"قصيرة" - Translation from Arabic to Turkish

• kısa
• küçük
• biraz
• az
• ufak
• hemen
• mini
• kısaydı
• yakın
• yeni
• kısası
• süreliğine
• kısadır

Çok kısa bir süre içinde 18 cm yağmur yağdı
7 بوصات من المطر تساقطات على مدى فترة قصيرة للغاية.

Gibson Kurulumu artık standart bir araç, uzun ve kısa DNA parçaları yapabilmek için dünyadaki tüm laboratuvarlarda kullanılıyor.
طريقة جيبسون هي الآن أداة ذهبية أساسية، تستخدم في المختبرات حول العالم لبناء قطع قصيرة وطويلة من الحمض النووي.

Ve geri dönerken o küçük Çin yerinde durup paket servis almıştık.
و في طريق العودة توقفنا عند المطعم الصيني و أخذنا إستراحة قصيرة

Bu geçtiğimiz birkaç ay, biraz tatil yaptın, dış dünyada biraz zaman geçirdin,
لقد حصلت على أجازة قصيرة الأشهر القليلة الماضية قضيت بعض الوقت في العالم

Her yeni gün, çok az zamanımız kaldığı ve ölenlere saygımızı göstermek için, hayatlarımızı dolu dolu yaşamamız gerektiği gerçeğiyle yüzleşiriz.
اننا كل يوم نقابل نفس الحقيقة , ان حياتنا هنا قصيرة ولتشريف السابقين , يحب ان نعيش حياتنا على اكمل وجة

En ufak bir dikkat dağınıklığında tüm algı yeteneğimi yitiriyorum.
اذا شتت تركيزي ول فترة قصيرة حسي الادراكي لن يعمل

Son 20 yıldır, güvenlik politikalarımız hep kısa vadeli oluşturuldu.
على مدى العقدين الماضيين، كانت سياسة الأمن لدينا قصيرة المدى.

kısa vade için ani özgüven patlaması sağlayabilecek birkaç taktik var.
ثمَّة حيَّل يمكنها فورًا أن تعزز ثقتك بنفسك في مدةٍ قصيرة.

Size üç kısa vadeli trendi tanıtayım ve dünyayı değiştireceklerini göstereyim.
دعوني أعطيكم ثلاثة اتجاهات قصيرة المدى من حيث كيف ستغير العالم.

Hadi dinozorlar olmadan son 4 milyar yılın kısa bir özetini yapalım.
لنذهب في جولة قصيرة خالية من الديناصورات خلال الأربعة مليار سنة الماضية.

Yapmamız gereken ikinci şey ise çok kısa bir süre zarfında ne kadar yol kat etdiğimize geri donüp bakmamız gerekiyor.
الامر الثاني للذي علينا فعله هو علينا فقط ان ننظر الى الخلف الى اي مدى وصلنا في هكذا فترة زمنية قصيرة.

İnsanlar senden kaçınıyor, senden küçük dozlar alıyorlar, seninle rahat değiller.
الآخرين يتجنّبونكِ دائماً ويحبّونكِ لفترةٍ قصيرة إنّهم لا يشعرون بالراحة معكِ

Öğütücüden çıkar çıkmaz, küçük bir tepsi alırsınız ve sadece küçük parçalar halinde çıkarır, üst üste koyar ve dilimlersiniz.
انه يخرج من المفرمه , ولديك صينية صغيرة وتخرجه بتمريرات قصيرة ترصها فوق بعضها البعض عموديا

Her noktanın çapı içindeki cümlenin uzunluğunu gösteriyor, böylece büyük noktalar uzun cümleler, ve küçük noktalar da kısa cümleler içeriyor.
نصف قطر كل نقطة تمثل طول الجملة في الداخل، وتلك النقاط الكبيرة تحوي جملاً طويلة، والنقاط الصغيرة تحوي جملاً قصيرة.

Neden biraz kestirip, kafanı toplamıyorsun sonra da bana uğrarsın.
لما لا تأخذين غفوة قصيرة لتصفي أفكارك وعندها تعالي لمنزلي

Çok kısalar ve çok da az hece var, biraz çaba gösterin.
انها قصيرة جدا ، انها مقاطع قليلة جدا ، لذلك فقط انتبهوا

Tamam, biraz ara ver ve en kısa sürede cepheye dön.
حسنا خذ استراحة قصيرة وبعدها عد للخطوط الامامية بأسرع ما يمكنك

Sanki bunlar bariz gerçeklermiş gibi görünüyor, ama şimdi ufak bir öykü anlatacağım.
وهناك شعور يوحي بهذا، لكن دعوني أقص عليكم قصة قصيرة.

Lütfen yerinize kalın. Bu nöbet geçici. hemen kendine gelir.
فلتبقوا في أماكنكم إنها وعكة قصيرة سيفيق منها بعد قليل

su andan itibaren ev içinde mini etekten baska bir sey olmayacak!
و من الآن و صاعداً لن يرى سوى تنانير قصيرة في المنزل

Yani olasılıktır ki, kollarını oldukça kısaydı... ve o, dik yürüdü.
لذا فمن المحتمل أن أذرعه كانت قصيرة نوعاً ما ويمشي بإستقامة

Uzun değil, yakın zamandır. Bu güçlere sahip olduğumu farkettim.
ليس مدة طويلة ، فقط منذ مدة قصيرة لاحظتأنهلديهذه القوى.

Uzun lafın kısası, bu ülkenin kapsamı.
لجعل القصة قصيرة, لدينا هنا مستوى التغطية في البلاد.

Geçen yıl bir süreliğine burada görev yaptığı için giriş yetkisi vardı.
هو مصرح له بالدخول لأنه عُين هنا لفترة قصيرة خلال العام الماضي.

Elimizdeki en yüksek yağ oranına sahip bitkidir fakat bir kusuru var: kısadır.
تمثل أعلى محتوى دهني يمكن أن نحصل عليه، و لكن بها عيباً و هو أنها قصيرة.