"فى الحقيقة" - Translation from Arabic to Turkish

    • Aslında
        
    • Hatta
        
    • Gerçekten
        
    • Aslına bakarsan
        
    • gerçekte
        
    • Gerçek şu ki
        
    • Aslına bakarsanız
        
    • Açıkçası
        
    • Doğrusu
        
    • tam
        
    • aslinda
        
    Aslında 8. Hava Kuvveti tarafından bombalandı. Sakın siz Amerikalıları suçladığımı düşünme. Open Subtitles فى الحقيقة,انه قصف من القوة الجوية الثامنة لهذا لا ألومكم أيها الأمريكان
    İşte o zaman Aslında kim olduğumu... ve ne yapmam gerektiğini anladım. Open Subtitles هذا عندما عرفت من أنا فى الحقيقة و ما يجب على فعلة
    Dünyayı yönetiyormuş gibi görünen bu yaratıklar, Aslında yaprak tarafından yönetiliyorlardı. Open Subtitles والوحوش الهائلة التى ظهرت لحكم الأرض كان حكمهم فى الحقيقة بالقوة
    - Aslında hergele beni bugün ekti. - Öyle mi? Open Subtitles ـ فى الحقيقة أنه قام بإيقاظي اليوم ـ هل فعل؟
    Bu yüzden tekrar camdan atla çünkü Aslında seni görmedim, ben körüm! Open Subtitles لذلك سوف تقفذ من النافذة لاننى لم ارك فى الحقيقة فأنا اعمى
    Aslında bugün, bilimsel bir görevde ona eşlik etmeni umuyordum. Open Subtitles فى الحقيقة كنت أتمنى ان ترافقيه الليلة فى مهمة علمية
    Aslında ilk başta eğitimde değildim, ön-hukuk eğitimi aldım. Babam avukat. Open Subtitles فى الحقيقة لم اكن مدرس فى الاصل بل كنت طالب حقوق
    Birileri uyuşturucu sattıklarını düşünüyor alabilir ancak, Aslında ellerindeki şey virüs. Open Subtitles شخصٌ ما يعتقد أنه يبيع الكوكايين ولكنه فى الحقيقة يسلّم الفيروس
    Ama Aslında çok hoş bir kızdır. Sarhoş olduğunda. Hadi gidelim. Open Subtitles لكنها فى الحقيقة بنت جميلة جداً عندما تكون سكرانه ,هيا بنا
    Aslında ben bir garsonluk işi umuyordum. Daha önceki gibi. Open Subtitles فى الحقيقة ، قد كنت أرغب فى وظيفة النادلة كالسابق
    Aslında, sana asla söylemeyeceği şeyi bana söylediğini öğrenmiş oldum. Open Subtitles فى الحقيقة, هناك اشياء اخبرنى بها ولم يكن ليخبرك بها
    Aslında bu egzotik yemek ülkemde sadece özel durumlarda yenir. Open Subtitles فى الحقيقة ، لا يُؤكل هذا الطعام الغريب فى بلادى
    Aslında daha önce tanışmıştık, ama hatırlamanız için bir sebep yok Open Subtitles ليس لديكِ سبب لتتذكّرى ذلك، ولكنّنا فى الحقيقة تقابلنا من قبل
    Audrey Aslında Jack ve Sheila'nın yemek ücretini bizim kredi kartına aktardı. Open Subtitles فى الحقيقة , اودرى وضعت عشاء جاك و شيلا على بُطاقتنا الائتمانية
    Aslında Bayan Donohugh beni bizzat sizi partiye götürmem için gönderdi. Open Subtitles فى الحقيقة الانسة دوناهى أرسلتنى هنا خصيصا لكى أرشدكما إلى المكان
    öyle görünüyor. Aslında, bizi izleyen gözlerin sayısı gittikçe artıyor. Open Subtitles فى الحقيقة, اعتقد ان عدد الاعين التى تراقبنا تزداد بثبات
    Aslında 2 tane var. Ama siz bunu zaten biliyordunuz, değil mi? Open Subtitles فى الحقيقة , قضيتان ، وأنتَ على علم بذلك , أليس كذلك؟
    Kaçmak çok cool bir şeydir. Hatta kaçmak, küçük bir savaşmadır. Open Subtitles الفرار كان القرار الصحيح فى الحقيقة ان الفرار هو القتال الجديد
    Düşüncelerinizin, beyninizi yaratışını görebiliyoruz, ki bu Gerçekten nasıl çalıştığına dair kilit noktadır. TED يمكننا أن نرى أفكارك تخلق دماغك، والذى هو فى الحقيقة مفتاح لكيف يعمل.
    - Aslına bakarsan, hayır. Biz de tam... - Sorun değil, Gerçekten. Open Subtitles فى الحقيقة , نحن كنا على وشك الذهاب لا مشكلة فى الواقع
    gerçekte özgürlük suç işlemektir.Çünkü öncelikle kendini düşünür, grubu değil. Open Subtitles فى الحقيقة الحرية هى جريمة لأنها تفكر بنفسها وليس الجماعة
    Gerçek şu ki Mona Lisa her zamanki yerinde asılı değildi ve yine Gerçek şu ki resim, fotoğraf stüdyosunda bulunmuştu. Open Subtitles حقيقة ان الموناليزا ليست موجودة فى المكان المخصص لها ,كان فى الحقيقة بسبب انها كانت فى معامل التصوير.
    Aslına bakarsanız özel bir araştırmacı tutmaya daha bugün karar verdim. Open Subtitles فى الحقيقة لقد قررت اليوم فقط ان استعين بمحقق خاص
    Teklifinizi duyduğumda, efendim, Açıkçası çok şaşırdım. Open Subtitles فى الحقيقة ياسيدى , أنا ذهلت عندما . سمعت إقتراحك
    Çok isterdim bayan. Ama Doğrusu, o kadar paramız yok. Open Subtitles حسناً ، بالتأكيد أود ذلك ، سيدتي ولكننا فى الحقيقة لا نملك سوى عشرة سنتات من أجل الخبز
    aslinda, Bati calisma ahlakini kaybetti. TED فى الحقيقة ، الغرب فقد أخلاقياته العملية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more