"كُلّ شيء" - Translation from Arabic to Turkish

• Her şey
• Herşey
• herşeyi
• Her şeyi
• her şeyin
• hepsi
• Hepsini
• her şeye
• Herşeyin
• her şeyini
• Her yerimi
• her şeyden

Her şey mantıklı ancak beynim mantıksız işler için yapılmadı.
كُلّ شيء معقولُ لكن عقلي ما كَانَش صمّمَ للعملِ الطائشِ

Ölmeden önce, acıyı yeterince hissedersen,Her şey birden öylesine biter mi?
إذا تَشْعرُ بالألمِ الكافيِ، هَلْ كُلّ شيء فقط يَسْدُّ؟ أمامك عَملَه.

Aç gözlülüğün tutup beni arkamdan bıçaklayana dek Her şey yolundaydı.
كَانَ كُلّ شيء على مايُرام حتى أصبحتِ طمّاعة طَعنتني من الخلف

Ve bugün ben planör pilotu toplumda Herşey bir şiddet.
واليوم انا طيار منزلقَ في مجتمع كُلّ شيء فية عَنيف.

Pekala, ama istediğim herşeyi yapacakmısın?
حَسَناً،لكن هَلْ ستعمل كُلّ شيء أَقُولُة؟

Küçücük bir hata Her şeyi mahvedebilir ve BAE de yürür gider.
فقط شق صغير فوق يمكن أَن يخرب كُلّ شيء ومشي بي أي

Bakın, içten içe ölüyorum ve Her şey harika gidiyormuş gibi davranmak zorundayım.
إسمعوا، أنا أموتُ بالداخل ويجب أن أتظاهر بأنّ كُلّ شيء على ما يُرام

Her şey bittiği zaman, en sonda tiyatro perdesi kapanıyor.
خصوصًا في النهاية، حينما ينقضي كُلّ شيء ويُسدل السِتار أخيرًا.

Her şey oluna girecek, Andy ya da Jenny.
كُلّ شيء سَيصْبَحُ حسناً الآن أندي أَو جيني

Başına gelen en kötü şey olduğunu biliyorum ama bundan sonra Her şey güllük gülistanlık olacak.
أَعْرفُ ان هذا أسوأ شيءِ حَدثَ لك لكن من الآنَ فَصَاعِدَاً كُلّ شيء سَيصْبَحُ وردَ

Sahip olduğum Her şey, arabalar, evler, şirketler... bir gün hiçbirine sahip olamazsın.
أن كُلّ شيء أَمتلكُه السيارات، البيوت، العمل.. يوماً ما لا شيئ مِنْها سَيَكُونُ لك

Özel yardım olmadan... gördüğümüz Her şey kapanacak.
بدون إعانة خاصةِ كُلّ شيء رَأينَا سَيُغلقُ

Her şey senin içinmiş, ...yüzüme kimse bakmadı bile.
كُلّ شيء كَانَ لَك. كان هناك لا شيءُ تَوجّهَ إلاني.

Yaptığın Her şey, hatta beni bacağımdan vurman... beni kaderime zorladı...
كُلّ شيء أنت قمت به. . إطلاق النار على ساقي.

Sadece bir gece benim hakkımda olsun istedim ve yine Herşey Midge'le ilgili.
حَسناً، أردتُ ليلَ واحد الذي فقط حول ني، والآن كُلّ شيء حول البرغشةِ.

Benim için Herşey siyahtı ama öğretmenim bana siyahın yeni anlamını öğretti.
بالنسبة لي كُلّ شيء كَانَ أسود لكن معلّمَي علّمَني المعنى الجديد للأسود

Kök çubuklarımıda temizlersem, Herşey yolunda olacak.
لو أنا يُمْكِنُ أَنْ أَحْصلُ على تعفنِ الجذرَ لتَوضيح، كُلّ شيء سَيَكُونُ حسنا

Zaten akıntı herşeyi götürüyor. Birazdan hava da kararacak.
التيارِ يحرك كُلّ شيء و سيحل الظلام قريباً

Diğer Her şeyi oraya koyuyorsun, kasık bitlerini niye koymayasın?
وَضعتَ كُلّ شيء آخر فوق هناك، لم لا تعفن منشعبكَ؟

Burada her şeyin yolunda olduğuna inanmadığım için döndüm.
أنا رجعت لأني لا أعتقد كُلّ شيء بخيرُ هنا

hepsi burada. hepsi kaydedildi, hepsi ezberlendi Bekliyorsun, göreceksin.
كُلّ شيء أَشّرَ، كُلّ شيء . تَنتظرُ، أنت سَتَرى.

Kendi oğluma söylediğim şeylerin Hepsini tartışmamız gerektiğini sanmıyorum.
أنا لَمْ أُفكّرْ بأنّنا كان لا بُدَّ أنْ نُناقشَ كُلّ شيء أَقُولُ إلى إبنِي الخاصِ.

Benim için yaptığın her şeye minnettar olduğumu bilmeni istiyorum.
أُريدُك أَنْ تَعْرفَ أنا حقاً أُقدّرُ كُلّ شيء عَملتَه لي

Sonra ritüel odasına gittim. Herşeyin fotoğrafını çekiyordu.
ثمّ ذَهبتُ إلى غرفةِ الطقوسِ، كَانَ بيُصوّرُ كُلّ شيء.

Babam, bu yüzük dışındaki neredeyse her şeyini kumarda kaybetti.
،وأبّي خسر تقريبًا كُلّ شيء ما عدا هذا الخاتم يعني شيء له، أخمّن

Her yerimi.
كُلّ شيء.

Şunu anladım ki onu her şeyden, herkesten çok severdim, aşıktım.
بأنّني حَببتُه أكثر مِنْ كُلّ شيء في العالمِ.