduğunu düşünür müydün ? | Open Subtitles | تعتقد بأنه سيكون فظيع إذا طلبت منك ان تبقى اليله كلها؟ |
Onun için korkunç. Bir de beni, öyle bir gücü olan çocuğu düşün. | Open Subtitles | فظيع لها ، لكن فكر بي ولد صغير مع تلك النوع من القوي |
Tapınakdaki o kadın bana oğlunu ayarladı ve korkunç biri. | Open Subtitles | هذه المرأة من المعبد جعلتني اخرج من إبنها وهو فظيع |
Bazı insanlar bunun boktan, korkunç ve başka bir şey olduğunu düşünebilir, biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم أن بعض الناس قد يفكرون أنه مزري أو فظيع أو اي شيء |
Şimdi de korkunç bir şey olmasından ve ayrılmamızdan korkuyorum. | Open Subtitles | أخشى الآن أن يحدث شيء فظيع وأن نفترق بشكل ما |
Eğer haklıysam bu çocuklar korkunç bir şeyin etkisi altındalar. | Open Subtitles | إذا كنت علي صواب فإن هؤلاء الفتية متورطون بشيء فظيع |
Onu kim öldürürse korkunç bir zarar görecek. Muhtemelen ölecek. | Open Subtitles | أياً كان من سيقتله سيتأذى بشكلٍ فظيع وعلى الأرجح الموت |
korkunç bir hastalık ama benimle konuşmadan bunca yolu kat etmemen gerekirdi. | Open Subtitles | مرض فظيع لكن .. لم يتوجب عليك ان تاتى كل هذا الطريق |
İddiaya girerim kötü şeyler oldu. Little lar beni öldürecek. | Open Subtitles | أشعر أن هناك شيء فظيع قد حدث عائلة ليتل ستقتلني |
Harekatı planlayan Alman Albay, şimdi harekatın kötü gidişatını izleyecekti. | Open Subtitles | شاهد العقيد الألماني الذي خطط للعملية الأمور تتدهور بشكل فظيع |
Çok kötü oldum ve bunu telafi edecek bir şey yapmak istedim. | Open Subtitles | .. لقد شعرت بشعور فظيع وأردت أن أفعل شيئاً مميزاً لا يُنسى |
Kendine güveni olmayan bir katil olmak iğrenç bir şey. | Open Subtitles | ان اقوم بقتل احد وانا غير واثق بنفسى شئ فظيع |
Dün gece ben de gördüm. korkunçtu. | Open Subtitles | هل تعلم لقد رأئيت كابوس ليله أمس لقد كان فظيع |
Sevdiğin kadın, neredeyse herkesin öldüğü berbat bir gelecekte kapana kısıIdı. | Open Subtitles | المراة التي تحبها محبوسة في مستقبل فظيع حيث مات الجميع تقريباً |
Herkes etrafta koşuşturuyor ve beni de fena hâlde deniz tutuyor, yani her zaman eğlenceli değil, ama tamamını düşününce öyle. | TED | الجميع يمشون بسرعة من حولي، و أنا أصاب بدوار بحر فظيع. لا يشتمل الأمر على المرح دائما، لكنه بالمجمل كذلك. |
Şu anda kirlilik felaket boyutuna ulaşmış ve akan bilgiler içinde birçok kıyıda köşede kalmış şey de dışarı sızıyor. | TED | وهذا امرٌ فظيع جدا .. ويسبب فوضى عارمة جدا واعتقد ان هنالك الكثير من المعلومات يتم اخفاؤها عن الاعلام |
korkunçsun. O ağzınla bir de gidip anneni mi öpüyorsun? | Open Subtitles | أنت فظيع ،، تقبل إمّك بهذا الفمّ. |