| Ona çok büyük utanca neden olan bir karardı eğer romanı doğru hatırlıyorsam. | Open Subtitles | وهو قرار سبب لها الكثير من الإحراج إذا كنت أتذكر الرواية بشكل صحيح |
| Huzur içinde ölmesine izin vermek hayatımda verdiğim en zor karardı. Doktorların söylediği o sözleri gün be gün beraberimde taşıdım. | TED | كان ذلك أصعب قرار اتخذته في حياتي، أن أتركها تموت بسلام، ومازلت أحمل كلمات أولائك الأطباء معي كل يوم. |
| Lucas konusunda bir karara varması gereken kişi, ben değilim. | Open Subtitles | لست انا التي كان عليها ان تتخذ قرار بخصوص لوكاس |
| Burada işe başlayıp bu güzel kadınla evlendim. Hayatımın en iyi kararıydı. | Open Subtitles | وتزوجت هذه المرأة الجميلة وهذا كان أفضل قرار في حياتي |
| Sen kim olduğunu sanıyorsun da mahkemenin kararına müdahale edebiliyorsun? | Open Subtitles | كيف بحق الجحيم تعتقد بأنّك يمكنك التدخّل في قرار المحكمة؟ |
| O anda, büyükanneme açılmamak için bilinçli bir karar verdiğimi hatırlıyorum. | TED | الآن، أتذكر اتخاذ قرار واع في تلك اللحظة ألا أزور جدتي. |
| Bu vermek zorunda kaldığım en zor karardı, ama başka çarem yoktu. | TED | كان ذلك أصعب قرار اتخذته، ولكن لم يكن لدي خيار. |
| Bu, Simpsonlar'ın en büyük karardı. Aptal karım yerine çocukları dinlemeliydim. | Open Subtitles | ذلك كان أكبر قرار واجهته في حياتي، وجب أن أنصت إلى الأطفال بدلاً من زوجتي الحمقاء |
| Tamam, yanlış karardı. Fakat onun hakkında çok tuhaf bir his duyuyorum. | Open Subtitles | حسنا ، لقد كان قرار سيئا لكنى احمل له شعورا غريبا |
| Peki, yani tüm her şey, Joel'in vereceği karara bağlı. | Open Subtitles | حسناً, أنت تقول ان الوضع كله معتمد على قرار جويل |
| Tam olarak karara varabilmemiz için Alfa Bataryasi'ni görmemiz gerek. | Open Subtitles | حتى يتسنى لنا إتخاذ قرار حقيقي، فسنحتاج لرؤية البطارية الرئيسيّة. |
| Herhangi bir karara varmadan önce milyon tane fikir değiştirirler. | Open Subtitles | سوف يغيرون رأيهم ألف مرة قبل أن يصدروا أي قرار |
| Daha fazla öğrenci almak istediğini biliyorum ama bu yönetim kararıydı. | Open Subtitles | انا اعلم اننا نبحث عن زبائن جدد لكن ذلك قرار اداري .. حسنا ؟ |
| Şimdiyse inancım, bulduğu şeyin hayatını sona erdirme kararına yol açtığı. | Open Subtitles | الآن أعتقد أنها كانت قد وصلت إلى قرار بانهاء حياتها. |
| Hızlı karar vermemiz istendiğinde kısa yollar aramaya yatkın oluruz. | TED | عندما يتطلب مننا اتخاذ قرار سريع نلجأ للبحث عن اختصارات. |
| Bugün sizlerin hayatının nasıl süreceğini söyleyemem ancak emin olun ki bir gün gelecek ve bir tercih yapmanız gerekecek, işte o zaman bir yapay kalp kapakçığı ile gaz odası arasında tercih yapmak kolay olmayacak. | Open Subtitles | الآن لا أعرف كيف سينتهي لآي منكم المطاف فـي حياته لكني أضمن لكم بأنه سيأتي اليوم الذي ستصنع فيه قرار |
| İlkbahar tatilinde, cesurca bir kararla bezelerimi aldırdım. | Open Subtitles | في عطلة الربيع , اتحذت قرار شجاع بإزالت العقد في حبالي الصوتية |
| Biliyorum, biliyorum, fakat doğru şans tılsımı seçmek zor bir karardır. | Open Subtitles | أعلم، ولكن اختيار قطعة نقود الحظ السعيد الصحيحة قرار كبير جداً |
| Ben bu sabah, yasaklama emri çıkarması için yüksek mahkemeye gittim. | Open Subtitles | هذا الصباح كنت في المحكمة العليا لإصدار قرار بعدم التعرض لك |
| Kitaptan değil ama son on yıldaki bütün işçi kararları bunu gösteriyor. | Open Subtitles | ليس من كتاب لكن كلّ قرار عمليّ على مرّ العشر سنين المنصرمة. |
| Ama hayatınızın en büyük kararıyla yüzleşip bir yere varamamak kadar kötüsü yoktur. | Open Subtitles | لكن لا شيء أسوأ من مواجهة أهم قرار في حياتك بلا الوصول لنتيجة |
| Savaştan önce, verilecek önemli bir kararım olduğunda yazı tura atardım. | Open Subtitles | ..قبل الحرب.. عندما كان لدي قرار مهمٌ لإتخاذه اعتدت قلب عُملة |
| Rastgele bir kararın, zararı azaltmak için tasarlanmış, önceden belirlenen bir karardan daha iyi olması hâlâ mümkün mü? | TED | هل سيكون في تلك الحالة قرار إعتباطي هل سيكون قرار أفضل من واحدة محددة سلفاً أن تقلل من الخطر |
| Hatta basit bir Birleşik Devletler'in Küba'ya saldırmayacağı kararından çok daha iyi olacaktı. | Open Subtitles | ربما حتى أكثر بكثير من من مجرد قرار بسيط من الولايات المتحدة بعدم مهاجمة كوبا |