Benimle çıkmak için böyle garip sebepler bulmana gerek yok. | Open Subtitles | ونحن لا نحتاج إلى اجتراح الأعذار تعيش مع بعضها البعض. |
Pek bir anlamı yok yani. Burada olmanıza bile gerek yok. | Open Subtitles | انه نوعاً ما بلا فائدة، اننا حتى لا نحتاج اليكم هنا |
Yani, bakın, bir evliliğin yürümemesini neden olan şeyi anlamak için kapalı gözlü, plasebo kontrollü bir araştırmaya gerek yok. Saygısızlık, bıkkınlık, Facebook'ta aşırı zaman geçirmek, başkalarıyla seks yapmak. | TED | ماأعنيه,انظروا لا نحتاج دراسة عن السيطرة الوهمية,او التعمية المُضاعفة لنكتشف مالذي يجعل الزواج لا يكتمل قلة الأحترام,الملل قضاء الكثير من الوقت على موقع فيس بوك ممارسة الجنس مع أشخاص اَخرين |
Bırakın Başkan'ın ifade vermesini hiç bir şeyi açıklamak zorunda değiliz. | Open Subtitles | نحن لا نحتاج لتسليم أي شيء ناهيك عن الادلاء بشهادة الرئيس |
İyi haber ise, evet sizinle paylaşabileceğim iyi haberlerim de var, bunları yapmak için idarecilerden medet ummaya gerek yok. | TED | الأخبار الجيدة هي، وأنا لدي أخبار جيدة لأشاركها معكم، لا نحتاج لانتظار الحكومات لتفعل ذلك. |
Herhangi bir anda kanınızdaki mikroRNA'ları aradığımız için, hangi kanser türünü aradığımızı bilmenize gerek yok. | TED | ولكوننا نبحث عن أنماط الميكرو رنا في الدم في أي وقت، فإننا لا نحتاج لمعرفة نوع السرطان الذي تبحثون عنه. |
Vatandaşlarımızın sabit diskle gezmesine gerek yok. | TED | لا نحتاج إلى مواطنينا يتجولون حاملين أقراص صلبة. |
Fazla teknik konuşmaya gerek yok, teknik olarak zaten 150 yıldır konuşuyoruz. | TED | لا نحتاج للحديث عن الكثير من العلم، لقد كنا نتحدث عن العلم لما يزيد عن 150 عاماً. |
Birincisi, harekete geçmek için kesinliğe gerek yok. | TED | أولاً، نحن لا نحتاج إلى يقين مطلق لنتصرف. |
Yanlarından yürüyüp geçebiliriz. Koşmamıza bile gerek yok. | Open Subtitles | يمكننا أن نهرب منهم بالمشي فقط لا نحتاج للجري |
Pekâlâ. İşte teklifim. - Birbirimizi holde her gördüğümüzde kaçmamıza gerek yok. | Open Subtitles | حسناً ، ها هو الإتفاق ، نحن لا نحتاج أن نجري كلما رأينا بعضنا البعض في القاعة |
Ama benim avukat... olmamı beklememize gerek yok çünkü onlar yardım etmek istiyor. | Open Subtitles | إلا أننا لا نحتاج للإنتظار كل هذا الوقت لأننا جميعا نريد المساعدة |
Bu ne kargaşa! Diane Simmons'a gerek yok. Başından beri daha iyisine sahibiz. | Open Subtitles | لا نحتاج الى ديان ، يوجد لدينا شخص افضل بمراحل |
- Hayır! İfadesini almalıyım. - İfadeye gerek yok! | Open Subtitles | ـ لا , إننى أحتاجها لتدلى بشهادتها ـ لا نحتاج لذلك |
- İfadeye gerek yok! Git. - Sizi oyacaklar! | Open Subtitles | ـ لا , إننى أحتاجها لتدلى بشهادتها ـ لا نحتاج لذلك |
Artık bu cihazı takmana gerek yok tatlım, tamam mı? | Open Subtitles | لا نحتاج إلى أن تضعي جهاز التنصّت حسناً عزيزتي؟ |
Hamburgerler için tabak vermek zorunda değiliz, bu da lazanyaya göre avantaj demek. | Open Subtitles | لا نحتاج بالنسبة للبرجر إلى نفس الطبق ذو الحواف الذي نستخدمه للزانيا |
Neden ya da kafiye gerekmez, Tempo tutun yeter | Open Subtitles | أبدا أبدا لا نحتاج لأي سبب.. أبدا أبدا لا نتكاسل فقط نتقدم .. نتقدم في الحال |
Yardımına ihtiyacım yok. Yardımına hiçbirimizin ihtiyacı yok! | Open Subtitles | لا نريد مساعدتك نحن حتى لا نحتاج مساعدتك |
Kıyafete pek ihtiyacımız olmayacak bir yere gidiyoruz. | Open Subtitles | لا نحتاج الى الكثير من الملابس في المكان الذي سنذهب اليه |
Kusura bakmayın ama, Bay Dannon, bu arama kararı izninize ihtiyacımız olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | مع كل إحترامى يا أستاذ دانون هذه المذكره تعنى أننا لا نحتاج إذنك |
Bunun için CIA'ye ihtiyacımız yok. Bu son görevimiz olur. | Open Subtitles | نحن لا نحتاج المخابرات المركزيه فى شيئ لتكن مهمتنا الأخيره |
Anlam kazanmamız ve iyi olmamız için Tanrı'ya inanmamız gerekmiyor. | TED | لا نحتاج الى الايمان بالله لنكون خيرون وليكون لحياتنا معنى. |
Anne lazım değil. Biz hallederiz. | Open Subtitles | لا نحتاج لعناية طبية يا أمي سنتولى الأمر |
Tedavi olmak istemiyoruz! | Open Subtitles | نحن لا نحتاج العلاج, نحن لا نحتاج العلاج |
Başkalarının takdirine ihtiyaç yoktur. Minnettarlığa ihtiyaç yoktur. | TED | إننا لا نحتاج التقدير . لا نحتاج أى الإمتنان. |